Beşiktaş,
şampiyonluk, pfdk, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu,
Süleyman Seba, Yıldırım Demirören, Futbol Disiplin Talimatı,
Atıf Keçeci
12.04.2008
Yetti Artık
Beşiktaş, şampiyonluk için dikenli yollarda hedefine
yürürken, camiasından çektiğini kimseden çekmiyor.
İlk yarıda başlayan saha olayları ve kötü tezahüratın
getirdiği cezalar, her geçen gün maalesef katlanıyor.
PFDK (Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu), Ceza Talimatı'nın
30. ve 31. maddeleri hükümleri çerçevesinde Siyah-Beyazlı
kulübe ağır bir ceza verdi.
Bu noktada sorumlular, PFDK'yı eleştirmekten ziyade bahsi
geçen olayların yaşanıp yaşanmadığını sorgulamalıdır.
Durum hepimizce sabittir, her şey ortadadır. Beşiktaş
tribünlerindeki sayıları az olsa da bir kısım, takımını
desteklemek yerine kendisini tatmin için stada geliyor.
Maalesef bunlar kulübe fayda yerine zarar vermektedir.
Ulusoy federasyonu yanlıştı, ancak Hasan Doğan yönetimine de
küfürler devam ediyor.
Bunun sonucu olarak da cezalar veriliyor. Demek ki kusurlu
olan taraf günün federasyonları değil.
Disiplin Talimatı'nın son paragrafı kısaca, "Kişi ve
kuruluşlar bahse konu olayların oluşmaması için gayret
gösterir ve 3. şahısların kötü niyetini ortaya koyacak
çalışma yaptıklarını ispat ederlerse ceza uygulanmaz."
demektedir.
Konumuzun Beşiktaş olması dolayısıyla bu konuda başkan ve
yönetimin neler yaptığını irdelememiz gerekiyor.
Saha kapatma olaylarından en büyük zararı görenlerin, sezon
başı büyük paralar ödeyerek satın aldıkları kombine bilet
bedellerindeki kayıplarının nasıl telafi edileceği üzerine
çalışma yapılmış mıdır?
Bu kişiler önceden kulübe para yatırmakla hata mı
etmişlerdir? Bazıları, konuyu hukuksal boyuta taşırlarsa
haklı çıkmazlar mı?
Sayın Süleyman Seba döneminde bu çoklukta olmasa da bir
dönem benzer olaylar yaşandığında kendisiyle birlikte
yönetim kurulu üyeleri kapalı tribünün orta kısmına gidip
maçları oradan seyretmişler ve sonuç almışlardı.
Şimdi ise kapalıdan geldiğini söyleyen; ancak kimsenin
tribünde görmediği Yıldırım Demirören bu uygulamayı hiç
aklına getirmemiştir.
Belki gittiğinde ters tepkiyle karşılaşacağı düşüncesi
caydırıcı olmuştur; ama bunu mutlaka denemesi gerekirdi.
Yapılacak ilk iş 68 kamera ile gözlendiği söylenen
tribünlerde olay çıkaranların tespit edilmesi.
Haklarında 'zarar ziyan davası' açılması halinde mutlak
cezalandırılacak bu kişiler, en azından geridekilere örnek
teşkil edip caydırıcılık konusunda fayda temin eder.
Bunu yapabilmek dirayet ister, özgüven gerekir.
Taraftara sıcak görünmek için taviz üstüne taviz veren
anlayışın böyle bir girişime teşebbüsü bile düşünülemez.
Beşiktaş yönetimi sadece transfer, Fulya projesi vs. ile
değil, bu tarz olayların önüne geçememek suretiyle özellikle
manevi ve mali açıdan asırlık kulübe zarar vermektedir.
Alınan cezalardan dolayı bugün Futbol Disiplin Talimatı'nın
4. fıkrasına gelinmiştir.
Sonraki olaylarda aynı fiillerden ceza kuruluna gidildiğinde
puan silme tehlikesi ile karşı karşıya kalınacaktır.
Bunun sorumlusu başkan ve yönetimden başkası değildir. Onun
için popülizm bırakılmalı, sorumlulara karşı ceza ve
tazminat davası olmak üzere ivedilikle çalışmaya
başlanılmalıdır.
Zira yarın bugündür...
Beşiktaş, şampiyonluk, pfdk, Profesyonel Futbol Disiplin
Kurulu, Süleyman Seba, Yıldırım Demirören, Futbol Disiplin
Talimatı
Yazarlar |
Özel Futbol Dosyaları |
Futbol Videoları
|
Futbol Haberleri
Canlı Radyo
Yayını ve Konuşamadıklarımız
|
Dünya Kupası
Özel
Çok
Özel Röportajlar
|
Tekinoktay Özel |
2007 Yılı Oskarları
Uydu Maç Yayınları
|