Haluk Ulusoy, yabancı sınırı, yabancı sınırlaması, ali tanrıyer,
6+2, 6+1
Erkut Tekin
13 Şubat 2008
6+2=Rüşvet
Geçtiğimiz gün haber bültenlerine düşen bilgilerden birisi arada
sessizce kaynayıp giderken, bizler bu ayın hemen başında benzer
bir gündemi tartışmıştık aslında.
Hani hatırlarsınız, futbol federasyonunun giderayak yangından
mal kaçırırcasına ürettiği müthiş formül 6+2 den bahsediyorum.
Son yıllarda başta Fenerbahçe olmak kaydıyla birçok kulübün,
yabancı oyuncu sınırlamasına karşı belli bir duruşları varken,
federasyon yetkilileri ısrarla sınırlı yabancıyı savunmuşlar,
hatta “Türk futbolunun bekası adına birileri bedel ödeyecekse
bunu ödemeye bir talibiz” diyerek işin önünü tıkamışlardı.
Derken ne olduysa oldu, federasyon geçtiğimiz sezon başında
kural üzerinde yaptığı bir değişiklikle sahadaki yabancı oyuncu
sayısına bir de kulübedekilerden ekledi ve 6+1 şekline soktu.
Sınırsız yabancı talebinde bulunanlar bu duruma kötünün iyisi
anlamında sevinseler de asıl istediklerinin bu olmadığını ardı
ardına patlayan Türkleştirme operasyonlarında anladık.
Mesaj açıktı. Siz yapmazsanız, biz yaparız demişti kulüpler.
Bunu yaparken de bir takım hormonlu vatandaşlık yasalarını
devreye soktular. Tabii ki bunu yaparken en büyük yardımcıları
da siyasiler oluyordu.
Doğrusunu söylemek gerekirse bu tarz devşirmelerle daha önceden
de tanışmıştık.
Didier Six 1987’de Galatasaray’a transfer olduğunun ertesi günü
Ali Tanrıyar’ın torpiliyle çıkan bir kararname ile bir gecede
Dündar Siz olup “ne mutlu Türküm” diyenlerdendi.
Ancak o dönemin konjektüründe bu tip müdahaleler futbolun çarpık
endüstriyelleşmesinin miladı olarak sayılmamıştı.
Bu gün baktığımızda aslında hep konuşulan ama ne hikmetse
kimsenin bir türlü masaya yatırmaya cesaret edemediği
“siyaset/futbol” ilişkisinin o dönemlerden beri nasıl ve hangi
kumpaslarla günümüze geldiğini görebiliyoruz.
Gerek ekonomistlerin, gerekse sosyologların yaptıkları
araştırmalar şimdilerde futbol oyunundaki çemberin tahminlerinde
ötesinde bir büyüklüğe sahip olduğunu söylüyor bizlere.
Durum böyle olunca suyun başındaki egemenler de doğalarına uygun
olarak her türlü ahlaksız manevrayı fütursuzca yapmaktan geri
kalmıyorlar.
Düne kadar “yabancı sayısının artması bizim evlatlarımızın
gelişimine konulan dinamittir” diyen “millici zihniyet”, şimdi
bir anda zaten gönülsüzce yaptıklarını söyledikleri 6+1’i 6+2’ye
çeviriverdi.
Hem de transferin bitmesine birkaç gün kala yaptılar bunu.
Senelerce karşı tavır sergiledikleri bir konuda, alelacele
alınan bu kararın adı nereden bakarsanız bakın skandaldan başka
bir şey değildir.
Çünkü üretilen son formül sıradan bir zamanda değil, Haluk
Ulusoy federasyonunun delegeler tarafından ipinin çekileceği
anlaşıldıktan sonra kurtuluş reçetesi olarak kulüplere
sunulmuştu.
Hatta bu da yetmemiş bir de yayıncı kuruluş Digiturk’ü de yarı
yolda bırakacak şekilde yeni bir ihalenin de zemini
hazırlanmıştı. Yani siz deyin seçim yatırımı, ben diyeyim
rüşvet.
Bu manevra için çok şeyler konuşuldu. Kimileri Appiah’ın
sözleşmesini dondurmadığı için Aziz Yıldırım’ın federasyona
baskısı diye doyumlarken, kimileri de yukarıda yazdığım gibi
seçim yatırımı dedi.
Ama bunun Türkçesi yapılanın ahlaksız bir teklif olduğudur.
Herkes bilir ki, rüşveti veren kadar alanların da yapılan bu
ahlaksızlığa katkısı eşittir!
Bu sebeple son günlerde kimi taraftar sitelerinin ve kurumların
(TÜFAD gibi) bazı kulüp yöneticilerine bol keseden dağıttığı
“fair play ve hoşgörü” ödülleri sizleri yanıltmasın.
Bu beylerin hepsi aynı kayıktalar ve sergiledikleri oyunun adı
da “kayıkçı kavgasıdır”.
FIFA’nın hafta başında tartıştığı ve büyük ihtimalle önümüzdeki
sezonlarda bir şekliyle yürürlüğe sokacağı 6+5 kuralını bizler
dahi aylar önce duymuşken, FIFA ve UEFA başkanlarıyla kol kola
gezip, arada bir de mektuplaşan Sayın Haluk Ulusoy
federasyonunun becerdiği bu son marifeti bakalım yerine gelecek
olan Hasan Doğan nasıl temizleyecek?
Açıklama: Yazının başında belirttiğim haber FIFA’nın son
tartıştığı 6+5 dir. Takımın ilk on birinde oynayan 6 futbolcunun
yerli, kalan 5 tanesinin de yabancı olacağı bu sistemde amaç
ulusal takımlarda oynaması muhtemel oyuncuların daha çok süre
alıp kendilerini geliştirmelerini sağlamak.
Bu sistemle FIFA, bundan böyle üye federasyonların liglerinde
oynatacakları yabancı sayısına standart bir sınırlama getirmek
istiyor.
Bildiğiniz gibi şu anda bu sınırı her ülke kendisi belirlemekte.
Eğer bu yasa tartışıldığı gibi geçerse, şu an Turkcell Süper
Ligde oynayan Barış Özbek, Uğur Yıldırım, Önder Turacı ve Ayman
Abdelaziz gibi bir başka ülke milli forması giymiş oyuncular,
Türk vatandaşı olsalar bile yabancı statüsünde oynamak zorunda
kalacaklar.
Özetle sorunun çözümü devşirmek ya da transfer etmekte değil,
yıllardır söylediğimiz gibi alt yapı çalışmalarına destek
vermekten geçiyor.
Bu konu ile ilgili yorum
yapmak için tıklayın.
Özel
Malta Milli Maçı Fatih Terim ve Olaylar
Özel
ve
Beklenen Dosya;
Fatih Terim Dosyası, Fatih Terim video,
Fatih Terim
ile ilgili tüm ayrıntılar..
Fatih Terim Dosyası
>
»
Tekince
Anasayfa
Yazarlar |
Özel Futbol Dosyaları |
Futbol Videoları
Uydu
Maç Yayınları |
Canlı Radyo Yayını
ve Konuşamadıklarımız
Dünya Kupası Özel
|
Çok Özel Röportajlar
|
Tekinoktay
Özel