Fatih Terim,
Prof. Dr. Gazi Yaşargil,
Oktay Sinanoğlu, ve Hocalar
Hürser
Tekinoktay
01 Eylül 2005
Hocalar
ve loplar . . .
Bu hafta sonu
2006 Dünya Kupası eleme grubunda karşılaşacağımız Danimarka
maçı Türk Futbolu'na getirileri açısından çok önem taşımakta.
Ancak maç öncesine bakıldığında Türkiye'nin gündeminde yine
bir sürü negatiflik var. Pozitif kısmı ise Eric Gerets'ten
başkasının değil ne yazık ki!
Yıllardır yerli-yabancı antrenörler
tartışmalarında Türk Antrenörlerinin bir eksiği olmadığı ileri
sürülmekte.
Aslen doğru olanın insan olgusunu yerli yabancı diye sınırlandırılmasıdır.
Amerikan Beyin Cerrahları Birliği tarafından yüzyılın adamı
seçilen Prof. Dr. Gazi Yaşargil Türkiye'nin değerli hocalar
yetiştirdiğine iyi bir örnek.
Aynı 26 yaşında Yale Üniversitesinde Dünyanın en genç Profesörü
unvanı alıp 50 yıldır çözülemeyen matematik kuramını bilim
dünyasına kazandıran ve 2 kez Nobel'e aday gösterilen Oktay
Sinanoğlu gibi daha birçok Türk bilim adamları ve değerli
hocaları dünyada büyük başarılar ediyorlar.
Dolayısıyla yetenekleri yerli yabancı diye ayırmamız Türk
insanına da Türk Antrenörüne de büyük haksızlıktır.
Ancak Türk Antrenörleri de bu kadar
eleştiri alıyor ise onlarında biraz eğriye doğruya bakmaları
gerekir.
Rıza Hoca da görev yeri ile birlikte en çok eleştirilenlerin
başında.
Teknik anlamda savunma organizasyonu
hala net değil, bir bakıyorsunuz bir libero 3stoper, bir bakıyorsunuz
bir libero bir stoper, bir bakıyorsunuz bir libero ama yüzde
yüz adam markajı oynayan 2 stoper, savunmada oynayan adamlar
hala ne görev ile ne yapacaklarını bilmiyorlar ve sonunda
hiç olmayacak bir pozisyonda birbirlerini sakatlıyorlar.
Hani karşınızda Dünyanın önlem aldığı
futbolcular olur ve peş peşe sizden güçlü ekiplerle final
maçları oynuyorsunuzdur, bu doğal karşılanabilir. Ama bilinçsizce
yapılan bu taktik değişiklikler sıradan takımlara, hatta 2
lig ekiplerine karşı!
Dünyanın hiçbir yerinde sıradan takımlar ve hocaları bile
böyle bir uygulamaya artık girmiyorlar!
Ve sonuç olarak ta Beşiktaş takımı
en zengin ve çeşitli özelliklerdeki futbolculardan oluşan
kadro yapısına rağmen hala bir oyun ve takım kişiliği oluşturamadı.
Oysa Vincente del Bosque'den aldığı görevin zamanı ve pozisyonu
gelecek sezonu ve sezonları yapılandırmak için çok uygundu!
Ancak kendini ispat etmek için çok hor kullandığı bu dönemden,
ortaya çıka çıka Pancu'nun 1 Numaralı forması çıktı! Oysaki
Pancu'nun 9 numaralı formasının goller ile ortaya çıkması
bir teknik adam için hedef ve övünç kaynağı olmalıydı.
Tabi olumsuz görüntülerin çıkmasında
yaratılan ortam ile yöneticilerin de payı da olduğu bir gerçek!
Geçen yıl verilen bedava biletler ile
seyircisiz oynanan maçlar,
özel güvenlik güçlerinin attığı kafa sonucu burnu kırılan
futbolcular, çete cinayetleri,
transfer ettikleri futbolcuyu hocadan bile sakladık diye övünmeler,
bu futbolcunun oyundan alınınca hocaya yaptığı şiddetli protesto,
futbolcuyu Türkiye'ye getiren kulüp memuru ile hocanın yumruklaştığı
iddiaları,
1 dakika bile ısınmadan oyuna giren oyuncular,
takımın şu anki menajeri ve eski kaptanının idmanda yedek
kaleciye yaptığı hakaret ve kavga,
yeni kaptanın rakibin teknik adamına laf, yardımcısına ise
tokat atması maalesef Rıza Hocanın oluşan şimdiki çalışma
şartlarından bazıları!
Rıza Hoca'nın da Denizlispor'da görev yaptığı dönemi hatırlar
isek benzeri bu duruma hakim olamaması onun bu konudaki eleştiriden
muafiyetini sağlar!
Dolayısıyla Rıza Hocayı da fazla eleştirmek
bu şartlarda haksızlık olur!
Ancak Gaziantep'te mağlup duruma düştükten
sonra Eric Gerets'in yaptığı taktik ve oyuncu değişikliklerini
kendi müdahaleleri ile kıyaslaması için Rıza hocanın bu maçın
kasetini tekrar seyretmesinin kendisine bir katkısı olacağı
bir gerçek.
Fatih Terim Eleştirileri !
Eleştirilere maruz kalan bir diğer
hoca Fatih Terim ise her ne kadar kendi ismini yazan çoraplar
giyip, değerli Müfit hocanın eşinin'' herkes de 2 lop var
ise; Fatih Hoca'da 4 lop vardır'' sözüyle övünse de Terim'in
Bulgaristan maçı sonrası büyük bir panik içinde olduğu açıkladığı
kadrodan belli!
26 kişi açıkladığı kadroda sakat ve
oynamayan oyuncuları da aldık derken bu hafta Bilbao derbisinde
çok başarılı bir oyun çıkartan Nihat Kahveci ile birlikte
Ümit Davala'nın hatta Türkiye liglerinin en formda oyuncusu
Ümit Karan'ın olmaması bunu gösteriyor. Üstelik kesin kazanılması
gereken iki maç varken.
Bu oyuncular kadroda yokken neredeyse 2 yıldır oynamayan Fatih
Akyel ve Alpay'ın kadroya alınması da oldukça ilginç.
O zaman da insanlar ‘bütün lig maçlarına
gidip show mu yapıyorsun' diye bir düşünmezler mi?
Üstelik Fatih Akyel'i en iyi zamanında oynatmayan yine kendisi
değil miydi?
Yine 15 Ağustos Pazartesi günü Danimarka
maçında kale Rüştü'nün deyip, şimdi Volkan ile oynamak zorunda
kalmasına ne demeli?
Acaba Fatih Terim başarı ile çevirmiş
olduğu ‘'eski açık sarı desene'filminde ki gibi sporcusu Volkan'ın
sırtına vurup ‘'sana güveniyorum, koçum benim, hadi çık oyna''
diyebilecek mi?
Fatih
Terim Dosyası
10.Hikaye;
Türkiye
2 Danimarka 2
Danimarka
ile Dolmabahçe'de
berabere kalan milli takımımız
Dünya Kupasına direkt katılma şansını Kaybediyor
Spor kamu oyu Fatih Terim'in yanlış taktikle oynattığına kızarken
Fatih Terim kaleci Volkan'a kızıyor !
90+4
= 3F+ 1 >
Bu konu ile ilgili yorum
yapmak için tıklayın.
Fatih
Terim Dosyası Ana Sayfa
Birgün
Gazetesinde yayınlanan diğer yazılar
|