Tuncay Şanlı, Sakaryaspor, Alex Souza, Sakaryaspor-Bakırköy,
Sakaryaspor altyapısı
Müslüm Kemal Gülhan
08 Şubat 2007
Tuncay Şanlı'nın Kaderi
Profesyonel futbolculuk, iş olarak bana göre
en zor mesleklerden biridir.
Beden ile yapılan bir meslek olmakla beraber kişinin sosyal
etkileşimini kısıtlayıcı unsurları içinde barındırır. Ama bu, asla
kişisel gelişime engel değildir.
Her işkolu, ülkelerin kendi değerleri ve prensipleri içerisinde
farklılıklar göstermektedir.
Şova yönelik mesleklerin en büyük handikabı ise algılanmadaki
sapmalardır.
Bunun belirgin kısırdöngüsü etkili olarak futbolda görülmektedir.
Tuncay Şanlı'nın da kaderi işte bu noktada başlamaktadır.
Tuncay Şanlı'nın futbolcu olarak tüm futbol kamuoyu tarafından
algılanmasındaki sapmalar ve hatalar, kendisinin olandan farklı
görülmesine neden olmaktadır.
Tuncay Şanlı 'yı Sakaryaspor-Bakırköy maçında sevgili dostum Hürser
Tekinoktay ile beraber seyretmiştik. İkimizin de ortak kanısı 'çok
iyi bir futbolcu' olduğu yönündeydi.
Tuncay Şanlı, futbolda asker tabir ettiğimiz emekçi kesiminde yer
almaktadır. Her ne kadar ona zaman zaman generallik payesi verilmeye
çalışılsa da oyuncu karakteri ve mesleki ahlak algılaması buna engel
olmaktadır.
Sakaryaspor'un altyapısında yetişen Tuncay Şanlı’da temelde altyapı
prensiplerini almadan üst düzey liglere geçmiştir.
Burada kişileri eleştirmek amacım değil, temel altyapı
prensiplerimizin futbol kültürümüzün içerisinde olmamasıdır asıl
sorun. Bu, üç büyükler dahil tüm kulüpleri bağlamaktadır.
Tuncay Şanlı için asıl önemlisi Fenerbahçe'nin misyonunu taşıyan
yıldız olmasıdır. Ama maalesef kendisi bu sorumluluğu hissetmesine
rağmen yönetimi ve taraftarları tarafından olması gereken anlayış ve
saygı gösterilmemektedir.
Aksaklıklar bizleri üzdüğü gibi Tuncay Şanlı 'yı haliyle
etkilemektedir. Her maçta ortalama 12 km civarında koşan, tüm çabası
takımın galip gelmesinden başka bir amacı olmayan Tuncay Şanlı 'ın
(sürekli yanlış yerlerde oynatılmasına rağmen) en az Alex Souza
kadar saygı görmeye hakkı vardır.
Tuncay Şanlı büyük maç küçük maç fark etmeden hepsinde aynı çabayı
gösteren ve oyunu oynamaya çalışan, üstelik kimsenin sorumluluk
almadığı anlarda ortaya çıkıp bunu üstlenen (sorun iyi ya da kötü
oynaması değil) doğru ve sağlam oyun prensiplerine sahip bir
oyuncudur.
Sanırım, o da istese, oyun içinde kaçak güreşerek sahada diri kalıp
sadece golü kovalayan bir oyuncu şeklini kolaylıkla alabilir. Bence
oldukça da başarılı olur, kendine özel bir tribün bile yaratabilir.
Bu ne kadar ahlaki olur bilemem...
Tuncay Şanlı'nın onurlu ve sağlam oyun prensiplerinin, yukarıda
bahsettiğimiz olumsuzluklara uyum sağlayacağını sanmıyorum.
Aslında Tuncay Şanlı'nın şanssızlığı, bu ülkede futbolu meslek
olarak seçmesidir, sahip olduğu oyunculuk karakteri ve
prensiplerinden dolayı...