Transfer, Spor
Gazeteciliği, Hıncal Uluç, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş
Cahit
Göveren
18
Ağustos 2007
Spor Basınında Transfer
Gün geçmiyor ki spekülasyonel
transfer haberleri çıkmasın ulusal basında. Ağzı olan konuşuyor.
Dedikodular manşet oluyor yaygın basının spor gazetelerinde.
Küçücük bir duyum alan 8 sütuna manşet atıyor günü kurtarmak
için.
Hakikatler çıplak gezmeyi sever, ama bu ilkeye uyan yok
ki ?
Nasılsa satılıyor, okunuyor ve fanatizmin hüküm sürdüğü
futbol olgusunun içinde arz-talep meselesi bir şekilde karşılanıyor.
Yazan memnun, okuyan razı. Böyle olunca kimi kime deşifre
edeceksin ki… Şöyle bir düşünün, transfer döneminin başladığı
15 Haziran’dan buyana özellikle 3 büyüklere spor gazetelerinin
yakıştırdığı “ aldı, alıyor, yarın imzalıyor “ dediği futbolcular
ayyuka çıktı.
Sadece yoruma dayalı olarak haber yapılır mı hiç.
Türkiye’de zaten gazetecilik can çekişiyor.
Resim çekip, ona kafasına göre alt yazı yazan kişiye gazeteci
deniyor bu ülkede.
Nerede kaldı Gazeteciler Cemiyeti’nin ilkeleri ile basın
yasası. Bilgisayarın karşısına geçen haber yazmak yerine
kişisel yorumunu dikte ediyor okuyucusuna. Oysa haberde
şeffaflık, yalınlık, objektiflik ilkeleri verilerle desteklenmeli,
“ 5 N 1 K “ formülü uygulanmalıdır.
Daha kötü spor gazeteciliği yapanlar da var.
Şimdi yeni bir moda çıktı. Hıncal Uluç’un yaptığı gibi,
yazar gazetenin sütunlarında kendi kendine hem soruyu soruyor,
hem de yanıtını veriyor.
Oh ne ala, hem hakim hem savcı.
Böyle gazetecilik anlayışı olur mu hiç. Her şey birbirine
karışmış, gidiyor. Oto kontrol yok, okuyucu ise bunları
ret etmiyor.
Aksine destek veriyor. Bakın size bu transfer döneminde
3 büyüklere geleceği söylenen yerli ve yabancı futbolcularla
ilgili bazı rakamlar vereyim.
Spor basını Fenerbahçe’ye 67, Galatasaray’a 49 ve Beşiktaş’a
83 oyuncuyu yakıştırarak, transfer edilmelerine mutlak gözle
bakıldığını yazdı.
Ne dersiniz, bu alemde ilkesizlik “ İlke olmuş bir kere….
»
Cahit Göveren Ana Sayfa
|
|