Nafiz Özak, 
			Trabzonspor, Faruk Nafiz, Galatasaray A.Ş., AKP, Erkut Tekin
				
				
               
 
              	
               
                  
		
		Erkut Tekin
				 
			
			14 Mayıs 2009
				 
				 
                
 
                  
            
			
			
			Siyasetin Spora Tecavüzüdür
			 
			
			 
			
			Faruk Nafiz Özak’ın spordan sorumlu devlet bakanı olması, futbol 
			için bir şanstı elbette. Özellikle de Anadolu kulüpleri için. Çünkü 
			O, diğer birçok devlet bakanı gibi bu işe yabancı değil, mutfaktan 
			yetişmişti.
			 
			
			
			Futbolun hemen her kademesinde bulunmuş birisidir Sayın Bakan. 
			Trabzonspor’da takım kaptanlığı, asbaşkanlık ve hatta kulüp 
			başkanlığına değin uzayan sportif yaşantısında, Türkiye’deki sporun 
			tüm aksaklıklarına şahit olma durumu vardır. İşte bu yüzden 
			önemliydi Faruk Nafiz Bey’in spor bakanlığı…
			 
			
			
			Daha geçen güne dek böyle düşünüyordum. Ancak ne zaman ilk icraatını 
			gördüm, o zaman yanıldığım hissine kapıldım. Göreve gelir gelmez 
			bakan beyin ilk işi, Galatasaray ile Fenerbahçe’yi bir dostluk(!) 
			maçına çıkartmak oldu. Hani bir zamanlar Güney Doğu’da çok sık 
			karşılaştığımız bir manzara vardı. OHAL Bölge Valisi sürekli 
			birbirlerine kan davası güden aşiretleri bir yemekte toplar ve 
			barıştırmaya çalışırdı. Taraflar, bir yemeklik silahlarını bırakıp, 
			aynı sofraya oturur, sahte kardeşlik türküleri söylerdi. Ama o 
			sofrada gerçek barışın ne demek olduğu anlatılmazdı. Ortaya konulan 
			Kur’an-ı Kerim etrafında okunan dualar dışında, hiçbiri aslında 
			ortak bir dil paylaşmıyordu. Oysa yetkililer bilmiyorlar mıydı, 
			tetikler çekilmeden önce de aynı duaları okuyordu o kan davalılar!
			Barışın gelmesi için vazgeçilmez olan iki unsur vardır. Adalet ve 
			eğitim. Eğer bu iki unsuru halka vermemişseniz, dilediğiniz kadar 
			yemek verin, Kur’an okuyun… Bu yüzdendir ki; bahsettiğim şeyin 
			üzerinden 15-20 yıl geçse de hâlâ töre katliamlarına tanık oluyoruz… 
			 
			
			
			Bakan beyin yapmaya çalıştığı şeyi biraz buna benzetiyorum. Daha 
			kulüp yöneticileri ve sporcuları düzene sokamamışken, taraftarları 
			barıştırmaya çalışıyoruz… Futbolcular birbirlerine selam dahi 
			vermiyorken onları yan yana olmaya zorluyoruz… Niye? Faruk Bey, 
			göreve hızlı başladı denilsin diye!
			 
			
			
			Neyin barışıdır bu maç? 
			 
			
			
			Hangi eğitimin sonucu bu çıkarım elde edilmek istenir? 
			Amaç ortada aslında. Tıpkı OHAL Valilerinin yaptığı gibi göz 
			boyamak! 
			 
			
			
			Olaylı geçen Galatasaray-Fenerbahçe derbisi, daha bundan birkaç 
			hafta önce yaşandı. Hatırlarsanız, maç öncesi Galatasaray başkanı 
			Adnan Polat, konuk başkana bir yemek daveti önermişti. Ancak 
			reddedildi. Sebebi de o saatlerde başka bir programın olmasıydı. 
			Yerseniz tabi…
			 
			
			
			Şimdi ise devletin zoruyla maç yapacak bu iki kulüp. İki başkana da 
			sormak lazım, aradan geçen birkaç haftada mı serpildi sevgi 
			tohumlarınız?
			 
			
			
			Tabii bu arada Sayın Bakana da cevaplaması gereken sorularımız var. 
			Adnan Polat’ın hak mahrumiyeti sürerken, böylesi bir organizasyonu 
			düzenlemek ne anlama gelir ben çözemedim. Cezanın sebebini 
			federasyonun resmi sitesinden aynen kopyalıyorum.
			“Aynı müsabakadan sonra, GALATASARAY A.Ş. Başkanı ADNAN POLAT’ın 
			Federasyonun saygınlığını zedeleyici isnat ve eylemlerinden dolayı 
			sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle takdiren 45 GÜN HAK 
			MAHRUMİYETİ CEZASI ile cezalandırılmasına,”
			Demek ki Polat, yukarıdaki sebepten dolayı 45 gün boyunca hiçbir 
			stattaki protokole katılamaz! Fakat Faruk Nafiz Özak böyle 
			düşünmüyor. Lig TV’ye verdiği demeçte, başkan Adnan Polat’ın o gün 
			mutlaka yanlarında olması gerektiği söylüyor. Yani alınan kararların 
			hiçbir önemi yok.
			 
			
			
			Klişe laftır: “Sporu siyasete alet ettirmeyiz.” Daha ilk günden 
			ettiniz Sayın Bakan… AKP hükümetinin iyice dara soktuğu sporu, bir 
			kez daha siyasete alet ettiniz. Yok, eğer etmedik diyorsanız, bu 
			maça cezası süren tüm kulüp yöneticileri, sporcu ve hatta tribün 
			liderlerini de çağırın o zaman. Nasıl olsa o cezaların bir anlamı 
			kalmadı artık!
			Herşey apaçık ortada. Taraftarlara yönelik bir program yokken, yasal 
			düzenlemeler yapılmamışken, statların güvenlik sorunu hâlâ 
			çözülmemişken Galatasaray ve Fenerbahçe barış maçı yapacaklarmış… Ne 
			diyelim, yapsınlar bakalım…
			 
			
			
			Çarpıklık sadece sporda olsa ne ala… Adalette de olunca işte böyle 
			oluyor dostlar…
			 
			
			
			Not: Sayın Bakan, 1973-74 sezonunda yılın sporcusu, 1995-96 
			sezonunda da yılın spor adamı seçilmiştir.
 
			 
			
			
 
				
				» 
                 Tekince 
                Anasayfa
				 
            
               
              
					 
					
					
					Yazarlar |
					
					Özel Futbol Dosyaları | 
					
					
					Futbol Videoları 
					| 
					Futbol Haberleri
					
								
 
					
					
					Canlı Radyo 
					Yayını ve Konuşamadıklarımız 
					| 
					
					Dünya Kupası 
					Özel
 
					
					
					Çok Özel Röportajlar 
					
					 
					|  
					
					Tekinoktay Özel |  
                      
						
						
						2007 Yılı Oskarları
						
								
 
					
					
					Uydu Maç Yayınları |
					
					The Best Of
 
				 
                    
					
