Ağustos ayının 28’inde, Sivasspor’un adalet 
							aradığına dair bir yazı paylaşmıştım okurlarla. Yani 
							kaba hesapla henüz bir ay bile olmamış. Yazımın 
							içeriği, bir önceki futbol federasyonunun yine bir 
							önceki sezonda gözden kaçırdığı bir karar 
							neticesinde Sivasspor’un uğradığı maddi ve manevi 
							zararı anlatmaktaydı. Durumun medyaya yansımasından 
							sonra, federasyonun yeni yönetimi bir takım kararlar 
							alarak, konuyla ilgiliyiz mesajı verdi. Ardından da 
							“görevin gereklerini yapmakta ihmal ve gecikme” 
							sebebiyle eski başkan Haluk Ulusoy hakkında suç 
							duyusunda bulunuldu. Ancak bu, Ulusoy ve dönemin 
							diğer yetkililerini ilgilendiriyor. Davanın 
							Sivasspor’un hakkını iade etmekle alakası bile yok. 
							Bu duruma, kendi iç hesaplaşmalarının ayyuka çıkışı 
							da diyebilirsiniz elbette.
							
							Her neyse… Aradan daha bir ay geçmeden, aynı 
							tartışmalara bir kez daha tanık olduk. İşin komik 
							tarafı, tartışmanın merkezinde yine Sivasspor vardı. 
							Ancak bir farkla, bu kez davacı yerine davalı olarak 
							tartışıldılar. Bursaspor’la oynadıkları lig maçında 
							tıpkı Beşiktaş’ın yaptığı kural hatasının aynısını 
							işledikleri iddiasıyla federasyon tarafından 
							sorgulanan kırmızı-beyazlı ekip, sunduğu belgelerle 
							haklılığını kanıtlamış olacak ki; herhangi bir ceza 
							almadan bu işten sıyrıldı. Eğer Bursaspor karara 
							itiraz etmezse konu kapanmış olacak.
							
							BURSASPOR ASLINDA HAKLI
							
							Gelgelelim mevcut kurala göre Bursaspor yerden göğe 
							kadar haklı. Çünkü TFF’nin Süper Lig Müsabakaları 
							Statüsü’nün 7. maddesi, gayet açık bir şekilde bu 
							hatayı yapanın hükmen yenilmesini öngörmekte. 7. 
							maddenin 3. fıkrasına göre, 
							
							-Turkcell Süper Lig Kulüplerinin katılacakları resmi 
							müsabakalarda, müsabakanın oynanacağı tarihte kulübe 
							tescil edildiği tarih üzerinden en az iki yıl süre 
							geçmiş, 01.01.1986 ve daha sonra doğmuş bir TC 
							vatandaşı profesyonel futbolcuyu 18 kişilik müsabaka 
							isim listesinde bulundurmaları zorunludur.
							
							Diyelim ki, bu fıkraya uyulmadı. O zaman devreye 7. 
							maddenin 5. fıkrası giriyor.
							
							-Yukarıdaki şartlara uymayan kulüpler hakkında, FMT 
							hükümleri gereğince hükmen mağlubiyet kararı verilir 
							ve FDT hükümleri uygulanır.
							
							Şimdi sorarım size, kural bu kadar açıkken suyun 
							bulanmamasına imkân var mı? Problem belli. 
							Federasyonun bir türlü UEFA ve FIFA normlarına geçiş 
							yapamaması, ligimizde bu tip aksaklıkların olmasına 
							sebep oluyor. Üstelik rahmetli Hasan Doğan’ın 
							seçildiği kongre de UEFA yetkililerine “ana statü” 
							sözü verilmişken! Allahtan TFF, bu tarihi yanlışa 
							düşmedi ve olay daha fazla büyümeden kapandı (Tekrar 
							ediyorum, tabii eğer Bursaspor konuya yeni bir 
							itirazda bulunmazsa). En önemlisi de kuralın ağır 
							hükmünün değiştirilip, en kısa sürede UEFA 
							normlarıyla eşit seviyeye getirileceği haberinin 
							verilmesiydi.
							
							Sivasspor’un bir ay önce yaptığı başvuruyu 
							hatırlarsanız, iddianın temelinde sadece Beşiktaş’ın 
							aldığı 3 puanın silinmesi yatıyordu. Aksi takdirde 
							Sivasspor UEFA Kupası yerine Şampiyonlar Ligi’ni 
							istiyoruz derdi zaten. Fakat bu olayda Bursaspor, 
							kaybettikleri 3 puanın ısrarla kendi hanesine 
							yazılmasını istemekte. Çünkü mevcut kural bunu 
							gerektiriyor.
							
							
							TFF MİSİLLEME Mİ YAPTI?
							
							Bildiğiniz gibi geçen sezon ki olayda federasyon, 
							esame listelerini merkezi bilgisayarla kontrol 
							etmediklerinden hemen müdahale edilemediğini 
							söylemişti. Bu sebeple 5 gün olan itiraz süresi 
							aşılmış ve Sivasspor’un talebi yerini bulamamıştı. 
							Laf aramızda, Sivasspor zaten bu olayı çok sonra 
							TFF’nin içinden bir çalışanın ihbarıyla öğrendi. 
							Şimdi ise durum değişti. Bu sefer TFF, olayı kendi 
							fark etti. Buradan iki sonuç çıkıyor. Birincisi TFF 
							artık kendi koyduğu kuralların takibini yaptığını 
							gösterdi. İkinci ise biraz düşündürücü. Sivasspor’un 
							oyuncu bilgileri zaten TFF’nin elinde vardı. Bu 
							olayı gündeme alması bile gerekmezken alması, acaba 
							bir önceki olayın diyetini ödetmeye mi çalışıyor 
							sorusunu sordurdu bana. Zira mahkemeye verilenler 
							arasında TFF’nin şu anki başkan vekili Lütfi 
							Arıboğan’da vardı!
							
 





 
 
              	

 
 
            