Önce Ümit Özat, ardından da Arda Turan. Yaşadıkları 
							o kötü tecrübeden geriye kalan tek sevindirici şey, 
							şimdi her ikisinin de aramızda olmaları. Her ne 
							kadar bu iki sporcunun durumları birbirine benzer 
							gibi görünse de, aslında tehlike eşiği yüksek olan 
							Ümit Özat’ın yaşadığıydı. Ancak medyanın akıl almaz 
							reyting kaygısı, Arda’nın başından geçen “aritmi” 
							vakasını bir anda dönüşü olmayan bir sağlık 
							problemine çevirdi.
							
							Yapılan haberler, yazılan makalelerin büyük 
							çoğunluğu genç sporcunun “direkten döndüğü” 
							yönündeydi. Oysa gerçeğin bununla alakası olmadığını 
							söyleyen birçok kaynak vardı ama nedense bunların 
							hiçbirisi ciddiye bile alınmadı. Özellikle de 
							Galatasaray Sağlık Kurulunun söyledikleri…
							
							Ortada bir gerçek var. Hem medya, hem de taraftarlar 
							uzunca bir süredir Galatasaray Sağlık Kurulunun 
							sporcu sağlığı ile ilgili açıklamalara şüpheyle 
							yaklaşıyor. Daha da ötesi bunlara inanmıyor. 
							Galatasaray Spor Kulübü, hanidir can sıkan bu duruma 
							geçtiğimiz haftalarda neşteri vurdu vurmasına ama 
							anlaşılan o ki; insanların kafasındaki imaj hala 
							değişmemiş.
							
							SKİBBE’NİN GAFI 
							
							Son lig maçında Arda Turan’ın aritmisi ve Mehmet 
							Topal’ın eski sakatlığının yeniden nüksetmesi, 
							gözlerin tekrar Galatasaray Sağlık Kuruluna 
							çevrilmesine neden oldu. Özellikle Galatasaray 
							Teknik Direktörü Michael Skibbe’nin maç sonunda 
							“Arda, birkaç gündür kendini iyi hissetmiyordu” 
							demesi, hakikaten herkesi dumur etti. Eğer Burak 
							Dilmen’in bir tercüme hatası yoksa Skibbe’nin sırf 
							bu açıklaması bile Galatasaray’da sağlık skandalının 
							nerelere ulaştığının ispatıdır. 
							
							Bir süredir spor medyasında Skibbe için “Çok 
							sıcakkanlı. Almanlardan çok Türklere benziyor” 
							şeklindeki ifadelerin tamamen zırva olduğunu 
							düşünüyordum ama biz Türkler'e has bu ifadenin Alman 
							teknik adamın ağzından çıkması, aklımda kocaman soru 
							işaretleri bıraktı. 
							
							MEHMET (hep) TOPAL 
							
							Belediye maçından önceki Kayserispor maçında forma 
							giyen ama sakatlığın etkilerini üzerinden atamayan 
							bir Mehmet Topal izlemiştik. Zaten aynı maçın hemen 
							ardından kendisi de sakatlığının hala devam 
							ettiğini, ancak zamanla iyileşebileceğini 
							söylemişti. Şimdi siz değerli okurlara soruyorum: 
							Belediye maçında oyuna yedek soyunması bile riskli 
							olan bu oyuncunun ikinci yarıda oyuna dâhil olup, 
							hemen ardından da aynı bilekten sakatlanması sizce 
							kimin suçudur?
							
							Biz bunları söylediğimiz için Galatasaraylı bazı 
							yöneticiler kızıp sitem ediyorlar. Ancak 
							Fenerbahçe’de ayağı kırılan Deivid bile 2,5 ayda 
							futbola gollerle dönmüşken, tam iyileşmeyen bir 
							Mehmet Topal’ı oyuna sürmenin hiçbir mantıklı 
							açıklaması olamaz. Futbolcu oynamayı istese bile 
							teknik direktörü, doktoru ne iş yapar? Uzun lafın 
							kısası, hem Arda Turan’ın rahatsızlığında, hem de 
							Mehmet Topal’ın yeniden sakatlanmasında büyük 
							ihmaller söz konusudur. Ve Galatasaray’da bu 
							ihmalleri yapanların, yarın bunları 
							tekrarlamayacağının garantisini kimse veremez! 
							
							
							
							
							 





 
 
              	

 
 
            