Hürser Tekinoktay
05 Mayıs 2005
Papermoon'da
son öğle yemeği!
29 Nisan Cuma günü Türk Spor Medyasının
önde gelen kişileri olan 11 Spor Müdürü Şansal Büyüka'nın
Akmerkez Papermoon'da organize ettiği bir öğle yemeği yediler.
Yemeğin konusu, Futbol Federasyonu Başkanı ile yapılan toplantıda
Aziz Yıldırım ile Özhan Canaydın'ın el sıkışmaması idi.
Bu oluşan anti fair durum spor müdürlerimizi ve Şansal Büyüka'yı
rahatsız etmiş ve ilk kez ortak bir harekete güzel bir yemek
ile başlanmıştı.
Yemekte, Aziz Yıldırım'ın olayları başlatıp gerginleştirdiği
konusu konuşulmasına rağmen duruma karşı çaresiz kaldıkları
ve sonucunda 'Sivri demeçleri yazmayalım, yayınlamayalım'
prensibinin çıkması futbolumuzun içinde bulunduğu trajikomik
durumun bir göstergesiydi.
Ancak asıl ilginci ise aynı müdürlerin, Habertürk kanalında
program yapan Atıf Keçeci'nin konuştukları bir kulüp başkanının
hoşuna gitmedi diye bu programdan çıkarttırılması karşısında
bir tek kelime bile etmemeleri idi.
Oysa mesleki ve etik açıdan böyle bir şeye karşı yapacakları
açıklamayı insanlar kendilerinden beklemekteydiler!
Hatta aslen Venedikli olan Papermoon'un şefi Mario Paolillo
bile bu beklenti içindeydi.
Gerçi Şef Mario öğlen saatinde Cesar Salata ile kırmızı şarap
içilmesinden Türkiye'de işlerin farklı olduğunu da çok iyi
öğrenmişti.
Ama Spor Müdürlerimiz güdümlü gazeteciliği ve Televizyonculuğu
bu memleketin insanlarına nasıl yakıştırıyorlar acaba?
Harun Yiğit'ten, Cem Papila'ya
Yine aynı medyamız son zamanlarda son
iki senedir Şampiyonluğu tayin eden Cem Papila'ya saldırıp
duruyorlar. Evet, haklılar ama adı ve konuşmaları şike bant
kayıtlarına geçtikten sonra bile maçlarda görev verilen Harun
Yiğit'e bir kez olsun noluyor demeleri gerekmez miydi?
Hal böyle olunca içinde bulunulan bu sisteme değil de, Cem,
Ahmet, Mehmet'e ses çıkarmak biraz tuhaf değil mi?
Adanalı Fatih
Fatih Gökşen'in Galatasaray Kürek Şubesinde
görev yaptığı yıllarda birçok kürekçinin Fenerbahçe'ye tepki
kaçışında bulunduklarında söylenir.
Şimdileri görev yaptığı futbol takımı şubesinde maçlardan
önce kiralık futbolculara telefon edip 'bize karşı oynama'
diyerek ün yapmaya başladı.
Önce Suat Usta, şimdi Saoidu ve arkasından Malatya'da maç
çıkışında başkanlar ve asbaşkanlar kavgası.
Bu nasıl yöneticiliktir anlaşılır gibi değil!
Maçtan önce futbolculara maçta oynamayın diye, telefon açmak
Galatasaray gibi bir kulübe yakışır mı !?
O da anlaşılır gibi değil acaba bu işleri Özhan Canaydın'ın
haberi olmadan(!) nasıl yapıyor?
Fatih Gökşen'in bu yaptığı gizli görüşmelerin bir adı Şike
olan sporun ruhuna aykırı bir durum iken bununla da ilgilenmeyen
Müdürlerimizin Papermoon'daki öğle yemeği İnşallah orjinali
Santa Maria delle Grazie'de olan Leonardo da Vinci'nin 'Ultima
Cena' sının temasına benzemez!

Birgün
Gazetesinde yayınlanan diğer yazılar
|