|

Hürser Tekinoktay
26 Mayıs 2004
Zinedine
Zidane,
Di Pietro ve Baltasar Garzon __________
Geçtiğimiz günlerde FİFA'nın
100. Yıl kutlamasında çok keyifli bir Fransa-Brezilya maçı
izledik.
Özellikle ilk yarıda sahadaki hakem ve sporcuların giydikleri
yandan cepli bermuda şortları, yakası bağlı eski nostaljik
formaları ile o günlerin ayrı bir tadını yaşadık.
Sahadaki yıldızlar özellikle bu yarıda futbolun , futbol gibi
oynandığında ne kadar yüksek bir seyir zevki ile keyif verici
bir gizeminin varlığını gösterdiler.
FIFA tarafından 3.Kez Yılın futbolcusu seçilen Zinedine
Zidane sahadaki futbolcuların en iyisi idi kuşkusuz.
Geçtiğimiz günlerde Real Madrid ile 2007'ye kadar kontrat
yapan bu üstün yetenekli Dünya Yıldızı kendisini izleyenlere,
bir futbolcunun becerilerini takımı için nasıl kullanması
gerektiğini gösterdi.
Stade de France Stadı'ndaki kutlama maçını izleyen 76.000
kişinin coşku ile yaşadığı bu futbol sevgisi ülkemizde de
milyonların büyük bir tutkusudur.
Ancak içinde bulunduğumuz günlerde futbol futbol olmaktan
çıkmış gazetelerin iç sayfalarından köşe yazılarına ve sür
manşetlere taşınmış durumdadır.
Yıllardır Futbol - Mafya - Şike Çeteleri konuşuluyordu özellikle
futbolun içindeki insanlardan bazıları her şeyi kanıksamışlar
bazıları da kendi iradelerince bireysel tepkiler göstermekteydiler.
Hatta bazı spor adamları sonucu belli olan maçları niye izleyelim
der durumdaydılar.
Ama yine de içinde bulunduğumuz günler kadar sıkıntı tabana
bu kadar yayılmamıştı.
Futbolseverler , şampiyonluklarda Fatih Terim'lerin , İlhan
Mansız'ların, Tuncay Şanlı'ların ve kendilerinin katkıları
olduğuna inanıyordu bugüne kadar.
Şimdi ise hepsinin içinde bir burukluk yayılmış durumda .
Futbol sevgileri, tutkuları, aşkları elinden kaçacak diye
oluşan bu burukluk , Türkiye'de futbolun geleceğini tehdit
eder duruma gelmiştir artık.
"Bu sene maçlara gitmeyeceğim " sözlerini duymak
kadar kötü bir şey olabilir mi , Futbolun gizemini bilenler
için ?
Evet "Zaman her şeyin ilacıdır " deyip olayları
akışına mı bırakmayı ,
Yoksa bu durumu kabullenmeyip top yekun "Temiz Eller"
mi istemeliyiz , acaba ?
Antonio Di Pietro ve Baltasar Garzon ülkelerinde kendilerinden
istenen " Eller "i nasıl temizlediyseler bizim ülkemizde
bir sürü Di Pietro'lar ve Garzon'lar ortalığı pekala temizlerler
.
Şimdi biraz oturup düşünelim, yandan cepli bermuda şortları
ve keyifli futbol maçlarını geri istiyor muyuz gerçekten ?
Birgün
Gazetesinde yayınlanan diğer yazılar
|