|
Hürser Tekinoktay
17 Şubat 2005
Ersun Yanal ve Lorenzini'nin
Pinokyo'su ! Önİtalya'nın
en güzel bölgelerinden olan Toscana'nın Luca şehri yakınlarında Collodi diye küçük
ve şirin bir kasaba vardır. Bu küçük Collodi kasabası; 1800'lü yıllarda yaşayan
ünlü yazar Carlo Lorenzini'nin hemen her dilde yüz binlerce baskısı yapılmış olan
"Pinokyo" isimli eseri ile dünyada büyük ün yapmıştır. Hikayede tahta
oymacısı bir ustanın yapmış olduğu çocuk kuklasının , bir perinin hayat vermesi
ile canlanıp gerçek insan olmasını istemesi anlatılmaktadır. Kuklanın sürekli
yalan söyleyerek burnunun uzaması ile hikaye fantastik bir şekilde devam edip
son bulur. İşte Carlo Lorenzini'nin bu eserinin kahramanı "Pinokyo",
pazartesi gecesi ATV televizyonu futbol ateşi programında konuklar tarafından,
telefon ile canlı yayına bağlanan Milli Takımlar Teknik Direktörü Ersun Yanal'a
yakıştırılıyordu. Programda katılan Ersun Hoca'nın Hakan Şükür ile ilgili sorulan
soruya çok uzunca değinerek dakikalarca Hakan'ı övmesinin arkasından "Pinokyo
" tezahüratları ile konuşmasının kesilmesi gerçekten çok trajik idi . Ersun
Hoca'nın "Milli takımın rengi olmaz ,milli takım hepimizin" demesine
rağmen kendisine karşı inançsızlık gürültüler içinde maalesef sürüp gitti. İşin
en acıklı tarafı ise Ersun Yanal Hoca'nın telefon hattının öbür ucunda "alo,
alo" diyerek çaresizce seslenmesine karşın, programı yöneten Reha Muhtar'ın
bile kendisine kulak asmamasıydı !
AHİZEDE
DONDU KALDI !
Böylece Ersun Hoca'da ahizede
acizce kaldı durdu ! Oysa Ersun Hoca, Mehmet Demirkol'un da dediği gibi "futbolumuza
hiçbir şey vermeyen teknik direktörlerin " ortada bolca olduğu bir ortamda
( hatta adları şike kayıtlarına karışmasına rağmen) futbolumuza teknik anlamda
yenilikler getirebilecek bir futbol adamıydı. Belki de saha içinde yaptıkları
en az tartışılan hocalardan biri idi bu güne kadar. Ama bu gün geldiği nokta
onu yalnız, çaresiz ve bitmeğe yakın bir noktaya getirdi. Hocanın yanlışları
ve çelişkileri yok muydu ? Tabi ki Vardı…Hem de azımsanamayacak kadar. Ama
bu yanlışlarının ve çelişkilerinin çoğu futbol alanının dışında idi. 2006 Yılında
Almanya'da yapılacak olan Dünya Kupası elemesinde karşılaşacağı Gürcistan maçı
için maç öncesinde Milli Takımı Uzak Doğu ve Avustralya'da kampa sokup daha sonra
maçı Gürcistan'a yarım saat uzaklıktaki Trabzon'da oynatması gibi. Uzak Doğudaki
kampın hemen yanı başında bulunan Alpay'ı "yeni bir milli takım oluşturuyorum"
diyerek almamasına rağmen Hakan Şükür'ü bu takımın değişmez oyuncusu sıfatı ile
kadroya alması da bir başka çelişkisi değil miydi ? Yine Gürcistan maçı öncesi
A.Büyükşehir Belediye takımının Brezilyalı oyuncusu Jaba'yı sadece bir maçlık
performansından sonra Türkleştirelim derken Nihat Kahveci'yi kulübede oturtması
da bunlardan biri değil miydi ! Aynı Milli Takımımızın 15'i korner olmak üzere
30'un üzerinde yan top kullanacağı Kazakistan maçı öncesi "Sistemime uymuyor"
açıklaması ile Hakan Şükür'ü kadroya çağırmaması gibi ! (Tsunami felaketzedelerine
yardım için oynanan bir gösteri maçı bile dahil ! ) Saha dışındaki yanlış işler
Ersun Hoca'yı o kadar bunalttı ki sonunda Ukrayna maçında Shevchenko ve Voronin
gibi karşı atağa mükemmel kalkan oyuncuları olan bir takıma karşı hiç önlem almadan
inanılmaz kötü eşleşmeler ile teknik ve taktik hatalar da yapmaya başladı. Şimdi
gelinen nokta daha da kötü. Bir TV programında telefonda bile dinlenmeyen milli
takım teknik direktörü, her fırsatta kendisine güvenmediğini belirten Federasyon
Başkanı. Hocanın da yaptığı "istifalar, gururlar,pişmanlıklardan oluşan
kelimelerin yer aldığı polemikler ile dolu" basın toplantıları. . . Asıl
odaklanılması gereken Ukrayna-Danimarka-Yunanistan maçları iken , "Arnavutluk
maçını kazanacağız" diyerek üzerindeki baskıyı azaltmak istemesi de işin
cabası ! Ancak Ortada mafya, ahbap eş dost ilişkileri ile futbolumuzu sömüren
bir çok hocaya bakıldığı zaman Ersun Yanal gerçekten harcanmaması gereken bir
futbol adamı. Tabi Ersun Hoca'nın da ; "insanın kendisi kadar, kimseyi
kandıramayacağını" artık anlaması gerekmekte değil midir...

Gazetesinde
yayınlanan diğer yazılar
|