birgun gazetesi

 

Hürser Tekinoktay                             27 Nisan 2006
Villarreal'in düşündürdükleri . . .


Futbol dünyasında son dönemlerin yükselmekte olan takımı Villarreal ve taraftarları, önceki akşam ilk kez katıldıkları şampiyonlar ligi yarı final karşılaşması 2. maçında Arsenal'e karşı oldukça trajik bir gece yaşadı.



Bir hafta önce Highbury'de oynanan ilk maçta ilk yarının tamamlanmasına kısa bir süre kala yediği gol ile 1-0 mağlup olan Villarreal aynı İngiltere'de olduğu gibi 2. karşılaşmada da oldukça iyi bir oyun ortaya koydu.

Gecenin akılda kalan ve trajik yanı, 88. dakikada deneyimli oyuncuları Riquelme'nin kaçırdığı penaltı sonrası üzüntüler içindeki oyuncuların gözyaşlarına eşlik ederek takımını ayakta alkışlayan onbinlerce kadınlı çocuklu taraftar idi.

Bu sahnenin unutulmazlığı sadece Villarreal taraftarları için değil ülkemizde küfür-kafir edebiyatı içinde yaşamakta olan gerçek sporseverler için de geçerli oldu.
Ve maç sonunda güle güle şampiyon sesleri ile soyunma odaları koridorlarına giren Villarreal'li oyuncular bu yılın gönüllerin şampiyonu oldular.

Villarreal aslında son üç yıldır büyük başarılar yaşamaktadır.
2003-2004 sezonunda bizim kulüplerimizin katılma zahmeti bile göstermedikleri İntertoto kupasından gelip UEFA kupasında Galatasaray, Roma, Celtic gibi takımları eleyerek yarı finale kalması, bir sonraki sezon ise La Liga'yı 3. olarak bitirmesi bu başarılarının başlangıcı idi.
La Liga 3.sü olarak Şampiyonlar Ligine direkt olarak katılması sonucu yarı finale kadar yükselen ve 2 maçta da rakibi Arsenal'e karşı üstün oynayan takımdı.

Üstelik Arsenal 10 maçtır yenilmiyor hatta gol bile yemiyordu.
Arsen Wenger bile, maçtan sonra BBC ye verdiği demeçte "her zamanki akıcı oyunumuza erişemedik bu yüzden biraz şans ve esnekliğe ihtiyacımız vardı" diyerek Villarreal'in üstünlüğünü kabul ediyordu.

Arsenal'in kaptanı Thierry Henry ise 88. dakikada penaltıyı kurtaran kalecileri Jens Lehmann'ın harika bir maç çıkardığını, sadece penaltı sırasında değil bütün maç boyunca kendilerine büyük destek olduğunu söyleyerek Villarreal'in oyununa dikkatleri çekiyordu.

Özellikle çeyrek finalde İtalya'nın FC İnter takımını 1-0 yenmesi de takdir edilecek bir başka başarı idi.

Netice de 1965 yılında İnter Avrupa kupasını kazandığında Villarreal İspanya'nın bölgesel bir liginde oynuyor ve stadyumu sadece 2 bin kusur kişi alıyordu!

1997 yılında kulüp hisselerini alarak başkanlık koltuğuna oturan Fernando Roig'in ilk işi olarak eski stadyumu yıkarak 23.500 kişilik bir stadyum yapması bir yöneticinin sahip olduğu vizyonunun kulübüne getireceği başarının önemli bir göstergesi oluyordu.
Netice de kasabanın tamamının nufusu 47.000 idi!

Kasaba nufusun yarısı kadar stadyum yapan başkan Fernando Roig bununla da kalmıyordu.
Kulübün sahip olduğu 70 dönüm portakal bahçesini futbol akademisi yapıyordu.

O günlerde olan bu faaliyetler birçok kişi tarafından tuhaf karşılanıyordu.

Ancak şimdi ise tüm Villarreal kasabası sakinleri başkanın vizyonunun 47.000'lik Villarreal'i tüm dünyaya tanıttığında hemfikirler.

Birde bizim ülkemizdeki yöneticilere bakın. Futbol sahalarını iş merkezleri yapan, körükledikleri çirkin spor kültürü ile taraftarlarını, sporseverleri maçların oynadıkları stadyumlardan kaçıran
onlar değil mi?
Sadece kişisel rant peşinde olan, hayatları boyunca sporcu olamadıkları gibi spor adamı da olamayan yine bu yöneticiler değil mi?

İşte geçen hafta Fenerbahçe futbol takımının ortaya koyduğu güzel oyun sonrasında bile futbol dışında her şeyin konuşulduğu ortamı yine yaratanlar bunlar değil mi?

Şimdi birçok gerçek sporsever merak içinde bekliyor.
Bu sözde yöneticilerimiz 43 gün sonra Dünya Kupası başlayınca acaba sıkıntıdan ne yapacak diye. . .



Birgün Gazetesinde yayınlanan diğer yazılar

 




hurser_tekinoktay

Ersin Otazc

 

 

a Lay Lay Lom

Ersin Otazca Lay Lay Lom Ersin Otazca Lay Lay Lom Ersin Otazca Lay Lay Lom Ersin Otazca Lay Lay Lom

 

 

 

 

 

 

 




Please disregard the text below, it is intended for the Internet Spiders/Robots Turk Futbolu, turkiye futbol antrenorleri, turk futbol antrenorleri, turk futbolu , Turk Futbolu, turkiye futbol antrenorleri, turk futbol antrenorleri, turk futbolu , futbolcular, antrenorler, Turk Futbolu, turkiye futbol antrenorleri, turk futbol antrenorleri, turk futbolu Mustafa Denizli, Hamdi Serpil Tuzun, Fatih Terim, Senol Gunes, BJK siteleri,Turkish Football, Turkish players, football, trainers, football, coaches, Mustafa Denizli, Hamdi Serpil Tuzun, Fatih Terim, Senol Gunes, BJK, Bjk Istanbul Turk Futbolu, turkiye futbol antrenorleri, turk futbol antrenorleri, turk futbolu , türk futbol antrenörleri, futbol antrenörleri, teknik direktörler, teknik adamlar, futbol hocalar1, futbol adamlar1, Turk Futbolu, turkiye futbol antrenorleri, turk futbol antrenorleri, turk futbolu , türk futbolu ve Fatih Terim, imparator fatih terim, liderler,Gündüz Tekin Onay, fatih terim, lider, ersun yanal, fatih terim, levent bıçakcı, Orduspor ve Eskişehirspor, sporda şiddet, şiddeti kçrüklüyenler, Raşit Çetiner ve Miadı Dolanlar, Ümit Milli Takım, Şampiyonlar Ligi Finali Bilet Aranıyor, Jose Mario Santos Mourinho Felix,Jose Mourinho,portekiz futbolu, üsküdar anadolu, spor kulüpleri, soner hoca, Şike Araştırma Komisyonu ve Dayak Olayı, Dayakçı Hoca Yılmaz Vural, Araştırma Komisyonu, Jose Mourinho, Alex Ferguson,Nihat Kahveci, Gençlerbirliği Kulübü Başkanı ,Ersun Yanal ve Aykut Kocaman Hoca, cafer aydın, İlhan Cavcav, Kulüpler Birliği , İlhan Cavcav ve Teşvik Primi, levent bıçakcı, teşvik primi, tesvik primi, sike, şike, ... ; Şike ve Futbol, fikri sağlar, Federasyon, UEFA 2004 kriterleri,Tolga Seyhan, Atay Aktuğ, Ömer sarı, Nevzat Şakar, Trabzonspor,Dünya Futbolu, Volkan, Tuncay Şanlı, Kemal Aslan, İbrahim Toroman , Selçuk, Hamit Altıntop, Fatih Sonkaya