
Hürser
Tekinoktay
22 Haziran 2006
Dünya
Kupası Özel ___
Dünya
Kupasından Yansımalar ....
Dünya Kupası başladığından bu yana 14 günü bir çırpıda geçtik.
Bu sürede futbolu sadece üstünlük kavramına bağlamayan gerçek
spor ve futbolseverler büyük bir keyif ile 18.Dünya Kupası
maçlarını izliyorlar.
Zaman zaman bazı spor adamlarının kupadan memnun kalmadıklarını
söylemelerine şaşırmamak elde değil.
Bu eleştirileri yapanlar geçtiğimiz sezon Türkiye sınırları
içinde acaba Premier Lig'imi seyrettiler diye düşünmemek elde
değil!
Ancak bizim seyrettiğimiz ligde 34 maçlık seri sonunda 2.
ile 3. arasındaki puan farkının 27 olduğu ve her hafta hakem,
yönetici, başkan, federasyon, MHK, tahkim adı altında bir
sürü trajik olayın yaşandığı görüntüler vardı.
Zaten genellikle İngiltere, Almanya ve İspanya liglerini takip
etmeye başlamıştık.
Şimdi 14 günün bilânçosuna bakıldığında 100 yakın gol ve birbirinden
renkli heyecanlı, tempolu maçlar izliyoruz.
Konuşulan ve düşünülen her şey futbol… Çünkü oynanılan oyun
sadece futbol…
Bir sürü futbolcu, teknik adam ve medya mensubu futbol konuşuyor…
Bizim medyamıza baktığınızda onlar da bahsi olan spor adamlarından
farklı bir görüş öne sürmüyorlar.
Onlar da sıkıcı bir futbol yakıştırması yapıyorlar!
Sohbetlerinin hepsi bahis yapmak üzerine! Bu kadar bahis yapmak
üzerine kurulan bir düzenek olunca bahisi kaybedenlerin de
aslen öfkeli olması gayet doğal!
Bunlara ek olarak bir de yayıncı kuruluşun yaptıklarına ne
demeli…
Maçlar bitiyor hemen hiç kimsenin seyretmediği dizi film başlıyor.
Üstelik 2 tane sporcuyu birbirlerini tebrik ederken bile göstermiyor!
Bir futbol maçının en güzel tarafı ve maçın devamı sayılan
90 dakika sonrasıdır.
Kimi zaman kazanan kaybedeni teselli ederler… Kimi zaman birbirlerine
sarılırlar… Kimi zaman da formalarını değiştirirken sempatik
bir sohbet içine girerler…
İşte bunlar bir futbol maçının kültürel amacı ile ilgili yansımalarıdır.
Tabi belki yayıncı kuruluş Türkiye'den alıştığı şekilde maç
sonlarında hep kavga gürültü beklediği için bu şekilde bir
yayına hazırlıklı değildir. Bunları kabul etsek de yayıncı
kuruluş Dünya Kupası başladıktan sonra yayının şifrelenmesinden
sorumludur.
Bizi o şikâyet etti. Bu şikâyet etti demeye hakkı yoktur…
Şikâyet edilesi bir durum var ise zaten usulsüz iş yapılmaktadır…
Ve sorumludur…
Dünya Kupası başlamadan önce yayıncı kuruluşun teknik konularından
sorumlu bir yetkiliye "yayın şifrelenecek mi? Biz uydu
sistemi kuruyoruz. Şayet böyle bir durum var ise, boşuna masraf
etmeyelim" diye yapılan soruya; " yok böyle bir
şey" diye kızarak cevap verdiklerine bir çok futbolsever
şahittir.
Şimdi bu kişiler hem o insanların yaptıkları masraflardan
sorumludur. Hem de bu yayın haklarını alan yatırımcıya karşı
sorumludurlar…
Aylardır kötü hazırlandıkları için hem futbolsevere yanlış
bilgiler vermişler hem de ABD-İtalya ve Gana- Çek Cumhuriyeti
gibi turnuvanın en güzel iki maçını seyrettirememişlerdir.
Maçlar hafta sonuna denk geldiği için yayıncı kuruluşa güvenenler
hiçbir girişimde bulunamadılar. Şimdi hep beraber son yıllardaki
en güzel maçları gerçek futbolsevere seyrettiremeyenlerin
işte maçlar kötüydü zaten diye kandırmaları da fevkalade üzücü
bir durumdur.
Biraz da sahada neler oluyor
Almanya maçlara müthiş bir tempo ile
başlıyor. Klinsman Amerikan kondisyoner ithal ettiğinde Almanlar
çok kızmıştı ve sürekli onun deneyimsiz bir hoca olduğunu
gündeme getiriyorlardı. Ancak ortaya çıkan tablo bundan sonrası
için artık herkesten güvenoyu aldığıdır.
Takımının oynadığı futbol ve Klinsmann'ın kenar yönetimi her
ne kadar şu ana kadar mağlup durumda oynamamış olsalar da
pozitif.
Brezilya'nın deneyimli hocası Parreria şayet Ronaldo'yu erkenden
oynatayım her şey tüm çıplaklığıyla görülsün elemelerde ve
daha zor maçlarda Robinho'yu sahaya sürerim diyorsa, bizden
diyecek bir şey yok. Ancak böyle bir düşüncesi yok ise Brezilya
ve kendisi adına çok kaygı verici!
İtalyanlar bir daha kendilerini bire bir oyunlarda bu kadar
yoracak ve sinirlendirecek ABD gibi bir ekiple karşılaşmayacaklar.
Arjantin güçlü ve farklı özelliklerde bir forvet hattına sahip,
üstelik savunmaları kontrollü oynadığı müddetçe sıkıntıları
az olur.
İngiltere ve İsveç her maçı kazanabilir. Birçok maçı da iyi
oynayarak kaybedebilir!
Portekiz ise 2.turda Arjantin ile oynamaz ise her takımı yenebilir.
İspanya bütünlüğünü koruyabildikçe yolunda ilerleyebilir.
Hollanda ise eski günlerine dönme hazırlığında...
Bu şekilde giderek artan güzel ve keyifli maçları izlemeyi
araya bazı küçük sorunlar girse de kupa bitene kadar zevkle
seyretmeye devam edeceğimiz aşikar.
Şampiyonanın
Baş Aktörleri ve Genç Yıldızları
Saha
içi etkenler
ve kupanın sahibi ilk eleme turunda belli olurmu?
Alışık
olmadığımız futbol şöleni 15
Haziran 2006
Dünya
Kupasından Yansımalar 22
Haziran 2006
Dünya Kupası Özel Ana Sayfa

|