Gerd
Müller Röportajı
Hüseyin Özkök'den
Futbolseverlere Muhteşem bir röportaj ....
Futbol hayatındaki ilk millli maçını Türkiye'ye karşı oynayan
futbol tarihinin en büyük golcülerinden biri hatta birincisi
denilen Gerd Muller'den ;
- " Türk Milli Milli Takımının
iyi bir golcüsü yok ! "
-"
Şimdiki
çocuklar evde oturup bilgisayar başında oyun oynuyorlar.
-"Bayern
Münih'in Şampiyonlar Ligi'ne güçü yetmedi "
-"Türkiye
Dünya Kupası'na katılamama nedenini kendilerinde aramalıdır!"
-"Yıldıray
Baştürk bence en iyisi"
-"
Türk oyuncular Türkiye'den ilgi görmezlerse
Alman Milli Takımı'nı tercih ederler"
Gerd Müller
Bundan yaklaşık iki
yıl önce 3 Kasım 2005'de Alman Futbol'unun efsane ismi Gerd
Müller 60. yaşını kutladığında hayranı olduğum bu futbolcu
için bir yazı yazmıştım. (Bkz. Aşağıdaki link)
O yazı onun yaşam hikayesi ve kariyerini konu almıştı. İşte
o efsane futbolcu ile Yunanistan'da karşılaştım ve onunla
aynı ortamda 1 hafta geçirdim.
Kendisi ile uzun sohbetler yaptım. Çok mütevazı hayranlarının
resim çektirme isteklerini kırmayan, onlarla sıkılmadan sohbet
edip sorularını cevaplayan, esprili tertemiz bir insan Gerd
Müller.
Her gün tenis oynuyor, saunaya giriyor ve tabi zorlamasa da
futbol oynamadan da yapamıyor.
Halen Bayern Münih 2. takımı yardımcı antrenörlüğünü yapan
Gerd Müller röportaj teklifimi kırmadı ve aşağıda okuyacağınız
sorularıma tüm açıklığı ile yanıtlar verdi.
GERD MÜLLER: TÜRK MİLLİ TAKIMININ İYİ
BİR GOLCÜSÜ YOK
Hüseyin Özkök: Sevgili Gerd ilk önce
söylemek isterim ki seninle bu röportajı yapmak benim için
çok büyük bir onur bunun için sana çok teşekkür ederim.
Gerd Müller:
Ben de teşekkür ederim.
HÖ: Sana bu konuşmamızda kariyerin,
Alman, dünya ve Türk futbolu ile ilgili sorular sormak istiyorum.
İlk sorum şu. Futbola nasıl ve nerede başladın ve futbolcu
olmayı tercih etmendeki ana neden neydi?
GM: Futbola başlamanın otomatik
olarak sadece bir nedeni vardı, bu da o zaman yaşadığımız
yerde toptan başka oynayacak hiçbir şeyimizin olmamasıydı.
Futbolu okul takımında oynamaya başladık sonra da şehrin takımında
oynamaya devam ettik.
HÖ: Peki futbola başlar başlamaz hemen
golcü olarak mı oynamaya başladın? Çünkü bildiğin gibi bir
çok futbolcunun değişik yerlerde oynadıktan sonra ünlü oldukları
pozisyona geçmesinin örnekleri vardır.
GM: Evet kesinlikle hem okul
takımında hem de daha sonra şehrimizin takımında golcü olarak
oynadım ve takımların gollerinin çoğunu da ben attım.
HÖ: Burada aldığım notlarda var, TSV
Nördlingen genç takımında oynarken takımın attığı 204 golün
180 tanesini sen atmışsın.
GM: Tabi bunu öyle görmemek lazım.
Biz şehir takımı idik oynadığımız takımlar ise zayıf köy takımları
idi ve maçlar 15-0 falan gibi sonuçlarla biterdi ve gollerin
çoğunu da ben atardım.
Bu nedenle bunu fazla abartmamak gerekir.
HÖ: Bayern Münih kulübü seni nasıl
fark etti? Seni ilk keşfeden kim oldu?
GM: Beni keşfeden kişi aslında
bir kuafördür. Kendisi Bayern Münih üyesi idi ve Bayern eyaletinin
birçok yerinde 20 adet dükkânı vardı.
Kendisi Bayern Münih yöneticilerine gitmiş adı Gerd Müller
mi ne bir çocuk var işinize yarayabilir onu bir izleyin demiş.
HÖ: Yani
bir kuaför seni bizlere kazandırdı?
GM: Evet öyle oldu (Gülerek)
HÖ: Yine
aldığım notlara göre 1860 Münih de seni istiyormuş ama Bayern
daha hızlı davranmış, doğru mu?
GM: Evet onlar da istedi ama
orası tam olarak öyle değil.
HÖ: Yani Bayern Münih gitmek istediğin
kulüp müydü?
GM: Hayır o da değildi ben aslında
Nürnberg'de oynamak istiyordum.
Zaten 1860'a gitmezdim. Bayern Münih o sıralar 2. ligde oynuyordu.
1860 ise 1. ligde idi ve çok önemli milli futbolcuları vardı.
Oynama şansım olmazdı.
HÖ: Peki Bayern Münih forması ile ilk
golünü kime attın?
GM: Freiburg ile oynadığımız
lig maçıydı. Üç gol birden attım.
Ancak o zamana kadar teknik direktör Çaykovkski beni oynatmıyordu.
Fakat o zamanki başkanımız Neudecker Çaykovkski'ye Müller'i
oynatmazsanız artık maçlara gelmeyeceğim dedi, bunun üzerine
takıma girdim ve 9-2 kazandığımız maçta üç golü ben attım
ondan sonra da takımın değişmez oyuncusu oldum.
HÖ: Sen ve birlikte oynadığın arkadaşları
hem Bayern Münih'te hem de Alman Milli Takımı'nda tarih yazdınız.
Bu dönemi nasıl anlatırsın, Bayern ve Milli Takım kariyerin
nasıldı senin için?
GM: Harika zamanlardı. Bayern'e
ilk geldiğim yıl o kadar parlak değildi. Ancak ondan sonra
her şey çok hızlı ve güzel gelişti.
Hatta ilk milli maçımı da İstanbul'da Türkiye'ye karşı oynadım.
18-19 yaşımda falandım adını hatırlayamadığım bir kalecinin
(Turgay Şeren) veda maçına gelmiştik ve bu benim ilk milli
maçımdı.
O maçı 2-0 kazandık, ama ben gol atamadım.
HÖ: İlk milli golün kime karşı oldu?
GM: Arnavutluk'a karşı attım
ilk golümü.
HÖ: Bir golcü olarak bence bugün hala
hiçbir golcüde olmayan sezgilerin vardı. Bunun nasıl tanımlıyorsun?
GM: Sezgiyi kendin yaratamazsın
ama yine de bazı şeyleri hesaplayabilirsin. Takım arkadaşın
kaleye şut çektiğinde kalecinin topu elinden kaçırabileceğini
hesaplayabilirsin, oraya gittiğinde kaçırdığı anda da golü
yaparsın.
Ben bu hesaplamaları da yapan bir golcüydüm.
HÖ: Gerd, sen aslında ceza sahası oyuncusu
olmana ve uzaktan pek golün olmamasına rağmen seni dünya "der
Bomber der Nation" (Milletin Bombacısı) olarak tanıdı.
Bu adı sana kim taktı?
GM: Bunu adı bana takan Bild
gazetesi oldu. Benim uzaktan, 20-25 metreden, 3-4 golüm de
vardır ama benim yerim hep ceza sahası içiydi.
HÖ: Herhalde kaleleri bombalarcasına
golle doldurduğun için takmışlardır
GM: Evet öyle oldu sanırım (Gülümsüyor)
HÖ: Benim kanımca eğer sen özelliklerinle
bugün oynamış olsaydın eskisinden çok daha fazla gol atardın.
Çünkü o zaman futbol daha yavaş oynanıyordu (Burada araya
giriyor)
GM: Yok yavaş dememek lazım.
Şu an futbol tek hat üzerindeki defanslarla oynanıyor. Golcülerin
gol şansları çok daha fazla. Bizim zamanımızda çakılı libero
ve adam adama oynayan stoperler vardı ve bekler de ileri çıkmazdı
yani gol atmak çok daha zordu.
HÖ: Şimdi oynasan çok daha fazla atacağını
düşünüyor musun?
GM: Kesinlikle sezonda 70 gol
atardım. (Tüm maçları kastederek)
HÖ: Buna ben de inanıyorum kesinlikle.
Peki, bugünkü futbolda para çok büyük rol oynuyor. Buna ne
diyorsun?
GM: Kesinlikle, her şey para
ile ölçülüyor, forma aşkı ikinci plana düştü.
HÖ: Senin için Bayern Münih ne kadar
ödemişti kulübüne?
GM: Ben 5000 Mark'a transfer
olmuştum ve o para bizim kulübümüz için çok iyi paraydı.
HÖ: Peki bugünkü çılgın ücretlere ne
diyorsun? Senin klâsında golcü yok futbolda ama buna rağmen
çok büyük paralar kazanıyorlar.
GM: Evet öyle ama zaman da artık
değişti. Bunun yanında parası olan kulüpler daha iyi olabilmek
için bu paraları gözden çıkarıyorlar buna karşın parası olmayanlar
ise daha aşağı düşüyorlar.
HÖ: (Gülerek) Bugün oynasan Abramoviç
senin için ne kadar parayı gözden çıkarırdı?
GM: (Cevap vermiyor ve gülüyor)
HÖ: Ne dersin 100 Milyon Euro?
GM: Belki (yine gülerek)
HÖ: Neden yıldız sayısı gün geçtikçe
azalıyor?
GM: Neden biliyor musun, çünkü
artık sokakta yetişen futbolcu kalmadı. Şimdiki çocuklar evde
oturup bilgisayar başında oyun oynamaktan başka bir şey düşünmüyorlar.
Bizim gibi sadece topla oynamak isteyen çok az. Biz ise toptan
başka oynayacak şey bulamazdık.
Bunun yanında eskiden topsuz idman diye bir kavram yoktu biz
idmanların neredeyse tamamını topla yapardık.
Mesela Zebec 10 dakika ısındırır hemen topu verirdi.
Lattek'de ise 1 saat koşar sonra topla idmana devam ederdik.
HÖ: Geçen yıl Almanya'da yapılan Dünya
Kupası senin açından nasıldı?
Sen futbolcu olarak 1974 Dünya Kupası'nı Almanya'da yaşadın
ve bu turnuvada kupayı getiren golü attın. Aradaki farklar
nelerdi?
GM: Maçlar o derece çekici değildi.
Hava tüm turnuva boyunca harika idi. Stat içleri ve dışlarında
atmosfer tek kelime ile muhteşemdi.
Grup maçları fena değildi ama eleme maçları çok taktiksel
oynandı. Hakemler kötü idi.
Kupadaki tüm takımlar da eskilere nazaran o kadar iyi değillerdi.
HÖ: Yani 1974 Dünya Kupası'nda futbol
daha mı güzeldi?
GM: Evet kesinlikle
HÖ: 1974 finalinde attığın golü anlatır
mısın?
GM: Çok zor bir goldü o aslında.
Pas oldukça sert geldi ve ayağımdan açıldı. Daha fazla açılmadan
çok seri dönüp vurmaktan başka seçeneğim yoktu ben de bunu
yaptım, defans ve kaleci bunu beklemedikleri için gol oldu.
HÖ: 2002 Dünya Kupası'nda Almanya ikinci
oldu. 2006'da ise üçüncü olmasına rağmen takım 2002'den daha
çok destek gördü. Bunun nedeni neydi sence?
GM: İkisini de bir yana bırakırsak
gelmiş geçmiş en iyi Alman Milli Takımı 1970 Dünya Kupası'nda
oynayan takımdı. Bugünkü takımdan bence o takımda sadece 2
kişi falan oynayabilir.
2006 takımında ise ekip ruhunun ön plana çıkması Alman halkından
ilgi gördü.
-"Bayern
Münih'in Şampiyonlar Ligi'ne güçü yetmedi "
HÖ: Peki Alman takımları Avrupa Kupaları'nda
geçmiş başarılara artık neden ulaşamıyorlar?
GM: Çünkü takımlar eskisi kadar
iyi değiller.
İşte bizim Bayern Münih. Şampiyonlar Ligi'ne güçleri yetmedi
ligde de ancak UEFA Kupasına katılabiliyorlar.
HÖ: Bayern Münih bu yıl alışılmışın
dışında büyük transferler yapıyor. Bu yeni takımın en azından
UEFA Kupası'nı alabileceğini düşünüyor musun?
GM: Almalarını tabii ki umuyorum.
Ama yeni oyuncuların göstereceği performans bunu belirleyecek.
Ama bence hiç kolay olmayacak.
HÖ: Franz Beckenbauer ki senin 12 yıl
aynı odayı paylaştığın kader arkadaşın, bir demecinde elde
ettiğimiz tüm başarıları Gerd Müller'e borçluyuz, dedi. Onun
bu görüşüne ne diyorsun?
GM: (Gülerek) Franz gibi biri
bunu söylüyorsa eğer harika bir şey. Bir bildiği vardır mutlaka.
HÖ: Bir kulübün eski futbolcuları tarafından
yönetilmesi olayına nasıl bakıyorsun. Örneğin Bayern'de kulübü
eski futbolcular yönetiyor. Ben bunun bir kulüp için büyük
avantaj olduğunu düşünüyorum.
GM: Evet işlerlini çok iyi yapıyorlar.
Ama bu her zaman iyi de gitmeyebilir. Bence bazı pozisyonlarda
eski futbolcular mutlaka yararlı olabilirler ama kulüpler
artık birer şirket bu nedenle profesyoneller de kulüplerde
olmalı.
Biz Bayern'de bir aile gibi olduğumuz için işler tabii iyi
yürüyor.
-"Türkiye
Dünya Kupası'na katılamama nedenini kendilerinde aramalıdır!"
HÖ: Türkiye Dünya Kupası'na katılamadı
ve İstanbul'daki olaylı maç sonrası elendi. Bu konuda ne düşünüyorsun?
GM: Evet o maçı seyrettim. Söyleyeceğim
tek şey Türklerin Dünya Kupası'na katılamama nedenini tamamen
kendilerinde araması gerektiğidir.
HÖ: Türkiye Almanya'da olsaydı organizasyon
açısından da güzel olmaz mıydı?
GM: Kesinlikle, Türk'ler genelde
iyi takıma sahipler. En son seyrettiğim Brezilya maçında da
bunu gösterdiler ve bence çok iyi oynadılar.
Ancak Türk takımında gerçek anlamda bir golcü eksikliği var.
HÖ: Senin gibi bir golcü mü?
GM: (gülerek) Hayır onu demek
istemiyorum, örneğin Klose Dünya Kupası'nda iyi idi golleri
attı, ama kötü olunca da atamıyor. Türkiye'nin de şu an iyi
bir golcüsü yok gibi gözüküyor.
HÖ: Senden sonra en beğendiğin golcüler
günümüze kadar kimlerdi sence?
GM: Benden hemen sonra Klaus
Fischer vardı. Ondan sonra da çeşitli dönemlerde iyi golcüler
oldu. Örneğin Rossi, Van Basten, Ronaldo.
HÖ: İngiliz golcü aklına gelmiyor mu?
GM: (Gülerek) İngiliz'lerde santrfor
çıkmaz pek. Ama onların da diğer mevkilerde çok iyi oyuncuları
var.
-"Yıldıray
Baştürk bence en iyisi"
HÖ: Türk futboluna tekrar dönersek,
Bundesliga'da oynayan Türk futbolcuları ve gelişimlerini nasıl
buluyorsun.
GM: Bence hepsi çok yetenekli
ve başarılı
HÖ: En beğendiğin oyuncu?
GM: Yıldıray Baştürk bence en
iyisi, müthiş bir oyun zekâsı var, çok hızlı, oyunu çok iyi
yönlendirebiliyor ve gol atabiliyor.
HÖ: Bazı genç Türk oyuncular Alman
Milli Takımı'nı tercih ediyorlar. Bunun nedeni sence ne olabilir?
GM: Eğer Türkiye'den ilgi görmüyorlarsa
bu tercihleri normaldir.
Çünkü Almanya onların ikinci vatanı. Almanya eskisi kadar
iyi oyuncu çıkaramadığı için de bu tip Almanya'da yetişen
oyunculara yönelip onları futbola kazandırmaya çalışıyor.
Örneğin, Klose, Podolski Polonyalı, Kuranyi Brezilya asıllı,
Asamoah Gana asıllı. Bunlar en çarpıcı örnekler.
Almanya gibi dünya futbolunda önemli bir yeri olan ülkenin
takımında oynamak da onlara cazip geliyor. Çok normal.
HÖ: Kariyerinin en güzel golü hangisi
sence?
GM: 1970 Dünya Kupası'nda İngiltere'ye
attığım gol en güzeli idi.
Sağdan gelen ortaya havada adeta asılı kalırcasına yarım röveşata
yaptım ve gol oldu.
HÖ: Gerd son sorum şu? Dünya futbolu
nereye gidiyor? Bir çok iş adamı takım satın alıyorlar, bunun
sonu nereye varacak?
GM: Bu işe fazla kafayı takmamak
lazım. Sen ben nasıl olsa bunu değiştiremeyiz bırakalım ne
yaparlarsa yapsınlar. Biz keyif almaya bakalım.
HÖ: Sevgili Gerd bu güzel sohbet için
sana çok teşekkür ediyorum.
GM: Rica ederim.
Sayılarla Gerd Müller
Milli Takım ile Avrupa ve Dünya şampiyonluğu.
Bayern Münih ile 4 lig ve 4 kupa şampiyonluğu,
3 Şampiyon Kulüpler Kupası şampiyonluğu,
427 lig maçında 365 gol (rekor).
64 kupa maçında 79 gol.
62 milli maçta 68 gol.
74 Avrupa Kupası maçında 66 gol
1970 Meksika Dünya Kupası'n da 10 golle gol kralı.
Bundesliga'da 7 kez gol kralı
Hüseyin
Özkök'den bir Gerd Müller yazısı
Yılın
En ilginç ve en özel Röportajları için tıklayınız
|