tigana,
sinan engin, türkiye, yılın sporcusu, beşiktaş teknik
direktörü, jean tigana, nevio scala, vicente del bosque,
ailton, pancu, sergen, türkiye kupası, süper kupa, futbol,
başkan, bobo, burak, serdar, delgado, monaco, şampiyonlar
ligi, monaco, serdar kurtuluş, burak, sagnol, saha, riise,
henry, trezeguet, fifa, el fayed, fransa, 2 lig, afrika,
türkiye, final, fatih terim, brezilya, arjantin, uefa,
avrupa şampiyonası, milli takım, dunga, zico
Tigana ve Sinan Engin
TEMEL YİRMİBEŞOĞLU
Zaman Gazetesi - 08 Şubat 2008, Cuma
Tigana'dan şok iddia:
Şampiyonluğumuzu Sinan Engin engelledi.
Gazetemizin düzenlediği 18. Zaman Yılın zSporcusu ödül
töreninin en önemli konuklarından biriydi eski Beşiktaş
Teknik Direktörü Jean Tigana.
Ünlü çalıştırıcı,
dünya futbolunun önde gelen isimleri arasında kendisine hep
yer buldu.
Siyah-Beyazlılar,
futbolun marka isimlerini kullanamamaktaki becerisini
Fransız teknik adamla yollarını ayırdığında bir kez daha
gösterdi.
Nevio Scala, Vicente Del Bosque ve Jean Tigana heyecanla
açtıkları Beşiktaş sayfasını bir kalp burukluğu ile kapattı.
Ayrıldığı günden bu
yana Siyah-Beyazlı kulüple ilgili hiçbir açıklamada
bulunmayan Tigana, davetlimiz olarak geldiği İstanbul'da
röportaj isteğimizi geri çevirmedi.
Belki aylarca içinde
büyüttüğü haksızlık hissini gazetemiz aracılığı ile
kamuoyuyla paylaştı.
Beşiktaş'taki döneminizi değerlendirir misiniz?
Öncelikle Beşiktaş'ta çalışırken çok zevk aldım. Bir ekibi
yeniden yapılandırmak, onu oluşturmak bana büyük keyif
verdi.
Geldiğimde yaşlanmaya
yüz tutmuş bir ekip vardı.
Kariyerinin son
dönemlerini yaşayan oyuncular bulunuyordu. Ailton, Pancu,
Sergen gibi çok eski oyuncular vardı.
Eski ve kökleşmiş
oyuncuların yanında yeni yapılandırmaya gitmek ilginçti.
Olumlu gördüğünüz şeyler oldu
mu?
Bir kere sağlık ekibi beklediğimin çok ötesindeydi.
Türk asistanlarımın
profesyonelliği mükemmeldi. Zaten üç ay boyunca tesislerde
kaldım ve neler oluyor bilmek istedim.
Lisanını
bilmediğiniz, kültürünü bilmediğiniz bir yerde çalışmanız
kolay değil. İnsanların nasıl çalıştığını, kafa yapılarının
nasıl olduğunu, olaylara bakışını öğrenmek zorundaydım.
Efor sarf etmek bizim
işimizdi. Diğerlerinin değişmesine gerek yoktu, bizim
değişmemiz gerekiyordu.
Başarılı oldunuz mu bu
çabalarınızda?
Ben mutluluk vermek için oradaydım. Sonuçta bulunduğumuz
dönemde üç tane kupa kazandık.
İki Türkiye Kupası,
bir de Süper Kupa'yı kaldırdık. Tek üzüntüm ise kupayı ve
şampiyonluğu birlikte alamamak oldu.
İkisi birlikte neden olmadı?
Dış etkenler şampiyonluğu kaybetmemizde rol oynadı. Futbol
takımı ile bir sorunumuz yoktu. Kulübün bütün güçleri bir
araya gelemedi.
Sinan Engin
gibi insanlar şampiyon olmayalım diye her şeyi yaptı. Nedeni
çok basit. Beşiktaş'ın dışında iş bulma kapasitesi olmayan
bir insan.
Kulübün dışında
olduğu zaman kulüp için çok tehlikeli. Sinan Engin geri
dönmek istiyordu.
Benim için önemli
olan, benimle ya da bensiz kulübün daha ileriye gidebilmesi.
Şahsi menfaatlerim ikinci planda kalır.
Yıldırım Demirören'den destek
yok muydu? Sizinle farklı sizsiz farklı mı davranıyordu?
Başkan Demirören spordan sorumlu yöneticiyi bir kez daha
değiştirdi. Sinan Engin'in yakın arkadaşı olan Celal Bey'i
(Kolot) getirdi.
Bu da kulübü
zayıflattı. Bunlar hep taşları yerinden oynatmak için
yapılmış hareketlerdi.
Başkanın ne yapmak
istediğinden hiçbir şey anlamadım. Benim olayları daha erken
anlamam lazımdı. Sonuçta bunlar bende oluşan kanaatlerdi.
Size karşı bir oyun oynanıyordu
o zaman...
Aslında bu oyunlar benim ilgimi çekmiyor.
Bizans oyunları
dersin, başka bir şey dersin; bir şeyler oluyordu.
Benim hedefim ise
gençlerdi. Onlarla bir şeyler yapabileceğim ümidiydi,
Beşiktaş'ın geleceği için adım atmaktı amacım. Gençlerle
şampiyonluk yaşamak istedim.
Beşiktaş dönemi benim
için bitti, kötülük yapmak için burada değilim. Nereye
gitsem iş bulurum.
Benim söylediklerim
bir gözlem, negatif değil. Yarın bu takım şampiyon olursa
herkesten çok mutlu olurum.
Benim gençlerim
orada.
Böyle bir durum olmasaydı
Monaco'nun Avrupa'da yaşadığı çıkış Beşiktaş'ta da
gerçekleşir miydi?
Bobo, Burak, Serdar, Delgado bu oyuncuların inanılmaz
potansiyelleri var. Onları iki sene daha çalıştırmak
isterdim.
Çok üst seviyeye
çıkarabilirdim onları.
Ama hâlâ çalışmaları
gerek. İki sene daha çalışıp üst seviye getirebilirdim.
Beşiktaş, Monaco
mucizesi yaşayabilirdi. Ben bu ekiple daha rahat ve daha
büyüğünü yapabilirdim.
(Şampiyonlar Ligi'nde
final.) Biz iki defa Monaco ile yarı final oynadık. Ve
ikisinde de İtalyanlara karşı kaybettik. Monaco'daki gençler
şimdi büyük takımlarda oynuyor.
Beşiktaş'taki gençler
benim maaşımı hak ettiğimin bir göstergesidir.
Bobo'yu yarın
10-20 milyon dolar arasında bir ücretle çok rahat
satabilirler.
Bu oyuncuları takımınızda
düşünür müydünüz?
Ben görevimi yaptım. Oyuncuları yetiştirerek gerekli parayı
kazandırdım. Yarın bir yere gitsem Serdar Kurtuluş, Burak,
bunları zevkle ve istekle takımıma alırım.
Çünkü
potansiyelleri var. Sagnol, Saha, Riise, bunlarla
kıyaslıyorum bu oyuncuları.
Beşiktaş'ın Burak'ı Manisa'ya
göndermesi doğru mu?
Oyuncularla uğraşmak lazım. Ben Henry ile Trezeguet ile çok
uğraştım. Henry, üç ay benim yanımda bankta oturdu.
Oyuncular performans
olarak aşağı düştüğünde motivasyona daha çok ihtiyaç
duyu-yorlar. Burak'ın üzerinde durulabilirdi.
Tabi Burak'ın kendisi
de gelişme göstermek için çaba harcamalı ve bunu antrenörüne
ispat etmeliydi.
Beşiktaş'tan anlaşarak
ayrıldınız, yine sorun çıktı...
Anlaşmalar, riayet etmek içindir. Beşiktaş yönetimi bu
anlaşmaya riayet etmedi. Bu konuda benim yargılamam
gerekmez.
Artık kararı FIFA
verecek. Ben haklıysam ya da kulüp haklıysa bunun kararını
FIFA verecek. El Fayed'le aynı sorunu yaşadım.
O davayı ben
kazandım. Karşı dava açtı İngiltere'de, onu da kazandım. Ve
her şeyi ödedi. 2005'te Fransa'da yine dava açtı.
Birkaç saat beni
dinlediler. Bütün kontroller yapılıyor. Fransa'da bütün mali
hareketlerimi kontrol ettiler.
Dünyanın her
yerindeki hesaplarımızı izlediler. Ben sıfır ceza ile
çıktım.
El Fayed, davasında neden
ısrarcı davrandı?
İngiltere'de Fulham'dan ayrılırken kulübün borsada hisse
senetlerinden almayı kabul etmiştim. Bunu ödemek
istemediler.
O zaman hikâyeler
uydurdular ve davalar açtılar, bana 2 milyon Euro'ya
patladı, ama kazandım.
Beşiktaş'ın işi zor o zaman...
Benim hayatta en nefret ettiğim şey kaybetmek.
Kaybettiğimde hasta
oluyorum. Tavlada bile kaybetmek istemiyorum.
Kaybetmemeliyim. Ligi
2. bitirdim diye hasta oldum, günlerce gözüme uyku girmedi.
Beşiktaş'tayken geceleri uyuyamıyordum.
Yardım etmek
beni olgunlaştırdı.
Mali'deki faaliyetleriniz nasıl gidiyor?
Mali'deki insanların ortalama ömrünün 42 yıl olduğunu
görünce onlara az da olsa yardım etmek için çalışmaya
başladım.
Biz dünyadaki şanslı
insanlar arasındayız. İmkânlarımız var. Oralar için bunu
söylemek çok fazla mümkün değil.
Yardım işlerinin,
olgunlaşmamda çok büyük bir katkısı oldu. Burada kalıp daha
çok para kazanabilirdim; ama benim içimdeki insanı
olgulaştırmazdı.
Ben Mali'de doğdum, 4
yaşında Fransa'ya geldim. 84'te geri döndüm ve 2002'den beri
sürekli gidip geliyorum.
Bu yola girişinizde kimler
etkili oldu?
Yardım faaliyetlerini, tanıdığım birkaç insanın
yönlendirmesiyle öğrendim.
Bizim hayır kurumunda
iki yıl boyunca hiç durmadan çalışan arkadaşlar var.
Onlar gibi yemek
yiyip onlar gibi yaşıyorlar. Biri doktor ve eşi de hemşire.
Bu yardım damlalarını çoğaltıp bir bardak haline
getirebilirsek ne mutlu.
Gelişmemişlikte Avrupa'nın payı
yok mu?
Avrupa'nın Afrika üzerindeki yaptıklarında sadece bir tarafı
suçlamamak lazım.
Eğer Afrika'da
insanlar kendilerine yapılan bu sömürgeyi kabul etmeselerdi,
karşı çıksalardı belki bu fakirlik gerçekleşmeyecekti.
İzin verdiler ve
Avrupalılara istediklerini yaptırdılar.
Şimdi Afrika'ya geri dönüş
başladı...
İnsanda belli bir zamandan sonra kendi köklerine dönme hissi
doğuyor. Avrupa'da yaşayan geri dönmek istiyor.
Afrika'da insanlar
her şeyi paylaşırlar. Avrupa'da insanlar evine kapanır ve
evinde tek başına olur.
Ama Afrika'da bu öyle
değil ne varsa beraber yenilir, paylaşılır. Avrupa'da
kaybedilmiş bir değer bu.
Türkiye'de ise bu
değerler hâlâ muhafaza ediliyor.
Türkiye'den Afrika'ya eğitim
için gidenler var...
Evet, orada Türk okulları var.
O okullar Afrika için
çok önemli. Eğitim işi çok uzun bir savaş.
Eğer bir ülkeyi
kalkındırmak istiyorsanız olmazsa olmaz bir durum. Sağlıkta,
mekanikte, inşaatta öğreterek bir şeyler yapmak, ülkeyi
geliştirmek için yapılması gereken tek yol eğitim. Kar
tanesi gibi büyüyecek bir şey.
Fransa birinci,
Türkiye ikinci olur!
Türkiye, Avrupa Şampiyonası'nda ne yapabilir?
Umarım Fransa ve Türkiye final oynar ve Fransa bir, Türkiye
iki olur. (Gülüyor) Fransa'dan sonra Türkiye'yi tutacağım
kesin.
Fatih Terim'i çok
severim, tuttuğum bir antrenör. Milli Takım'a çok şeyler
veriyor.
Dunga'nın "Avrupa'da dünya
futbolu oynanıyor" sözlerine katılıyor musunuz?
Dunga'nın sözlerine katılıyorum. Herkes Avrupa'ya gelmeye
çalışıyor.
Avrupalı kulüpler
Afrika, Brezilya ve Arjantin'in kalitesini alıp adeta bir
salata yapmaya çalışıyor.
Dünyadaki futbol
ekollerine bu zarar vermeyebilir.
İngiltere'de artık
yerli oyuncu kalmadı. Arsenal'de neredeyse İngiliz yok. Bu
daha çok Avrupa için zararlı.
Afrika'dan dünya şampiyonu
çıkar mı?
Afrika'dan dünya şampiyonu çıkması çok zor. Öncelikle
altyapı yok. Senegal ve Fildişi'nde Monaco'nun bir futbol
okulu var.
Biz gidip onları
eğitiyorduk. Fransa'da tüm takımların 1. ve 2. ligde oynayan
ekiplerin futbol okulu var.
Ama Afrika'da böyle
bir altyapı ve okul yok. O yüzden kısa dönemde böyle bir
şansları olacağını sanmıyorum.
Şimdi bundan sonra sizin
planlarınız neler?
Teknik direktörlük için gelen çok teklif var. İngiltere'de
çalışabilirim. Milli takım olabilir.
Ya da küçük bir takım
alıp onu ileri mi taşırım bilmiyorum. Gençlerle de
ilgilenebilirim.
10 aylık
menajerlik en büyük hatamdı
Platini ile yakınsınız, futbol için birlikte
düşünüyor musunuz ?
Gerçek bir arkadaşlığım var ve hiçbir menfaat yok aramızda.
Bana her zaman 'birlikte çalışalım' diyor.
UEFA'da çalışmak için
tam olarak hazır değilim. Avrupa şampiyonası için beni davet
etti. Karar için tam sınırdayım.
Hayatınızda böyle sınırlar çok
oldu mu?
Evet, böyle sınırlar çok oldu. Keşke dediğim kararlar vardı.
Aldığım en kötü karar
Monaco'dan sonra 10 ay boyunca menajerlik yapmamdı.
Oyunculara yardım
etmek istiyordum. Bana çok problem çıkardı. Bir daha
yapmayacağım bir şey.
Benim amacım genç
oyunculara yardım etmekti ve ettim de. Ama kazandığımdan çok
onlara harcadım.
Ailelerine bile
yardım ettim. Para kazanmak, amacım değildi. Menajerlere
kızdığım için bu işe soyundum.
Ve kazandığımdan daha
çok harcadım. Ama sonrasında çok sorun yaşadım.
Türkiye'de de bu konu gündeme
geldi...
Hâlâ Türkiye'de bile bu işleri konuşuyorlar. Her şey
ispatlanmış. 40 yıllık futbol hayatımda sadece o 10 aylık
dönem konuşuluyor.
Ki bu dönemle ilgili
de hiçbir ceza ya da suç unsuru bulunmuyor. Ben de
düşünüyorum, taşlanmayı hak ediyor muyum diye.
Geçen hafta
'gözaltına alındı' diye bir haber vardı.
Bir saatlik bir şeydi
ve soru soran adamla sudoku oynadık. Türkiye'de bile çok
abartılmış.
Türkiye'den ayrılmak zor geldi
mi?
İngiltere'de 3 yıl çalıştım.
Ama ailemle oradan ayrılmak konusunda hiçbir sıkıntı
yaşamadım.
Fakat Türkiye'den
ayrılırken onlara bunu izah etmekte zorlandım. Kızım, okula
başlamıştı. Eşim buraya alışmıştı.
Onlar hiç ayrılmak
istemediler. Biz ailecek Türk gibi yaşamaya başlamıştık.
Beklediğimden
fazlasını bulduğum görkemli bir geceydi.
Gazetemizin ödül törenini nasıl buldunuz?
Çok sempatikti. Bazı insanları tekrar görmek beni mutlu
etti. Uzun süredir görmediğim arkadaşlarımla bir araya
geldim.
Bittiğinde çok
mutluydum. Beklediğimden çok fazlasını buldum ve geldiğime
pişman olmadım. Sürprizlerle doluydu.
Çok hızlı bir şekilde
geçti, zaman çabuk aktı. İyi organize edilmişti. Herkese
teşekkür ediyorum.
Dunga, Antiç gibi konukları
görünce ne düşündünüz?
Zico, Dunga, Antiç ve diğer konuklar beni biraz
gençleştirdi. Zico ile anılarımız vardı. Sık görüşemesek de
bir araya geldiğimizde birçok şeyi paylaştık.
Japonya Milli
Takımı'nı çalıştırırken Londra'ya gelmişti. Dunga ve
Zico'nun gecede olması bir sürpriz değildi.
Çünkü bundan haberim
vardı. Asıl beni şaşırtan ve mutlu eden tüm atmosferdi.
Kaynak:
Zaman Gazetesi
Bu konu ile ilgili yorum
yapmak için tıklayın.
»
Diğer Röportajlar
|