Terim, fatih terim, ümit
davala, Emre Belezoğlu,
Şenol Güneş, milli takım, imparatore terim,
Erkut Tekin
16 Ekim 2007
Çarşambayı Sel Alır Mı Hocam?
İşte böyle bir
dönemde, ikinci kere milli takım hocalığı teklif edildi Terim'e....
Bir milli takım düşünün ki 2000 yılının Ağustos ayından, 2005
yılının Ağustos ayına kadar 3 teknik adam değiştirsin.
Hem de gayet sudan bahanelerle.
Şimdi vardığımız son noktada otorite sayılan yorumcu ve gazetecilerimiz
bir yandan özeleştiri kıvamında yazılar yazarlarken, bir yandan
da Şenol Güneş ve Ersun hocaların günahları neydi diye soruyorlar.
Bu
soruların arasına Levent Bıçakcı'nın neden harcandığını da eklemek
gerekli elbette.
Saydığımız bu isimlerin belirgin
bir ortak özelliği vardı. Hiçbiri görevleri esnasında dominant
olamadılar.
Kimisi basın karşısında ezilip
büzüldü, kimisi bir futbolcusuyla yaşadığı polemiğin altında kalıp,
tükenişini seyretti.
Kamu vicdanı öyle acımasız bir şekilde hareket etti ki, kendilerini
doğru dürüst ifade bile edemediler. Daha doğrusu fırsat bile tanınmadı
onlara.
İşin özü, bu ülkede Fatih
Terim'den başka kimseye
bu fırsat yeterince tanınmadı zaten.
Onun bilindik karizması ve sportif kariyerinin sivriliğinin kendisine
kazandırdığı bu kredi, çoğu zaman en patavatsız spor yazarlarının
bile temkinli yazıp, temkinli konuşmasına sebep oldu. Öyle ya,
neticede bahsi geçen kişi Fatih Terim'di.
Avrupa şampiyonu olan bir
takımın başından Floransa'ya gitmiş, oradan da Milano'ya İmparatore
Terim sesleriyle geçiş yapmıştı kendisi.
Ta ki Galliani'nin "Milan Milanlılarındır" demesine
kadardı bu serüven. Ardından yaşadığı 2. Galatasaray dönemi ile
birlikte peş peşe gelen başarısızlıklar, hem kendisine hem de
inişe geçen kariyerine alışık olmadığı sıkıntılar yaşattı.
Yaklaşık
bir buçuk sezon dayanabildi Başkan Canaydın, Sinyor Terim'e. Kendisine
ikinci kere yol gösterildiğinde, futbolun adaleti yok diyenler
kadar, dün dündür, bugünse bugün diyenlerde vardı.
İşte böyle bir dönemde, ikinci kere milli takım hocalığı teklif
edildi Fatih Terim'e.
Eski şaşaalı dönemlerine dönebilmesi için bundan daha iyi bir
fırsat bulması imkânsızdı.
Spor basınının omurgasız yapısı
Terim karşısında yine çok temkinliydi.
Ama alınan son sonuçlar ve Emre Belezoğlu'nun basına yaptığı terbiyesizliği
eleştirmeden geçiştirmesi, ilk defa spor medyasıyla arasına kara
kedi girmesine neden oldu. Üstüne üstlük oynattığı sistemi ve
oyun kalitesini biraz eleştirenlere "ben öğrenmem, öğretirim"
diyerek postasını koyması sonucu, basınla arasındaki ipler tamamen
koptu.
Bana göre Fatih Terim, agresif
ve dengesiz tavırlarının verdiği zararın farkında değil. Federasyonun
başındaki Ulusoy'un da onu uyarıp, kontrolü ele almak gibi bir
derdi yok.
O halde tüm bunları düzeltecek kişi yine Terim'in kendisi. Önümüzdeki
Yunanistan maçının öncesinde yapacağı pozitif birkaç manevra,
hem kendisi hem de ülke futbolunun seyri adına çok önemli olacaktır.
En basitinden yapacağı "samimî"
bir basın toplantısı, ısrar ettiği hatalarından dönmesi için bir
fırsattır.
Meselâ
primleri şehit ailelerine bağışlayacak mısınız diye soran gazetecilere
"kendi yazdıklarınıza kendiniz inanıyorsunuz" dedikten
3 gün sonra, "bir kampanya başlattım" diyerek ne yapmaya
çalıştığınızı açıklayarak başlayabilirsiniz buna hocam!
Ya da Ümit Milli takımının
başına Ümit Davala'nın hangi üstün özelliklerinden dolayı seçildiğini
bizlere söyleyebilirsiniz hocam!
Hatta belki Can Çobanoğlu
gibi bir menajeri neden milli takımda değerlendirmediğinizi de
anlatırsınız hocam.
En önemlisi de eğer Çarşambayı
sel alırsa, gereken malûm açıklamayı yapıp yapmayacağınızı bildirirsiniz
hocam!
Öğreten adama yakışanda bu
değil midir?
Özel Malta
Milli Maçı Fatih Terim ve Olaylar
Özel
ve
Beklenen Dosya;
Fatih Terim Dosyası, Fatih Terim video,
Fatih Terim
ile ilgili tüm ayrıntılar..
Fatih Terim Dosyası >
»
Tekince
Anasayfa
Yazarlar |
Özel Futbol Dosyaları |
Futbol Videoları
Uydu
Maç Yayınları |
Canlı Radyo Yayını
ve Konuşamadıklarımız
Dünya Kupası Özel
|
Çok Özel Röportajlar
|
Tekinoktay
Özel