Ulusal Takım, Norveç Bosna, Ersun Yanal, Fatih Terim, Nihat
Kahveci, Nuri Şahin.
Müslüm Kemal Gülhan
27 Kasım 2007
Sevinç ve Öfkemize Verdiğimiz Primler
Her toplumun olayları algılayış ve yorumlaması farklılıklar
içermektedir; Haliyle tepkileri de aynı özelliğe sahiptir. Bunun
temelinde de insanoğlunun ortak paydalarının dışında kalan kendine
ve yaşadığı topluluğa ait farklılıkların oluşmasıdır. Bizdeki
sıkıntılardan biri de genel anlamdaki kültürel yapıya ulaşmadan alt
kültürlerin etkisiyle yaşamımızı sürdürmektir.
Tabiî ki bu da karşılaştığımız; özellikle bize ait olay ve olgulara
gösterdiğimiz tepkilerin şiddetlerinin uç noktalarda olmasını
sağlamaktadır. Sevinç ve hüzünlerimizdeki duygusal yoğunluklar o
kadar anormal ki; olayları akıl süzgecinden geçirmek diye bir
kavramı yaşam literatürümüzden çıkarmış durumdayız.
Sevinç'in yoğunluğu ne kadar uç noktada ise,hüznün yoğunluğu da aksi
yönde aynı uca ulaşmakta. Haliyle yerini öfkeye.şiddete ve linç
tepkisine bırakmaktadır. Ulusal Takım'ı bu yorum çerçevesinde
incelediğimizde başarısızlıktaki, oturtulan yer ile başarıdaki yer
arasında kavram kargaşalarının inanılmaz boyutta olduğu açıktır.
Turnuvanın tamamını ele alıp incelediğimizde ortaya çıkan başarı,ne
kadar başarıdır acaba!! Ya da ortada bulunan başarısızlıklar kime
ait.dayanağı nedir? Bizde birine apolet takmak veya apoleti çıkarmak
çok kolaydır. Hak ettiği ya da etmediği bazı sıfatları hemen verir
veya alırız. Tabii ki bunun temeli az gelişmişlik ile bunun alt
kültür egemenliğidir.
Son iki ulusal maçta bile yaşadığımız başarılara rağmen bunun içinde
gizli kalmış yanlışlıkları hangi akıl süzgecinden geçirerek
açıklayacağız. Nedeni gelecek tepkilerin şiddete dönüşümü ve
anlaşılamama sıkıntısıdır.
Norveç ve Bosna maçındaki galibiyetlerin Ersun Yanal ile olan
ilgisini ne kadar değerlendirebiliriz. Eğer Ersun Yanal'ın kadro
kavramı doğru ise neden görevine son verildi? Hakan Şükür haklı ise
neden ulusal takımda yok?
İnsanların çıkış noktaları kalmayınca doğruları bulmakta sıkıntı
çekmiyorlar galiba. Ulusal takımın başında bulunan Fatih Terim neden
sadece futbol mantığı içinde hareket etmeyerek her maçta Fatih Terim
farklılığını "Türkiye UlusıTna yaşatmak için risklere girmektedir?
Bu onun hakkı mıdır.
Başarının haklı gururunu yaşamak Fatih Terim'in ve futbolcuların en
doğal hakkıdır. "Türkiye Ulusu" da böyle başarılara açtır. Buna
kimse bir şey söyleyemez. Ama bazı sıkıntıları açıklamakta yarar
vardır. Hele hele böyle duygusal yoğunluk riski altında olsak bile!
Avrupa'daki Nihat Kahve-ci'yi anlamakta neden biz sıkıntı çekiyoruz?
Avrupa'nın potansiyel yıldızı olan Nuri Şa-hin'den ne zaman
yararlanacağız?
En önemlisi Norveç maçında neden "Kaş" yapayım derken göz
çıkartıyordu?