Tuğrul AKŞAR
09 Kasım 2006
Teknik
Adamların Kazancı
Uruguaylı
ünlü yazar Eduardo GALENO “Gölgede ve Güneş’te
Futbol” isimli nefis kitabında
“Gösteri makinesi her şeyi öğütür. Her şey bir süre sonra yok olur. Tüketim
toplumunun tüm ürünleri gibi, teknik direktörler de kullanılıp atılabilirler.
Seyirciler bir gün, ‘çok yaşa!’ diye ortalığı inlettikleri halde, bir sonraki
Pazar günü kellesini isteyebilirler” diyor teknik direktörler için.
Gerçekten
de teknik direktör yalnız adamdır. Oyunu hep uzaktan izler. Başarısı günlük
tüketilir. Bir yıl öncesinin Şampiyonlar Ligi şampiyonu olsanız bile, gelecek
yıl bu başarıyı yeniden üretmek zorundasınızdır. Başarıda en son akla gelen,
başarısızlıkta ise idam ilmeği boynuna geçirilmeye hazır kulübede bekleyen,
basın toplantılarında yargısız infaz edilen bir futbol adamıdır teknik direktör
ne yazık ki!
Parasallaşan
günümüz futbolu teknik direktöre olağanüstü sorumluluklar yüklüyor. Buna bağlı
olarak futbolda
başarı da başarısızlık ta teknik direktörün sorumluluğunda. Aslında bu
zaten hep böyleydi, bundan sonra da böyle olmaya devam edecek...
Ancak başta Süper ligimiz olmak üzere, Avrupa’nın en gözde liglerinde
bile bir teknik adam kıyımı devam edip gidiyor. Giden gelen o kadar fazla ki,
ortalık toz duman bulutu içinde kalmış durumda...
Ne oluyor? Büyük bir beklenti ve amaçla getirilen onca teknik adam
neden sezon sonunu bile beklenmeden gönderiliyor? Bunun kulüplere ekonomik
maliyeti nedir? Neden on yılın üzerinde aynı takımda görev yapan teknik adam
sayısı tüm dünyada üçü geçmiyor?
Gerçekten bu sorulara verilecek her bir yanıt ayrı bir yazı konusu
olabilecek kadar geniş ve kapsamlı.
Türkiye Süper Ligi'nde henüz onbirinci hafta
dolmasına ve sezonun daha sadece üçte birlik kısmı oynanmasına karşın, Süper
ligimizde şimdiden yedi kulübün teknik direktörünü değiştirdiğini görüyoruz.
Kimisi istifa etti, kimisi tazminatını alıp ayrıldı, kimileri de kulüp
yönetimlerinin sergilemiş oldukları olumsuz tavır nedeniyle görevlerini
bırakmak zorunda kaldı...
nereden bakarsanız bakın irrasyonel bir durumla karşı
karşıyayız. Bu rasyonel olmayan durumun nedenlerini sorgulamak ayrı bir yazı
konusu. Biz bunun üzerinde çok durmayacağız. Ancak, her yanlış hamle ve kısa
süreli her teknik adam kulüplere çok pahalıya mal oluyor. Son zamanlarda Süper Lig’deki yabancı modası
özellikle bu maliyetleri, “tazminatlar” nedeniyle daha da çekilmez hale
getiriyor.
Teknik Adamlar Çok mu Kazanıyor?
Bugünün futbolunda teknik adamlar servet sayılabilecek önemli paralar
kazanıyor. Başarılı olanlar rutin aldıkları aylık ücret ve maaşların dışında,
önemli sayılabilecek primler de kazanabiliyorlar.
Avrupa’nın beş büyük liginde üst
düzey takımları çalıştıran teknik adamların yıllık gelirleri, neredeyse bizde
orta ölçekli bir firmanın yıllık cirosuna ulaşmış durumda. Chelsea’nin hocası Jose
Maurinho’nun yıllık maaş ve primleri toplamı 10 milyon dolara ulaşıyor. Arsen
Wenger ve Alex Ferguson’un yıllık kazançları ise sırasıyla 4,5 ve 6,5milyon
dolar civarında...Real Madrid teknik direktörü Fabio Capello ise yılda 5,5
milyon dolar kazanıyor.
Deloitte’un 2005-06 verilerinden hareketle Beş büyük ligde mücadele
eden teknik adamların yıllık maaş ve ücretlerinin toplam ücret giderleri
içindeki paylarına baktığımızda karşımıza aşağıdaki tablo çıkıyor. Buna göre İngiltere’de
teknik adamlar toplam ücret ve maaş gelirlerinin yüzde dokuzunu alırken; bu
oran sırasıyla İspanya’da %7; İtalya’da %6; Almanya’da %5 ve Fransa’da %4
civarında.
Bizde ise Milli Takım hocası Fatih TERİM yıllık 1,5 milyon dolar
civarında maaş alırken; üç büyüklerin başındaki üç teknik adamın yıllık
kazançları toplamı 5 milyon dolara yaklaşıyor. Anadolu kulüplerinde ise teknik
adamların yıllık maaş ve ücretleri 250 ila 750.000 dolar arasında değişiyor.
Kısacası çok iyi para kazanan teknik adamlar olduğu gibi vasatın
altında maaş ve ücret alan teknik direktörler de şüphesiz ki olacaktır.

Teknik adamların ve oyuncuların ücret
ve maaş giderleri, bugün Avrupa ve Türk futbolunda kulüpleri önemli ölçüde sıkıntıya
sokacak boyutlara gelmiş durumda. Avrupa liglerinde oyuncu ve teknik adamlara
ödenen yıllık ücret, maaş ve primler toplamı aşağıdaki tablodan da görüldüğü üzere,
İngiltere’de kulüpler yıllık gelirlerinin %59.56’sını oyuncu ve teknik adamlara
ücret, maaş ve prim olarak dağıtıyor.
Bu oran
İtalya’da %71; İspanya’da %53.81; Almanya’da %47.31 ve Fransa’da
ise %45 civarında. Ülkemizde üç büyüklerin ortalama rakamlarına baktığımızda
ise %53.62 ile Beş Büyük Lig ortalamasına yakın bir oran çıktığını
görmekteyiz. Ücretlerin toplam giderler içindeki payı ise üç büyük kulüpte
ortalama %43 civarında. Bu oranla Üç büyükler Beş Büyük Lig ortalamasının
altında bir orana sahip...Bunda esas neden, giderler içinde finansman ve diğer
faaliyet dışı giderlerin yüksek kalem tutmasıdır.
Beş Büyük Lig ve Süper Lig’de Ücret ve
Maaşlar (2005-06 İtibariyle)
|
Toplam
|
Toplam
|
Ücretlerin
|
Ücretlerin
|
Tek.
Direk. Ücretlerinin
|
|
Gelir
|
ücretler
|
Topl.
Gelire
|
Topl.
Gider
|
Ücretler
İçindeki payı (%)
|
Milyon
Euro
|
|
|
Oranı
(%)
|
İçindeki
payı (%)
|
|
İngiltere
|
2.030
|
1.209
|
59,56
|
75
|
9
|
İtalya
|
1.180
|
845
|
71,61
|
78
|
6
|
Beş Büyük lig Ortalaması
|
1.274
|
721
|
55,55
|
80,2
|
6,2
|
İspanya
|
1.130
|
608
|
53,81
|
68
|
7
|
Almanya
|
1.040
|
608
|
47,31
|
61
|
5
|
Fransa
|
990
|
492
|
45,45
|
59
|
4
|
Üç Büyükler
|
125
|
67
|
53,62
|
43
|
6
|
Yukarıdaki tablodan da görülebileceği
üzere, oyuncu ve teknik adamlara ödenen ücretler aynı zamanda toplam giderler
içinde de önemli paylara sahip. Örneğin Premiership’te bir kulübün yıllık ortalama
giderlerinin yüzde yetmiş beşini oyuncu ve teknik adam ücret ve maaşları
oluştururken; bu gider kalemi içinde teknik adamların payı ise ortalama %9
düzeyinde...
Bu oran İtalya’da %6; İspanya’da %7; Almanya’da %5 ve Fransa’da %4
civarında görülüyor. Üç büyüklerin yüzde altılık ortalamasını dikkate
aldığımızda ise bu oran Beş Büyük Lig ortalamasına çok yakın çıkmaktadır. Bu
bağlamda teknik kadroların almış oldukları ücret, maaş ve prim toplamları
önemli bir paya sahip görünüyor.
Bu nedenle yüksek maliyetli bir hocadan eğer
sportif verim sağlanamazsa sonuç gerçekten mali bir felaket oluyor. Özellikle
yıl içerisinde hoca değiştirmenin maliyeti ise tazminatlar nedeniyle “astarı
yüzünden pahalı”ya getirmektedir. Bunun tipik örneğini bu yıl Lazaroni ile Trabzonspor
yaşadı. Üç aylık çalışma dönemi için Lazaroni ve yardımcılarına Trabzonspor
750.000 dolar ödemek zorunda kaldı.
Teknik Adamlar Ne Sıklıkla Değişiyor?
Buraya kadar yaptığımız açıklamalar ve
ortaya koyduğumuz veriler gösteriyor ki, teknik adamlar kulüpler için önemli
bir maliyet. Bu nedenle bu maliyetlerden maksimum verimi sağlamak çok önemli
hale geliyor. Ancak uygulamada görüyoruz ki, kulüpler bu kadar önemli
maliyetlere katlanmalarına karşın, inanılmaz sıklıkta teknik kadro
değiştiriyorlar. Her değişimin pratikteki anlamı ise havaya giden milyonlar...
Son on yılda
kulüplerimizin değiştirdiği teknik adam sayıları aşağıdaki tabloda veriliyor.
1996-97 yılından başlamak üzere 2006-07
sezonuna kadar geçen süre içinde kulüplerimiz yıllık ortalama 10 teknik adam
değiştirmiş durumda. Bunun diğer ifadesi ise, 18 takımın yer aldığı bir ligde
her yıl bu takımların yüzde ellibeşinin teknik kadrolarını değiştirdiğidir.
Yıllar İtibariyle Son
On Yılda Süper Lig’de Teknik Direktör Değişim Sayısı
1996-97
|
12
|
1997-98
|
7
|
1998-99
|
10
|
1999-00
|
14
|
2000-01
|
11
|
2001-02
|
11
|
2000-03
|
12
|
2003-04
|
11
|
2004-05
|
11
|
2005-06
|
8
|
2006-07
|
7
|
Avrupa’da beş büyük ligde durum nedir diye baktığımızda ise
karşımıza aşağıdaki tablo çıkıyor.
Avrupa ve
Türkiye’de 2006-07 Sezonu İtibariyle teknik kadro değişimi
|
2006-07
Sezonu itibariyle
|
|
|
Tek.direktörünü
|
|
|
Değiştiren
|
Lig'deki
|
|
Kulüp Sayısı
|
Takım
Sayısı
|
İngiltere
|
6
|
20
|
İspanya
|
7
|
20
|
İtalya
|
4
|
20
|
Almanya
|
1
|
18
|
Fransa
|
11
|
20
|
Türkiye
|
7
|
18
|
Avrupa ve Ülkemizde 2006-07 sezonu
itibariyle teknik kadro değişim hareketine bakıldığında bu sezon İngiltere’de
20 kulüpten 6’sı teknik kadrosunu değiştirirken; en az değişimin yaşandığı lig
olarak karşımıza 1 teknik adam değişimiyle Alman Bundesliga çıkıyor. Ülkemizde
ise bu yıl 18 takımdan 7’sinin teknik kadro değiştirdiğini görüyoruz.
Teknik kadroların Değişiminin Kulüplere Maliyeti
Avrupa’da bugün teknik direktör
değiştirmenin maliyeti milyon dolardan başlıyor. Genellikle opsiyonlu ve yüksek
tazminat şartları içeren sözleşmelerin kulüplerce tek taraflı fesihi büyük
cesaret gerektiriyor. Özellikle 5 yıla varan sözleşmelerde ise durum mali
anlamda tam bir kaosa dönüşüyor.
Son zamanlarda ülkemizde de bu eğilim
giderek gelişiyor, genişliyor.
Özellikle
yabancı teknik
adamlarla yapılan sözleşmeleri
fesih, parasal
tazminatlar nedeniyle çok da kolay görünmüyor. Bugün Jean Tigana’nın tazminatı
4 milyon Euro’yu bulurken; Eric Gerets’in sözleşmesindeki tazminat tutarı 2,5
milyon; Zico’nun ki ise 2 milyon Euro civarında. Hal böyle olunca tazminatı
ödeyip, teknik adamı göndermek çok da kolay olmuyor.
Olayın tazminat dışındaki yönlerine
bakıldığında ise yüksek maliyetler, teknik kadro seçiminde aşırı titizlik
gerektiriyor. Seçilen teknik adamın uzun süreli kulüpte çalışması ise ölçek
ekonomisini devreye sokuyor. Yani yüksek parasal maliyet, sportif başarıyı da
zamanla getirirse, geçen zaman teknik adamın maliyetini aşağıya çekiyor. Fayda
maksimize edilebiliyor. Aksi durumlarda ise mali yönden güçlü olmayan Anadolu
kulüpleri büyük sıkıntılara sürüklenmektedirler.
Neden Tahammül Edemiyoruz?
Hiç bir kulüp ayrımı yapılmaksızın, tüm
başarısızlıklarda ilk akla gelen eylem, teknik direktörün gönderilmesi. Böylesi
bir anlayışın kaçınılmaz sonucu ise sürekli değişen teknik direktörler. Oysa
futbolda ekol olmuş ve ideal kulüp modeline yaklaşabilmiş kulüplerin
yönetimlerine bakıldığında, bu kulüplerde istisnalar dışında uzun soluklu
teknik yönetimler olduğunu görürüz.
Bu yıl
Alex Ferguson Manchester United’da 19. yılını doldururken, Arsen
Wenger Arsenal’de 10. yılını tamamlıyor. Ülkemizde bu anlamda en istikrarlı
kulübün Galatasaray olduğunu görüyoruz. Ki burada bile şu karşılaştırma çok
enteresan. 1876’da kurulan Arsenal’da bugüne kadar ortalama her beşbuçuk yılda
bir teknik adam değişirken; Galatasaray’da bugüne kadar tam 59 teknik adam
görev yapmış. Yani Galatasaray her 1.7 yılda bir teknik adam değiştirmiş. Bu
bağlamda kulüplerimizin bu devamlılık konusunda kendilerini gözden geçirmeleri
gerekiyor.
Bugün ülkemizde 18'i Süper Lig'de olmak
üzere toplam 151 profesyonel futbol takımı bulunmasına karşın, Türkiye Futbol
Antrenörleri Derneği TÜFAD'ın verilerine göre diplomalı teknik direktör sayısı
600'ün üzerinde. Mevcut kulüp sayısını baz aldığımızda ortaya arz fazlası
çıkıyor. Bir yandan arz fazlasının getirdiği rekabet, diğer yandan olası
sportif başarısızlıklar, yoğun bir şekilde teknik direktör devinimine neden
oluyor.
Her ne kadar 2002'de Türkiye Futbol
Antrenörleri Derneği TÜFAD ‘ın da tavsiyesiyle Futbol Federasyonu bir sınırlama
getirmiş ve bir teknik direktörün aynı sezonda ikiden fazla sözleşme imzalayamayacağı
karara bağlanmışsa da, bunun da bir çözüm olmadığı anlaşılıyor.
Sportif ve mali başarısızlığın olduğu
kulüplerde bir teknik direktörün zaten uzun soluklu kalması beklenemez. Burada
en kolay ve kestirme çözüm yöntemi, oyuncuları ve kulüp yönetimini değiştirme
yerine, teknik adamın değiştirilmesidir ki, işte bu nirengi noktası çoğu
sorunun da temel kaynağını oluşturuyor.
Alp ULAGAY’ın Hürriyet gazetesindeki
konuya ilişkin bir araştırmasında görüyoruz ki, teknik direktörün
değiştirilmesinde ve sirkülasyonunun bu kadar sık olmasında dört temel neden
bulunuyor.
Bunlar:
1)
Taraftar
baskısı çok kuvvetli, kulüpler sabredemiyor,
2)
Futbol hálá
hobi gibi görülüyor sistem yok, gerçekçi bir hedef konulmuyor,
3)
Kulüpler
Takımım ihtiyaçlarına göre bir strateji belirleyip karar verme yerine deyim
yerindeyse, gelişigüzel teknik direktör seçiyorlar.
4)
Teknik direktör
Arz fazlalığı,
Diğer taraftan Süper Lig’de rekabetçi
denge koşullarındaki olumsuzluk ve temel yapılardaki zaafiyet ve olumsuzluklar
da teknik adamların uzun soluklu görev yapmalarının önünü kesiyor.
»
Tuğrul Akşar
Ana Sayfa

Yazarlar |
Özel Dosyalar |
Futbol
Videoları
Uydu
Maç Yayınları |
Canlı Radyo Yayını
ve Konuşamadıklarımız
|
Dünya Kupası Özel
|
Çok Özel Röportajlar |
Tekinoktay
Özel

|