Kuş kafesinde toplanan 91.000 kişinin, ekranları
başında ise yaklaşık 1 milyar insanın izlediği 100
metre finalinden sonra gözlerim Gerald Lawson’u
aradı. Hani bir yakalasam, “Var mı öyle işkembeden
atmak hocam?” diye sorardım!
Şaka bir yana, Avustralyalı yazar Gerald Lawson’un
1997’de kaleme aldığı Dünya Rekortmenleri (World
Record Breakers) adlı kitabında iddia ettiği gibi
birçok rekor hala kırılamadı. Lawson’a göre bu
rekorların kırılması için en az 2015’e dek beklemek
gerekiyor. Ancak bazı disiplinlerde yanılmış olması
eminim kendisini de çok mutlu ediyordur. Bu
yanılgının özellikle bütün olimpiyatların en can
alıcı yarışları sayılan 100 metre yarışlarına dek
düşmesi de ayrı bir güzellik.
Herkesin Tyson Gay, Asafa Powell ve Usain Bolt
üçlüsü arasında geçmesini beklediği 100 metre
finalinde ilk sürpriz, eski dünya şampiyonu Tyson
Gay’ın elenmesiyle yaşandı. Yarı finallerde 10.05
koşan Gay, sıralamada 5. sırayı alınca final hakkını
da kaybetmiş oldu.
JAMAİKA DAMGASINI VURUYOR
Tyson Gay’ın öksüz bıraktığı 100 metre finalinde
gözler dünya rekortmeni olan iki Jamaikalı
sprinterlerin üzerindeydi. Asafa Powell’ı tarif
etmek için rekorlarına bakmak yeterli. O, yeryüzünde
9.80’in altına 5 kez inebilen tek insan. Daha 21
yaşındayken, dönemin en önemli sprinteri Maurice
Greene'i geçerek yeteneğini kanıtlamıştı zaten. Sıra
dünya rekorlarındaydı. Justin Gatlin ile ortak
koştuğu 9.77’lik dünya rekorunu 3. kez egale
ettikten sonra “Ne kadar iyi koşabileceğimin
farkındayım, ancak bugün elde ettiğim derece, eminim
antrenörümü mutlu etmemiştir. Çünkü onun ne
istediğini biliyorum” diyerek yeni rekorların
müjdesini veriyordu bizlere. 9 Eylül 2007’deki Rieti
Grand Prix’inde 9.74 koşarak dünyayı şaşkına
çevirdiğinde ise tıpkı Gerald Lawson gibi bu rekor
artık uzun seneler böyle kalır dedirtmişti herkese…
Fakat sürat koşularındaki inanılmaz rekabete
Powell’in 9.74’lük bu çılgın rekoru bile fazla
dayanamadı. Bu yılın Ağustos ayında yapılan Reebok
Grand Prix’inde vatandaşı Usain Bolt’un rekoru 2
salise geliştirmesi (9.72), olimpiyatlarda koşulacak
olan 100 metre finalinin nasıl çekişmeli olacağının
da resmiydi.
Usain Bolt’un ilk çıkışı 2002’de ülkesi Jamaika’da
düzenlenen Dünya Gençler Şampiyonasıydı. 200 metre
yarışında kazandığı birincilikten hemen sonra, 2003
yılında yine gençler katagorisinde aynı mesafeyi
19.93’le koşup, 20 saniyenin altına inen ilk genç
sporcu unvanını aldı. Zaman içinde 100 ve 400 metre
yarışlarına da katılan Bolt, kritik evrelerde
yaşadığı sakatlıklar yüzünden çoğu yarışta istediği
derecelere ulaşamadı. Ancak genç Bolt, her türlü
olumsuzluğa rağmen yükselişteydi. Hem de ne
yükseliş! 2007’de 100 metreyi 10.03’le koşan Bolt,
bir yıl sonra dünya rekoru kırarak (9.72) nasıl bir
gelişim içinde olduğunu herkese ispat ediyordu.
İşte bu iki muhteşem sporcunun yarışacağı 100 metre
finali bu yüzden önemliydi. Birçok insanın artık
“rekor zor” dediği 100 metrede, insanoğlunun kendi
sınırlarını nasıl yıktığına bir kez daha tanık
olduk. 1.96 cm uzunluğundaki Usain Bolt, rakiplerini
adeta güle oynaya geçerek yeni bir rekor kırdı.
Yarışın son 40 metresini resmen tek başına koştu.
Finişe yaklaşırken attığı adımları izlediyseniz ne
demek istediğimi de anlamışsınızdır. Önce eliyle
“Ben buyum” dercesine göğsüne vurdu, ardından da
kollarını açtı. Diğer favori Asafa Powell’ın
beklenilenin altında koşması, Bolt’un işini
kolaylaştırsa da, rekorun gelişmesi adına kötü oldu.
Eğer kendisini biraz zorlayacak bir rakip olsaydı
arkasında, kesinlikle 9.60’ın altına inecek gücü
vardı
Bolt, bizlere olimpiyatların en güzel yarışmasını
izlettirdi. Bakalım 20 Ağustos günü koşacağı 200
metre finalinde de aynı tarifeyi uygulayacak mı? Kim
bilir, belki de Michael Johnson’un 12 yıldır
kırılamayan rekoru, 2015’e gelmeden tarih olur
gider!