Çok değil, daha geçen hafta bu köşeden Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün Fulya Süleyman Seba Projesi çerçevesinde yaşadığı problemleri yazmıştım.
Düzeltiyorum… Kulübe göre hiçbir problemin olmadığı,
ben ve benim gibi düşünen kimi “işgüzarların”
problem olarak gördüğü durumu.
Özetle neydi problem(ler)?
*Kulübün kazancının, yapılan anlaşmaya göre gerçek
değerinin çok altında kalması.
*Sıcak para telaşı yüzünden Aşçıoğlu firmasına 25 yıllığına kiralanan yerlerin sudan ucuz verilmesi. (Metrekaresi 17 ABD Dolarından kiralanmıştı)
*Fulya’daki alt yapı tesislerinin, yapılacak olan metro tüneli yüzünden kullanılamaz hale gelmesi.
*Son olarak da, Beşiktaşlıların görev şehidi olarak
andıkları Şan Ökten’in adı verilen Fulya’daki
tesise, Aşçıoğlu’nun adının verilecek olması.
Evet, bunları yazmıştım…
Yazdıktan beş gün sonra da Yaşar Aşçıoğlu’nun basın
açıklaması geldi. Hem sitem, hem de “hodri meydan”
tadındaki açıklamanın bazı bölümleri gerçekten çok
ilginç.
Yaşar Bey diyor ki; “Bugün ekonomik olarak daha rahat bir dönemde Likör Fabrikası ihalesini yüzde 50 düşük bir rakama aldım.
Daha zor şartlarda,
daha yüksek bir teklif ile aldığım Beşiktaş Fulya
Projesi ihalesinin yorumunu, kamuoyu vicdanına
bırakıyorum”
Bir işadamı olarak şartları en iyi O bilir elbette,
ama keşke sonradan peydahlanan 96 dairelik 12 katın
geliri, kimin yada kimlerin cebine girdi, onu da
söyleseydi bizlere!
Veyahut metro tünelinin Fulya’dan “çıkartılmasıyla” birlikte gayrimenkullerinin ne kadar değerlendiğini de paylaşsaydı…
O tünele izin veren İsmail Ünal Bey’de yapabilir bu açıklamayı elbette.
Ayrıca, metrekaresini 17 ABD
Dolarından kiraladığı ofis binası için de, “En
yüksek parayı ben verdim” diyen Aşçıoğlu, çıkan
söylentiler yüzünden kulüpten sözleşmenin iptalini
rica etmesine rağmen, bu ricası kabul görmemiş!
Yaklaşık 9 milyon ABD Dolarına denk gelen bu parayı
Beşiktaş’tan geri istemenin Türkçesi nedir biliyor
musunuz? “Ölüden can istemek”
Kendisi de, böyle bir geri ödemenin mümkün
olmadığının farkında.
O yüzden de rahatça, “Beşiktaş’ı çok sevdiğini söyleyen ve bizi eleştirenlere şimdi teklif ediyorum. Buyurun, daha fazla paraya kiralamaya hazırsanız, Beşiktaş Kulübü’ne gidin.
Anlaştığınız takdirde ben devir
etmeye ve sözleşmeyi iptal etmeye hazırım"
diyebilmekte.
Gelelim Şan Ökten tesislerindeki isim değişikliği
mevzusuna. Bizler bu olayın doğruluğunu
tekrarladıkça (Yazılı anlaşmayı gören arkadaşlarımız
var), Beşiktaş kulübü yetkilileri, bizleri ısrarla
yalanlamışlardı.
Hatta geçen hafta içinde rahmetli Şan Ökten’in 21. ölüm yıl dönümünde dahi böyle bir değişikliğe asla izin verilmeyeceği söylendi. Nerede söylendi?
Mezarının başında… Kimlere söylendi?
Geride kalan ailesine…
Kim söyledi? Beşiktaş Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi
Behçet Ümitlen.
Bakın Yaşar Aşçıoğlu bu konu hakkında neler demiş.
“Şan Ökten tesisinin yenilenmesi için 2,5 milyon ABD
Doları masraf yapacağım.
Yapmış olduğumuz protokole göre de adı Aşçıoğlu-Şan Ökten Tesisleri olacaktır” Ve yine eklemiş, "Beşiktaş’ı çok sevdiğini söyleyen ve bizi eleştirenlere şimdi teklif ediyorum.
Buyurun
Beşiktaş Kulübü’ne bu hizmeti siz verin, sizin
adınız verilsin. Kulüp ile anlaştığınız takdirde
protokolü iptal etmeye hazırım"
Bizleri yalanlayanların bu açıklamaya sessiz
kalmaları enteresan değil mi? Susuyorlar çünkü Şan
Ökten’in ailesine, Beşiktaş camiasına ve biz spor
yazarlarının bir kısmına cevap verecek yüzleri yok.
Şahsen Yaşar Aşçıoğlu ile tanışmışlığım yok ancak kendisini tanıyan bazı Karadenizli spor yazarlarının demesine göre O, bu tip şeylere tenezzül edecek bir insan değilmiş.
Zaten doğru olan, Trabzonsporlu bir işadamının bu tip hizmetleri, tuttuğu takıma yapmasıdır. Taş yerinde ağırdır yani…
Umarım Yaşar
Bey, Şan Ökten’in anısını zedeleyecek bu
değişiklikten bir an önce vazgeçer. Aksi takdirde,
ne tesislere harcadığı paralar hatırlanır, ne de
ismi. Tıpkı Aziz Nesin’in romanındaki gibi…
“Yaşar ne yaşar, ne yaşamaz…”