Volkan Demirel, Kaleci Volkan Demirel, Kaleci Volkan,
90+4, 3F+1, Alp Can, Fatih Terim, Fatih Akyel,
Alpay Özalan, Ersun Yanal, Hakan Şükür,
General Franco, Ukrayna, Ukrayna’nın yıldızları, Voronin, Gusev, votka, Starka içkisi, Premier Palace, Kiev gece eğlencesi, Mega Club, Freedom, Ukrayna Araştırma Enstitüsü,

Hürser Tekinoktay

08 Eylül 2005

90+4 = 3F+1 . . .

Haftalık yayınlanan Perşembe yazılarımı Çarşamba sabahları yazmaya başlar öğleye kadar da değerli servis arkadaşlarıma ve sevgili servis sorumlusu Alp Can’a fazla iş düşmesine yol açmayacak şekilde teslim etmeye çalışırım.(Gerçi her seferinde yazının son hale gelmesi için yine de onlara çok iş düşer.)

Bu Perşembe yazısına başladığımda spor gündemimizi doğal olarak çok işgal eden Milli Maçlarımız haftasında bulunmamız yazının içeriğinin yine milli maç olmasını gerektirmekteydi.

Kimilerine göre maç oynanmadan maç ile ilgili bir yazı yazmak birçok açıdan sıkıntılı olabilir.

Ancak Ukrayna maçı gibi kolay bir ortam da her zaman olmazdı.

Ukrayna 1991 Yılında Sovyetler Birliğinin yıkılması ile birlikte bağımsızlığını ilan ettikten sonra yavaş yavaş sosyal, kültürel ve sportif anlamda toparlanmaya başlamış ve kaybolan değerlerinden sonra yeni düzene ancak intibak ederek sportif alanda da tarihinde ilk kez Dünya Kupasına gitmeyi garantilemiş bir ülkenin takımı.

1951 yılında Avrupanın ilk bilgisayarının yapıldığı Ukrayna’da 1500 Araştırma Enstitüsü, 350 Yüksek Öğretim Kurumu, 7000 profesör, 80000 doçent ile 300 kadar üniversitesi vardır. Zaten böyle olduğu içinde yıllardır alışık oldukları rejimin yıkılmasından sonra kısa zamanda silkinip her alanda kendi ülkelerinden bahsettirmeye başlatmışlardır.

Dünya Kupasına gitmeyi garantilemiş Ukrayna Takımının en az yarısı kadar bir güce sahip olan yıldızı Andrei Shevchenko’yu ülkesine göndermesi bizim işimizi kolaylaştıran başlıca faktördür.

Tabi yine Ukrayna’nın diğer yıldızları Voronin ve Gusev’in votka ile portonun karıştırılıp meşe fıçılarda bekletilen Starka içkisi ile meşhur olan Premier Palace’ın Lobby barında zafer kutlamalarına başlayıp; Kiev’in gece eğlencesine yeni katılan Mega Club’ü Freedom’da sabahlara kadar eğlendiklerine bakılırsa maçın Ukrayna tarafından aslen oynanmadan kaybedilmiş olmasıdır.

Ancak bu şartlara rağmen karşılaşmayı kaybetmek zaten Fatih Terim’in Bodrum’daki yaşamına dönmesinden başka bir şey olmaz idi!

Aslında maç skorlarına bakıp değerlendirme yapılan anlayış olmasa Fatih Terim’in Danimarka maçını kaybeden taraf olduğu görülmeliydi.
Teknik anlamda bakıldığında Danimarka maçı hiç seyredilmemiş gibiydi.
Hâlbuki Fatih Akyel ve Alpay’ı milli takıma çağırmalarına mazeret olarak idmanlarda bile tüm futbolcular seyredildi denilmekteydi.

Ama zorluk derecesi yüksek Bilbao derbisinde ikinci yarıda oyuna giren ve müthiş bir performans sergileyen Nihat’ın bu maçı seyredilmiyordu!

Yine Shalke, Duisburg, Köln maçlarında göstermiş olduğu müthiş performans ve attığı 6 gol ile tüm Almanya’yı ayağa kaldıran ve ayın futbolcusu seçilen Halil Altıntop’un maçlarının seyredilemediği gibi!

Türkiye liglerinde tüm maçları izlerim kaçırmam derken Türkiye’nin en formda oyuncusu olan Ümit Karan’ın maçlarını Terim ve ekibinin göremediği gibi.

Kazanmanın Dünya Kupası yolunda çok şey ifade ettiği maçta oyuna direkt etki edecek bu futbolcuların Avrupanın en ağır ve durağan oynayan savunması Danimarka’ya karşı 1 dakika bile sahada olmayışları büyük bir teknik hataydı.

Tabi bazı görüşlere göre de bunun sebebi Ersun Yanal’a karşı Fatih Terim’e güç kazandıran Hakan Şükür’e yer açma stratejisiydi!

Bu görüşler inanılır gibi olmasa da Yanal’ın Hakan Şükür’ü kadroya almayıp Galatasaray’ı şampiyonluk yarışında yıprattığının polemikleri bolca yaşanmasından sonra Terim’in kaleci ‘’Volkan yerde yatmasaydı o golü yemezdik’’ demesi de GS-FB polemiğinin devamını yaratmıyordu?

Ya da Volkan ‘’ Peki Hoca sen de 1. dakika da sahaya çıkarman gereken orta saha yapısını niye 46. dakikada yaptın?

Son dakikaya girer iken oyuncu değiştirme hakkımızı kullanıp oyunu da bu yüzden soğutamadık.
Veya Rakip takımın en güçlü yanı olan, orta sahanın kenarlarında yanlış adamlara görev verdin onların açığını da Fatih Tekke’yi orta alana çekerek kapatmaya çalıştın, sonuçta tüm takımı gereksiz bir enerji tüketimine soktun.

Fatih Tekke’den de hücumda istifade edemezken yine Tümer’i de yorulduğu için çıkartmak zorunda kaldın. Demez mi? Tabi ki Volkan Demirel bunları demez.

Ama tüm medya mensuplarından biri hiç olmaz ise yaa Volkan yere düştüğünde zaten hakem +4 göstermişti. Volkan yerden kalkınca +1 dakika daha ilave etti. Maç zaten 94 dakika oynanacaktı.

Biz de golü 93’de yedik. Yani hakemin Volkan’dan ötürü uzattığı süre içinde değil, ‘sen kimi kandırıyorsun HOCA’’ demez mi?

E o halde General Franco ve kadim dostu Antonio de Salazar’ın fado, fiesta, futebol’dan kaynaklanan 3 F formülüne + 1 F’de biz koyalım, böylece Türk Futbolu ve Türk Gençliği parlak günlere doğru yol alıp gitsin!

Fatih Terim Dosyası

Fatih Terim Dosyası Ana Sayfa

Birgün Gazetesinde yayınlanan diğer yazılar