| 
  
 Hürser 
                    Tekinoktay  
                    09 Ağustos 2006 Gerçekten 
                    temizlik istiyormusunuz ?__
 İtalya’da Juventus kulübünün 
                    ikinci lige düşürülmesi ile başlayan temiz futbol ve spor 
                    olgusu ülkemizde bazı gazetelerin de vasıtasıyla birkaç haftadır 
                    tekrar gündeme geldi. 
 Yıllardır Türkiye’de şike var, teşvik primi var hatta hakemlerinde 
                    karıştığı çeteler var diye birçok başarılı gazeteci yazılar 
                    yazdı, konuştu ve belgeler yayınladı.
 Hatta yayınlanan belgelerde Susurluk 
                    dosyası ile ilgili DGM’ce yapılan takibe takılan konuşma kayıtları 
                    Tuncay Özkan tarafından 14 Şubat 2002 tarihinden itibaren 
                    günlerce Milliyet gazetesinin ilk sayfasından diziler halinde 
                    yayınlandı. Dosyayı takip eden Kadıköy Cumhuriyet 
                    Savcısı Eren Gören bu konuşmalara takılan bazı spor adamları 
                    hakkında 14 yıl hapis cezası bile istedi. Daha sonra gözden uzak noktalara aldırılan 
                    davalarda takipsizlik kararı verildi.Ama kararlar “beraat” değildi!
 Dönemin Futbol Başkanı şu anda görevinin 
                    başında olan başkandı. Ama doğru dürüst hiçbir dosya ve soruşturma 
                    açılmadı.Maçların hepsi tescil edildi.
 Sadece Genel Kurmay asker kökenli hakemlere ya askerlik ya 
                    hakemlik diyerek kendi kuralını koyarak resmen hakemlik görevini 
                    yapan mensuplarını hakemlikten çekeceklerini açıkladı.
 Bu dönemde asker olan hakemlerden Harun 
                    Yiğit hakemliği bıraktı. Sadık İlhan dönemin MHK Başkanı Bülent Yavuz tarafından azmettirildiğini 
                    Televizyonda açıkladı. Sonrasında yargılandı. Zarar gören 
                    kulüp davayı kazandı ve tazminat aldı.
 Ali Uluyol, Sabahattin Bitirim askerlikten 
                    ayrılıp istifa ettiler ve şimdi ise faal olarak gözlemcilik 
                    yapıyorlar! 2001–2002 sezonunda özellikle 2 A kategorisi 
                    başta olmak üzere tüm maçlar tescil edildi. TBMM ‘de soruşturmalar açıldıysa da 
                    dönemin siyasileri işin üzerine gerektiği kadar gidemediler. 
                    Konunun susurlukla bağlantısı olup olmadığı iddialarına karşın 
                    konu araştırılamadı. Ortada birçok delil ve ceza yiyen bir sürü insan var iken 
                    her şey normalmiş gibi adı savcılık tarafından rüşvet vermeye 
                    karışan sporun ahlaksızları işlerine devam ettiler.
 İşin acı tarafı tüm bunlar olurken 
                    sadece spor yazan gazetelerde bir tek satır bu konulardan 
                    bahis bir haber bile çıkarmadılar! Benzeri durum 2004 yılında Organize 
                    Suçlar ile mücadele ekiplerinin kelebek operasyonu adı ile 
                    takılan dinleme bantları ile yaşandı.Bantlar günlük siyasi gazetelerce yayınlanınca benzeri bir 
                    durumun da orada cereyan ettiği görüldü.
 Derken ligler yine son sürat tescil 
                    edildi. Dönemin Federasyon Başkanı yine aynı başkandı. Sonrasında yerine gelen federasyon 
                    başkanı hukukçu olmasına karşın bizden önceki olaylara bir 
                    şey yapamayız dedi ve işler devam etti. Sonuçta bundan birkaç hafta önce şike 
                    illeti İtalyanların verdiği cesaret ile tekrar gündeme geldi. 
                    Peki, geldi de ne oldu?
 Her şey o kadar! Ne idi ki!Başbakan ile Spordan Sorumlu devlet bakanı arasında sürat 
                    ile telefon trafiği başladı.
 Rahatsızlardı.Özellikle suç örgütleri ile kulüp yöneticilerinin yapmış olduğu 
                    telefon görüşmelerinden haberleri vardı ve bu konu kendilerini 
                    çok rahatsız ediyordu.
 Sporun içine düşen bu pislik sokaktaki 
                    vatandaştan taa, başbakanlığa hatta Başbakan’a kadar rahatsızlık 
                    veriyordu. Ama ligler apar topar başladı. Hem 
                    de öldürücü sıcakların yaşandığı Temmuz ayının sonunda Ağustos 
                    ayı başında Avrupa’nın kuzeyinde ki ligler bile bizden sonra 
                    başlarken bizde 40 derecede % 99 nem altında maçlar oynamaya 
                    başladı. Bu hafta 2 A kategorisi maçları ise 
                    saat 17.00’de başlayacak!Ama bu işe karar verenlerde haklı. Futbolun ve sporun içindeki 
                    cehennemin yanında bu sıcaklar ne ki. Aynı geçen hafta Konya’da 
                    olduğu gibi tribündeki insanların üzerine hortum ve fıskiyeler 
                    ile suyu sıkarsınız olur biter.
 Peki, yapılacak bir şey var mı? Bu 
                    işler böyle gelmiş böyle gidecek mi?  Hayır, gitmeyecek belki önceki gün, 
                      www.adaletistiyoruz.com                     sitesinden gönderilen mail gibi adalet isteyen 
                    insanlar çoğalıp artacak. Genel destek Spor Bakanına ve sorumlu 
                    tüm mercilere gerekli güveni çalışma coşkusunu verecek. İtalya’da ki temiz eller operasyonun 
                    kahramanı kendisinin başarısı sorulduğunda sokaktaki “insanın 
                    desteği ve bu şekilde sağlanan toplumsal mutabakat” demişti. Gerçekten temizlik isteyenler acaba 
                    bu fırsatı kaçıracaklar mı?  
  Birgün Gazetesinde yayınlanan yazılar  
 
 
 
 |