Spor hukuku, Lex
Sportiva, Stricto Sensu, sporda şiddet, doping, ceza ve disiplin
hukuku,
Spor Hukuku -Lex sportiva!
Spor hukuku (Lex sportiva),
Latin kökenli olan Stricto
Sensu'nun kelime anlamı,
spor hukuku sportif faaliyetleri düzenlenmesini, spor dünyasının
yönetimini, spor yarışmalarının ve kuruluşlarının kurumsallığını
sağlaması anlamına gelir..
Ancak daha geniş anlamda spor hukuku'na bakarsak spordan ötürü
oluşan ilişkileri ve bu ilişkilerde rola alan gerçek ve tüzel,
kamu ve özel kişilerinin karşılaştıkları durumları düzenler ve
sorunları çözümler.
Bu iki tanımı, bu yazımın
boyutlarının el verdiği ölçüde açarsak,
Stricto Sensu, spor hukuku:
1) Sporcuların hakları ve yükümlülüklerini düzenleyen kuralları,
2) Spor kuruluşlarının yapısını, faaliyetlerini ve aralarındaki
ilişkileri;
3) Antrenörler başta olmak üzere sportif yaşamı yönetenlerin eylemlerini,
yükümlülüklerini ve sorumluluklarını;
4) Spor gerçek ve tüzel kişilerinin davranışlarını;
5) Sporda 'fair play'i;
6) Sporda yargı organlarının hukuki varlığını ve bunların ihtilafları
usul ve esastan çözümleme kurallarını içerir.
Geniş anlamda spor hukuku
ise:
1) Bireyin spor yapma ve sportif faaliyetlere özgürce katılma
hakkını;
2) Sportif faaliyet ve ilişkilerinin sosyal güvenlik ve iş hukuku
boyutunu; 3) Profesyonel spor aktörlerinin hak ve ilişki düzenlemesini;
4) Sporda şiddet, doping, ceza ve disiplin hukuku kapsamına giren
eylemler gibi olumsuz davranışların önlenmesini;
5) Sporda adalet ve barışın sağlanmasına yönelik her türlü önlem
ve kurumu;
6) Uluslararası spor yarışmalarının yapılabilmesi için gerekli
kişi, kurum, kuruluş ve devletler düzeyinde kuralları ve bunlar
arasındaki ilişkileri içerir.
Spor hukukunda bilimsel araştırma,
dünyada gerek ulusal, gerekse uluslararası düzeyde oldukça yeni
bir çalışma alanıdır.
Araştırma yöntemleri hem hukuk, hem de beden eğitimi ve spor biliminin
metodlarını birlikte kullanmakta ve bunlar evrensel olarak şöyle
tanımlanmaktadır:
1) Betimsel metod (kişi ve kuruluşların hukuki niteliklerini tanımlar);
2) Tarihsel metod (günü kavrayabilmek ve belli bir gelecek sürecini
öngörebilmek için geçmişi tahlil eder);
3) Analitik metod (sporun yarattığı sorunları tahlil ederek çözümlerini
araştırır);
4) Yorum metodu (sporda kullanılan kavramlara dilbilim, tanımlama
ve mantık yöntemleri ile yaklaşarak genel spor hukuku teori ve
doktrinini oluşturmaya çalışır);
5) Karşılaştırma metodu (spor hukukunu sınıflandırmaya yöneliktir);
6) Deneysel metod (spor hukuku araştırma yöntemlerinin en yenisi
olarak nitelenmekte ve birtakım varsayımlar üreterek sebep-sonuç
ilişkilerini incelemektedir).
Spor
hukuku teorisinin oluşturulmasındaki felsefi, akademik ve eğitimsel
yararı kabul etmekle birlikte esas amacın uygulamaya yönelik olmasını
hiçbir zaman göz ardı etmemek gerekir.
Uygulamada spor hukuku, bu faaliyetin yarattığı ihtilafları çözümler.
Kararlar spor teşkilatının kendisine özgü yargı organlarınca verilebilecekleri
gibi, genel yargıda hukuk veya ceza mahkemelerince de hükme bağlanabilir.
Zamanla da spor hukuku içtihatları oluşarak benzer olayların çözümüne
emsal teşkil ederler.
Spor kuruluşlarının bu alanda bilgili ve uzmanlaşmış hukuk müşavirleriyle
donatılmaları, doğabilecek sorunların ihtilaf boyutuna ulaşmadan
çözümlenmelerini, önlenmelerini sağlar.
Gerek devletlerin ve gerekse
sivil toplum örgütlerinin (NGO), hem ulusal hem de uluslararası
boyutta kanun, antlaşma ve diğer hukuki metinleri hazırlamalarında
spor hukuku uzmanlarına sahip olmaları ve bunlara da danışmaları
halinde, bu düzenlemeleri (halen ülkemizde olduğu gibi) sakat
doğmadan ve birçok yeni ihtilafa sebep olmadan yerleştirmek mümkün
olabilir.
Kısaca, nasıl ki toplum hayatının
hiçbir yönü ve aşaması ezelden beri ve ebedi olarak hukukçusuz
geçiştirilemez ve geliştirilemezse, 21. yüzyılın sanayii spor
da, uzman hukukçuları olmadan gelişemez, barış içinde ve sağlıklı
bir yaşam sürdüremez.