Özhan Canaydın, Galatasaray, Metin Şentürk, Şampiyonlar Ligi, 
				uefa, Gerets, Hagi, Taffarel, Popescu, Emre, Okan, Hakan, 
				Jardel, Tamas, Bratu, Almaguer, İliç, İnamoto, kalli
				
               
 
              	
               
                  
		
		Erkut Tekin
				  
                 
                  
                 13 Mart 2008
 
				 
				
				Kel Ölür Sırma Saçlı Olur
					
                  
               
				
				
				
				Nihayet Galatasaraylıların (büyük çoğunluğun) özlemle beklediği 
				kan değişikliği olmak üzere. 
				 
				
				
				
				Sayın Özhan Canaydın’ın hafta sonu Divan üyelerine yaptığı 
				açıklama sonrası adaylar bir bir zuhur ederken, sarı kırmızılı 
				taraftarlar da kendi aralarında şimdiden yeni dönemi tartışmaya 
				başladılar.
				
				Taraftar siteleri ve forumlardaki anketler üzerinden yürüyen bu 
				tartışmalar genellikle Özhan Canaydın’ın 6 yıllık periyotta 
				neler yaptığından ziyade neler yapamadığını anlatıyor.
				
				Çok sağlıklı bir eleştiri şekli olmadığını kabul etmekle 
				birlikte yine de taraftarların süreci böyle yorumlamalarını 
				garip karşılamıyorum.
				 
				
				
				
				Zira Galatasaray’ın başkanla beraber sergilediği performans 
				hiçbir Galatasaraylıyı, en başta da başkanı memnun etmemiştir.
				
				2002’de Avrupa Fatihi unvanıyla devraldığı kulübün hem yönetsel, 
				hem ekonomik, hem de sportif açıdan başarısız bir dönem 
				geçirmesi Özhan Canaydın Bey’in affedilemez hatalarıydı.
				
				Bu yaşananlar, normal şartlarda derin krizlere yol açar ve kim 
				olursa olsun kulüple yolların ayrılmasına sebep olurdu, ancak 
				söz konusu kulüp Galatasaray olunca işler aynı şekilde 
				gelişmiyor. 
				
				Olaya iyi tarafından bakacak olursak eğer kulüp kültürünün böyle 
				şeylere kolayca teslim olmaması güzel bir durum. 
				 
				
				
				
				Fakat sırf kültüre sığınarak, gereken zamanlarda görev 
				tesliminin yapılmaması da ne yazık ki bir o kadar yanlış.
				
				Ne yazık ki diyorum çünkü kurumsal bir yapı olan Galatasaray 
				Lisesi ve mevcut tüzük, Galatasaray kültüründe hala vazgeçilmez 
				bir statüko olarak durmaya devam ediyor.
				
				Keşke bir takım değerler korunarak “liseci mantığın” bu kadar 
				öne çıkmasına engel olacak reformlar sağlanabilseydi. 
				 
				
				
				
				Üzülerek gördük ki o çok önemsenen tüzük, Canaydın döneminde 
				sadece nakit akışı sağlamak adına delindi ve bu konuda üyelerden 
				de gerekli tepki gelmedi.
				
				23 Mart 2002’de ki seçim kürsüsünden üyelere seslenirken yaptığı 
				talihsiz beyanat sanırım şimdi birçoğunuzun aklındadır.
				
				“10 senede 7 şampiyonluk, 2 Avrupa kupası, her yıl 2 yıldız 
				oyuncu, biten borçlar, vs.vs…”
				
				Tüm bunları Metin Şentürk söylese eyvallah. Deriz ki “adam kör 
				mü ne?” Ama bunları söyleyen asırlık bir çınarın çiçeği burnunda 
				başkanıysa o zaman şimdi olduğu gibi bir kenara not alıyoruz 
				verdiği sözleri.
				
				O yüzden sadece söyledikleri ve yaptıklarının eleştirisidir bu 
				yazı.
				
				Ne demiş? 10 senede 7 şampiyonluk… 
				
				Sürenin dolmasına daha 4 yıl var ama eskiler demiş ya, adam 
				olacak çocuk bokundan bellidir diye. 
				
				Sayın Canaydın, 2 şampiyonluk yaşadım diyor. Fakat hepimiz 
				biliyoruz ilk şampiyonluk, Luce ve Cansun’un hatıralarıdır 
				aslında. İkincisi hakkında kimileri Fenerbahçe hediye etti 
				deseler de, o yıl Galatasaray tüm zorluklara rağmen aslanlar 
				gibi yarışmıştı neticede.
				 
				
				
				
				Başkanın anasının ak sütü gibi helaldir o şampiyonluk. Yani 
				şampiyonluklar sözü tutulamamış
				
				Ne demiş? 10 senede 2 Avrupa şampiyonluğu…
				
				Eminim bu bahsi hiç açmayalım diyen birçok Galatasaraylı okur 
				vardır şu anda. 
				
				2002–2003 sezonunda Terim’le direkt gidilen Şampiyonlar Liginde 
				grup sonuncusu olmak,
				
				2003–2004 sezonunda yine Terim’le Şampiyonlar Liginde grup 3. 
				olarak UEFA’ya devam edip ilk turda Villarreal’e elenmek,
				
				2004–2005 sezonunda hiçbir kupaya katılamamak,
				
				2005–2006 sezonunda Gerets yönetimiyle UEFA ön eleme maçında ki 
				meşhur Tromsö faciası,
				
				2006–2007 sezonunda yine Gerets’le Şampiyonlar Ligi gruplarında 
				sonuncu olup elenmek,
				
				Ve bu yıl da Kalli ile çıkılan yolda UEFA 3. turunda ki 5-1’lik 
				B.Leverkusen hezimeti… Yani bu söz de tutulamamış.
				
				Ne demiş? Her sene 2 yıldız oyuncu…
				
				Elbette Hagi, Taffarel, Popescu, Emre, Okan, Hakan ve Jardel 
				gibi oyunculara alışmış bir takıma yıldız sözü verilince 
				beklentiler büyük olmuştu. 
				 
				
				
				
				Yerlerine gelenler Tamas, Bratu, Almaguer, İliç ve İnamoto 
				kalibresinde olunca da yaşanan hayal kırıklığı, sarı kırmızılı 
				taraftarların uzun süre Sami Yen’in önünden bile geçmediği 
				yıllara dönüşüyordu. 
				 
				
				
				
				2005 yılının ara transferinde Adnan Öztürk’ün kulübe 
				kazandırdığı tek gerçek yıldız Riberry’in 137 bin avroluk ödeme 
				yüzünden kulüpten kaçması da Canaydın yönetiminin eseriydi. Yani 
				bu söz de tutulamamış.
				
				Ne demiş? Borçların kapanması…
				
				Şampiyon Lucescu’nun, gönüllerin teknik adamı Sinyor Terim’e 
				terk edildiği yılda sadece transfere harcanan paranın 40 milyon 
				doların üzerinde olduğunu hatırlatırsam bu işinde nasıl 
				yapıldığını anlarsınız. 
				 
				
				
				
				Bugün 230 milyon dolarlardan bahsedilen borç miktarı o günlerde 
				yarısı bile değildi. Yani bu söz de tutulamamış.
				
				Özetle Galatasaray başkanlığı Canaydın’ın sözlerini tutamadığı 
				kötü bir masala dönüşmüş. 
				
				Altı yılda beş teknik adamla (Luce, Terim, Hagi, Gerets ve 
				Kalli) çalışan Özhan Canaydın’ın bu son sezonda yaptığı doğru 
				hamlelerin dışında (maliyetleri düşürmek, Lincoln transferi, 
				kaliteli gençlerin alınışı ve stat projesi) maalesef göreve 
				devam etmesini gerektirecek hiçbir şey yoktu.
				
				O da bunu görüp, geçte olsa yapılması gerekeni yaptı.
				
				Bakmayın şimdi siz keşke kalsaydı diyenlere.
				
				Teşbihte hata olmaz.
				
				Adettir… Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur…
				
				
				Not: Ne mutlu ki bu yazıyı Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin 
				hemen bitiminde yazdım. Umarım tuttuğum takıma karşı hamaset 
				yapmadığım anlaşılmıştır…
				
				
				
				
 
		
		
		
		
		Bu konu ile ilgili yorum 
		yapmak için tıklayın.
				
				
                
                Özel 
				Malta Milli Maçı Fatih Terim ve Olaylar 
                Özel
               
                
                  ve 
                  Beklenen Dosya; 
                  Fatih Terim Dosyası, Fatih Terim video,
                  Fatih Terim 
                  ile ilgili tüm ayrıntılar..
                  Fatih Terim Dosyası 
				>
               
 
              » 
                 Tekince 
                Anasayfa
            
              
              
             
                
              Yazarlar |  
              Özel Futbol Dosyaları |  
                
              Futbol Videoları
                
               Uydu 
              Maç Yayınları |   
               
              Canlı Radyo Yayını 
              ve Konuşamadıklarımız
                
              Dünya Kupası Özel 
                
              |   
              Çok Özel Röportajlar 
              |   
               Tekinoktay 
              Özel
            
 
              
				
