|
Türk
Futbolununda Acı Gerçekler
Tuncay
ÖZKAN
Mafya hem kazanıyor hem kara para
aklıyor
Spor kulüpleri ve adamlarını kullanan mafya, kumar ve bahis
mekanizmasını kullanarak elindeki kara parayı da aklıyor
Mafyanın sporu ve spor adamlarını neden kullandığına dair
üç önemli saptamam var. Bunlardan birincisi; mafya spordan
para kazanıyor. İkincisi; spor kulüpleri ve adamlarını kullanarak
kendisini ve elemanlarını meşrulaştırıyor.
Kumar ve bahis mekanizmasını kullanarak, elindeki parayı bu
yolla aklıyor. Para kazanıyor. Üçüncüsü; spor kulüplerinin
altyapı teşkilatlarını ve kulüplerin organizasyonlarını gerçekleştiren
gençleri ele geçirerek militan kadrolarını oluşturuyor.
Stadyumlarda izleyicileri sürüklemek, yönlendirmek görevini
de bu kadrolar yerine getiriyor. Spor kulüplerinin yönetim
kadrolarında mutlaka mafyanın adamları yer alıyor.
Statlarda holiganizmi de, küfür anarşisini de onlar yaratıyor.
İstenmeyen yöneticiler, futbolcular bu militan kadro yoluyla
elimine ediliyor.
Mafya internet teknolojisi üzerinden bahis oyanatarak futbolda
para topluyor. Bu noktada içeride maçlar ayarlanıyor ve para
kazanılıyor. Türkiye’de kumar ve bahis yasak. Ancak Milli
Piyango İdaresi’nin izin verdiği bahisler oynanabiliyor.
İnternet üzerinden
nasıl oynanıyor ?
Oysa internette şöyle bir dolaşınca örneğin www.willhill.com,
www.intertops.com, www.easybet.com, www.superbahis.com, www.bahis.com,
www.easybahis.com, www.turkbetonline.com, www.bahsegir.com,
www.megatoto.com adreslerine ulaşmak mümkün.
Sitelere üye olmak, mail adresi almak kadar kolay. İsim, adres,
kişisel bilgiler giriliyor, kredi kartı numarası veriliyor.
Sonra kazanınca para kredi kartına yatırılıyor. Örneğin superbahis.com’un
ana sayfasında "Devlet lisanslı ve yasal" olduğu
yazılı.
Bahis.com’u işletenler Santa Domingo Carrabian lisansı altında
işletiyor. Easybahis.com’u kimin işlettiği belli değil, sayfada
öyle bir ibare yok. Bahsegir.com merkezi Luxemburg’da bulunan
ve 1981 yılından beri müşterek bahis oynatan Beteurope firmasının
yan kuruluşu. Megatoto.com Lloyds of Londan adlı büyük bir
sigorta kurumunun yan kuruluşu, merkezi Londra’da.
Turkbetonline.com BAS Communications’a bağlı. 94’te kurulmuş,
Jersey Adası’ndan tescilli, KKTC’de faaliyet gösteriyor. Bu
hatların Türk mafyasına ayda 100 milyon marka yakın para kazandırdığı
tahmin ediliyor.
Reklamlarını internet siteleri üzerinden yapıyorlar, örneğin
herhangi bir server’dan maillerinize bakmak için girdiğinizde
reklamı çıkabiliyor.
Oynamak için 2 yöntem var:
Birincisinde onların verdiği hesap numarasına para yatırılabiliyor.
İkincisinde oynayan kişinin kredi kartı numarası veriliyor.
Oynayan kişinin isteğine göre site sahipleri kredi kartından
para çekiyorlar.
Buralarda bahis oynamanın parasal bedelini dolar üzerinden
ödemek gerekiyor. Alt limit 1 - 10 dolar arasında değişiyor.
Üst limit ise sınırsız.
Genellikle maille yazışıldığı için tartışmalı durumda açık
adresleri bulunamadığından müşterinin bahisçilere ulaşma şansı
yok.
Vatandaş Ali nasıl dolandırıldı ?
Bu sitelerde Türkiye’den büyük takımların yanı
sıra daha küçük ve 3. lige kadar pek çok takımın maçına da
yer veriliyor.
Bu sitelerde oynayan bir kişi, bana ulaştı. A.T.’nin anlattıkları
ilginç: "Bu internet sitelerinin adresleri bulunmuyor.
Para kazansan bile eğer miktar düşükse ödeniyor, biraz yüklüyse
ödeme yapılmıyor. E - mail ile ulaşmaya çalışıyorsunuz, ama
umurlarında değil. Ben 6 bin dolarlık kazanç elde ettikten
sonra, bu parayı unutmak zorunda kaldım. Çünkü vermediler.
Kaybettiklerim caba. Araştırıp Londra’dan baktırdım, sitenin
adresi bir tren istasyonu çıktı."
Bir de telefonla oynananlar var. Sistem
aynı şekilde çalışıyor. Ücretsiz hatlarla ulaşılıyor, bazılarında
karşınıza Türk operatörler çıkıyor. Bunlar bahsinizi alıyor.
Telefonla oynanan kimi sitelerde kredi kartı, kimilerinde
ise banka havalesi ile para yatırılıyor. Banka hesap numaralarının
bazıları Türk, bazıları ise Kıbrıs bankalarına ait.
Almanya üzerinden bahis
Almanya’da içlerinde köpek yarışlarından buz hokeyine kadar
çeşitli spor karşılaşmalarının bulunduğu bahis kâğıtlarında
oyunlar oynanıyor. Türkiye’den de bu kâğıtlarda futbol karşılaşmaları
yer alıyor.
Bahis kâğıdında 90’a yakın futbol takımı bulunuyor. Bu sayı
duruma göre artıp azalabiliyor.
Ancak futbol takımları Brezilya’dan Yeni Zelanda’ya, Afrika’dan
Asya ülkelerine uzanan yelpazede çeşitli ülkelerin çeşitli
liglerdeki takımlarını kapsıyor.
Bunların içinde Türk takımları da yer alıyor. Hemen her bahiste
en az iki de Türk takımı yer alabiliyor.
Ancak zaman zaman bu sayı değişiyor. Örneğin pazar günleri
ikinci lig karşılaşmalarının hemen hepsi bu bahiste bulunabiliyor.
Takımların güçlerine, puanlarına, sürpriz olabilecek takımlarla
eşleşmelerine ve diğer bazı faktörlere göre değişiyor.
Her maçta yer alan takımların bir fiyat birim bedeli var.
Almanya’da bu işi özel Gold Essel adlı firma 1940 yılından
beri yapıyor.
Şike çetesi burada bu maçlarla ilgili bilgileri doğrultusunda
hakem ayarlayarak para kazanıyor. Ya da kendi bahislerini
oynatarak maç sonuçlarını ayarlayıp para kazanmaya devam ediyor.
Şike sohbetleri
‘Sen
arpayı yolla, ben maçı ayarlarım’ Ali
Fevzi Bir -Sadık İlhan A: Ne haber
Sadık Hoca? S: İyi, sağ olasın abi, siz ne yapıyorsunuz?
A: İyi, top oynadım bir saunaya girdim çıktım.
S: Oh, yarasın bir de bir gün beni de al takıma
abi, ya nerede oynanıyor? A: Göztepe’de oynanıyor.
S: Hıı, ekibin var zaten eskiden beri. A:
Ne yaptın? S: İyi abi, evdeyiz, yarışma izliyoruz
kim beş yüz milyar kazanır diye. A: Maç yok
mu? S: Şeyde var abi, A grubunda var. A:
Hangisi? S: Aydın - Konya maçı. A:
Aydın - Konya maçı Aydın’da mı? S: Aydın’da
abi maç. A: Hıı, dinle... S:
Evet Abi... A: Maçları oynayabilirim ha, oynarsam
arayacağım seni. S: Tamam, haber verirsin.
A: Yeni bir icat çıkmış ikinci ligde. S:
Hıı. A: Dur bakayım, şimdi faks gelecekti. Bir
bakayım, ararım seni yarın, pazar değil mi maç? S:
Pazar günü abi, maç pazar günü. A: Harun’a maç
var mı?... S: Harun’a yok, bir tek Ali’nin var
Ankara’dan abi. A: Hangi maç? S:
Altay maçına gidiyor. A: Kimle? S:
Altay kimle oynuyordu abi, ya tam bilmiyorum ya. A:
He Ali’nin de kulağını büktürürüz dur bakayım, o Altay’ı da bizim çocuklar ortak
oluyorum, ben onlarla şimdi Kıbrıs’ta kumarhane alıyoruz. S:
Öyle mi? A: He. S:
Beraber yolculuk yapacağız, zaten ben de İzmir’de kalacağım o da İzmir’de kalacak.
A: Ben sizi ağırlatırım orada. S:
Tamam abi. A: Ali anlar mı o işlerden? S:
Anlar anlar, iyi arkadaştır abi. A: İyi, tamam.
S: Tamam. A: Oldu,
görüşürüz. S: Görüşürüz gene abi. A:
Haydi ararım ben yine. S: Sağ ol abi, iyi akşamlar.
A: Yer ayırtırım ben size. S:
Tamam abi, tamam ararsın, haber verirsin. A:
Tamam haydi eyvallah. S: Haydi görüşürüz abi.
*** A: Alo.
S: İyi akşamlar. A:
Sadık Hoca ne yapıyon? S: İyi abi, siz nasılsınız?
A: İyi be, ne olsun? S:
Hasta gibisin abi. A: Yok yeni kalktım.
S: Hadi ya, baya uzun sürmüş abi, gece maratonu
o zaman? A: Haa? S:
Şeyde mi çalıştın, öbür türlü mü abi? A: İki
türlü. S: İki türlü diyon, anca diyon ha.
A: Sen ne yapıyon? S:
İyi abi ya, maçım da var bu hafta. A: Nerde?
S: Sakarya’ya gideceğim ya... A:
Nereye? S: Sakarya’ya. A:
Coşkun’a. S: Ha ha, Coşkun’a gidiyorum.
A: Kimle oynuyor? S:
Erzurum. A: Erzurum’la, iyi, başka ne var ne
yok? S: Başka hiçbir şey yok abi, arayayım dedim,
bu mahkemeler olumlu bitti herhalde? A: Bitti.
S: İyi, hayırlısı olsun abi, yakışanı oydu zaten.
A: Eyvallah, sağ ol. S:
Yakışanı oydu, oldu abi, sen dinlen o zaman, sonra görüşürüz yine. A:
Tamam bir şey diyon mu? S: Yok abi, sağlığın.
A: İyi hadi. S:
Görüşürüz abi, iyi akşamlar. *** Sadık:
Efendim Ali: Sadık Hoca sen mi aradın beni?
S: Evet abi. A:
He ne yapıyorsun? S: Merak ettim diğerleri ne
oldu diye de... A: Bir tanesi parayı kurtardık.
S: Valla... A:
İkisi yattı. S: Hıı. A:
Helloven maçı sıfır sıfır bitti, Atalanta iki bir yendi, a... kodumun Torino yenildi,
bir sıfır galip... S: Hı pek bir şey olmadı
abi yani ha? A: Yok a... çocuğunu s....min uykusuz
yattım. S: He he... A:
Şey ne yapıyon? S: İyi abi, evdeyiz işte.
A: Dinle... S:
He. A: Senin bölgenden hariç bir maça biri gidecek,
iş yapar mı arpayla, var mı öyle? S: Var abi
İzmir’de. A: Kim var, kim? S:
Bitirim yani... Emanet karşılığı yapar abi. A:
Yaptırıyorum yani?.. S: Hangi maça? A:
Senin orda olacak maça. S: He. A:
Anladın mı, bu hafta... S: Yapar abi ya.
A: Yapar değil mi? S:
Yani, ama yapar yani, yapacağını, ben ona bahsetmiştim, sen geçen demiştin ya
ikinci... A: Yapar yani değil mi? S:
Ben dedim ya sana ben ayarlayacağım diye ha. A:
Arpayı vereceğiz. S: He öyle yapar. A:
Tamam. S: Yapar yani?.. A:
Sen ne yapıyon, daha gelmiyo musunuz? S: Abi
gelecek gibiyiz ya. A: He haber ver abi, Tatlıses
falan var, ikinci gün ona yer ayırtacağız, öyle kolay değil. S:
Geliyoruz abi o zaman. A: E söyleyin kaç oda
ayırtayım size, ara beni. S: İki oda yeter bize
ya, Zeki Ali’ye dedim, bugün de sen dedin ya, onlara da aç diye, maç durumuna
bağlı, işte millet ondan bir şey diyemiyor abi, maçlar... A:
İyi çarşamba günü, perşembe günü bakın. S: He
Ali’ye falan da söyledim ben ya da Hüseyin diye gelirim dedi o da. A:
Tamam ben yer ayırtırım size. S: Tamam tamam
abi. A: İbrahim Tatlıses var bayramın ikinci
günü. S: Valla güzel olur abi ya, ben o sen
bahsettiğinde açmıştım hani ikinci lig dedin ya üç maç falan. A:
He. S: Dedim, bak gizli bir işimiz var, böyle
bir şey olduğunda bu sacayağının biri sen olacaksın diye. A:.......
mı? S: He he. A:
Hı. S: İyi para var falan demiştim, tamam sen
olduktan sonra olur dediydi abi. A: Ha.
S: Ondan dedim yani. A:
Başçavuş mu bu? S: Ha ha. A:
İyi iyi, tamam. S: Tamam. A:
Tamam. S: Oldu abi, ben yarın gene ararım.
A: Tamam haydi. S:
Sen bana bugün bişey çıkaramayacan o zaman. A:
Çıkarırım yarın sana ya. S: Tamam ya iyi olur
abi ya. A: Para mara almadık a.... koyayım,
anasının a.... koyayım. S: He he. A:
Sana bir şey söyleyeyim. S: He. A:
Uludağ’da güzel bir şey yapmamız lazım. S: Yaparız
abi ya, sen onun... A: Çağırdım onları, geliyor
buraya, Almanya’daki çocuklar zaten. S: Öyle
mi? A: He buraya geliyor. S:
He sen onu bir organize et. A: Yani öyle sana
bir şey söyleyeyim, değecek yirmi otuz almazsak ne yapayım ya? S:
Evet. A: S...mişim 1 milyonu 2 milyonu, herkesin
bir teklik indirmesi lazım. S: Zaten bunu bir
kere alsın darbe olacak abi, ölümüne olacak çünkü. A:
Allah Allah, bir kere ile işi bitirecek. S:
Her şeyi göze alacağız çünkü. A: Tabii yani,
değecek herif bıraktığı zaman da o kendini düzene sokacak. S:
Yani bütün dünyalığı he, bitmiş olacak. A: Öbür
türlü s...yim a.... bir milyon iki milyon kimi kurtarır, beş kuruş, s...yim öyle
parayı. S: Doğru doğru diyon abi. A:
Tamam. S: Sen bana yarın gönderebilecen mi abi
bir şey. A: Gönderirim yarın sana. S:
Tamam abi. A: Tamam. S:
Haydi görüşürüz abi, sağ ol. A: Haydi görüşürüz.
*** Sadık İlhan:
Efendim. Ali Fevzi Bir: O Ferhat erkeklik yapacak
mı? S: Evet abi. A:
Dört kişi misiniz? S: Dört kişiyiz abi.
A: İyi, tamam peki. S:
Kenanlar... A: Kenan şimdi otele gelmiş.
S: Tamam, iyi, tamam. A:
Geliyorum, tamam, on dakika sonra oradayım. S:
Tamam abi. A: Siz şeydesiniz Biges’tesiniz.
S: Biges’teyiz abi. A:
On dakika sonra ordayım. S: Tamam abi, tamam.
*** Sadık İlhan:
Efendim. A: Sadık Hoca. S:
Evet abi. A: Bu Bülent Uzun Diyarbakır’da görev
yaptı mı? S: Yaptı abi. A:
Şeye mi gidiyor? S: Abi öyle gibi görünüyor,
beş sene kaldı Diyarbakır’da. A: Hıı beş sene
kaldı değil mi? S: Beş sena kaldı. A:
Onların g... yandı galiba Rize’de, günah çıkartacaklar galiba. S:
Abi geçen hafta bayağı hırpalandılar ya, dayak mayak yediler ya... A:
Olabilir mi? S: Abi öyle gibi yani, bu sözde
onların verdiği, onların görüştüğü, görüşemez Bülent Uzun’la, aracı yok da Mevlüt
abiyi kullanmış olabilir, yani yüzde seksen öyle abi. A:
Hıı. S: Yüzde seksen öyle. A:
Yok şeye koyacağım da onu onun için. S: Abi
yüzde seksen öyle. A: Bana da öyle geldi de
akşam görüşürüz, on buçukta gel yanıma. S: Tamam
abi. A: Tamam. S:
Tamam abi. A: O i...yi de uyut. S:
Ya oda tek abi, yoldan çıkma. A: Açıldı mı g....
veren? S: Geçen sitem ediyor, abi diyor, duydum
size......... var ulan dedin ne bileyim sen güvenilir adam değilsin ki dedim,
ya abi ben de istiyorum falan, şok oldum. A:
Vay i...ye bak. S: Ya hocasının sözünden çıkacak
demek ki, ya aşırı şok oldum ya, dedim ya ciddi mi diyon, kafasyon mu yapıyon
dedim, yok abi dedi ya. A: Yemek yiyecekseniz
hem Biges’e gidin. S: Bizim...... geç gelecek
zaten üç kişi geliyoruz, Kenan iki saat geç gelecek, o sekiz uçağı ile gelecek.
A: Tamam. S: Tamam
abi. A: Hadi görüşürüz. S:
Ha şaşırdım elemana yani. A: Hadi görüşürüz.
S: Tamam abi. A:
Hadi. *** Sadık
İlhan: Efendim. Ali Fevzi Bir: Geldiniz mi?
S: Geldik abi. A:
Maç bitti mi, geliyorum, maç mı seyrediyorsunuz? S:
Maç seyretmiyoruz abi, bir arkadaşa uğradık, çay içiyoruz şimdi, otele yerleşmedik,
daha... A: İyi kaç kişisiniz siz? S:
Dört kişiyiz abi. A: Öbürleri yok de mi?
S: Yok, onlar başka otele geçti de beşinci gerekebilir
ya. A: Kim o? S:
Zafer var ya bizim. A: Haa iyi, tamam. S:
Tamam. A: Geleceğim ben, tamam. S:
Tamam tamam abi, biz onda otelde bekliyoruz seni. A:
Maçtan sonra hemen geliyorum. S: Tamam abi.
A: Maçı seyredip hemen geliyorum. S:
Tamam abi.
‘Abi
işi bitirdin mi şimdi?’
Hasan
Vezir -Ali Fevzi Bir H: Ali abi
ile görüşecektim. A: Kim arıyor? H:
Ben Hasan VEZiR. A: Hasan nasılsın yaa?
H: İyi, Ali abi A:
Kimle oynuyon bu hafta? H: Bu hafta Ankara Demirspor’la.
Bu, bir hakem var Fırat Altınüst, tanır mısın, İstanbul bölgesinden abi? A:
Bakarız. H: Haa bazen çok kötü hakemler yönetiyor.
Mesela bi Çankırı, bir Bulancak maçı bizi mahvetti hakemler abi ya, 90+2’de gol
verdi. Bize gol olmayan pozisyonda Çankırı’ya yenildiğimiz maçta... A:
Hıı... H: İçeriye girmeyen topa gol verdi, yendirdi
bizi yaa. Namağlupduk o zamana kadar, zaten bir mağlubiyetimiz
oradan var. İstanbul bölgesinden Fırat Altınüst. A:
Dur bakayım. H: Ya bizi ezmesinler de bizi tutsun
demiyoruz yani, sadece ortada maç yönetsinler yani (Aynı
anda ikinci bir telefonla Ramazan isimli bir şahısla görüşüyor) A:
Ramazan maçta mısın ha? Görüştün mü o dediğimle? Yok, Silifke ha, Tarsus lider,
Zonguldak ikinci, hıı haa, geçen günkü Beylerbeyi maçın hakemi mi, Beylerbeyi
Karagümrük maçının hakemi mi haa, iyi iyi. Ramazan sağ ol da sana birini daha
sorucam. Bizim Hasan Vezir Karabük’ün antrenörü de biz bunlara yardım etmek mecburiyetindeyiz,
Fırat Altınüst haa, Süleyman kim arasın beni? Süleyman hemen hemen arattır beni,
tamam tamam hadi görüşürüz. Şimdi ben havaalanına gideceğim Ramazan, yarın görüşürüz
ya da yarın ararım seni maçta hadi eyvallah. Süleyman beni arasın telefonu arasın,
yoksam evi arasın. Hadi eyvallah. (İkinci telefondaki
görüşmeyi bitirerek tekrar Hasan Vezir’le görüşmeye devam ediyor) ***
A: Alo. H: Efendim
abi. A: Yardımcı benim, sağ kolum. H:
Bizim yardımcı hakem mi? A: Ha ha. H:
Abi söyle de bizi ezmesin. A: Lan gevezelik
yapma, tamam işte da. H: Tamam abi. A:
Daha ne diyeyim, görmedin mi? H: Tamam abi,
sağol ya. A: Tamam işte, sana bir şey söyleyeyim,
sana gelir kulübede söyler, tamam. H: Tamam,
ben senin selamını söylerim abi zaten. A: Yok
yok, o sana selam söyler, merak etme. H: Tamam
Ali abi, şimdi iş bitti mi bu şeyin? A: Aşağı
yukarı. H: Bitti di mi? İnşallah bir daha bir
şey çıkmaz ya. A: Ufak tefek olur ya daha yeni
hadi görüşürüz ortağım. H: Tamam, çok sağ ol
abi. A: Tamam, o senle konuşur, ben ona söylerim.
H: Tamam abi. A:
Hadi eyvallah.
‘Manitalar düzgün olsun’
Ali
Fevzi Bir -Dilek
D: Alo...
A: Alo...
D: Efendim Canım
A: Bak Tepebaşı’nda Euro Plaza
var, Euro Plaza...
D: Euro Plaza...
A: Tepebaşı’nı biliyor musun?
D: Tepebaşı mı?
A: Bu şimdi böyle Taksim’den
doğru aşağıya inerken sağda.
D: Tamam biliyorum, tamam tamam...
A: Sağda köşede Euro Plaza...
D: Tamam.
A: Şimdi oraya geçiyorum, oraya
gelin.
D: Tamam canım.
***
D: Alo...
A: Dilek...
D: Efendim canım.
A: Ha ne yapıyorsun?
D: İyi canım, evdeyiz.
A: Kaç kişisiniz siz?
D: Biz şu anda üç, ama fazla
olabiliriz, istiyorsan...
A: Kim var?
D: Tanımazsın, çok güzel kızlar.
A: Valla bak geri gönderirim.
D: Tamam gönder.
A: Bak gönderirim, 5 kişi ayarla.
D: Of tamam.
A: 5 kişi ya da 3 kişi birine
3 kişi şey yap dur bakalım 3 olmazsa buluruz dur.
D: Tamam ben bulurum bulurum.
A: Tamam bak şey olursa, kötü
olursa giderler.
D: Tamam hayatım, nereye geleceğiz?
A: Söyleyeceğim sana.
D: Karşı taraf mı?
A: Karşı, yo yo Taksim’de.
D: Hıı Taksim, tamam o zaman
5 kişi ayarlıyorum.
A: Tamam.
D: Hadi canım, bay.
***
D: Alo...
A: Dilek...
D: Efendim.
A: Aliço, Aliço...
D: Ne haber hayatım?
A: İyi akşamlar, işin var mı?
D: Yoo...
A: İki üç tane manita ile beklesene,
on buçuk on bire doğru arayacağım seni.
D: Tamam hayatım.
A: Lan düzgün şeyler olsun.
D: Düzgün düzgün.
A: A..... koydumun paçozlarını
getiriyormuşsun.
D: Yok yok yok, süper.
A: Hadi tamam.
D: Hadi canım, bay.
Aliço onlar oyuncu futbolcu değil
oyuncu >>>
|
|