|
Beşiktaş, Vicente
Del Bosque, Rıza Çalımbay, Jean Tigana, Ertuğrul Sağlam
Altuğ Aktaş
07
EKim 2008
Padişah'ım sen çok yaşa!!!
Çok eski olmamakla birlikte
geçmiş yıllara gittiğimizde karşımıza hep farklı yönetici
kimlikleri çıkıyor. (Siyasi anlamda)
Roma, Bizans, Osmanlı vs. yönetimlerde hep en üst noktaki
insanlar başarıların, büyük hedeflerin mimarları olmuşlardı.
Savaşlar, Fetihler yapılmış, bunlar 1 kişiye adanmıştır ama
o kişi er meydanına bile çıkmamıştır.
Tarihte asla her savaş, her
mücadelenin kazanıldığı görülmemiştir.
Savaşlar kazanıldığı gibi kaybedilmeye başlanıyor ve
devamında kaybedilen topraklar, kaybedilen canlar oluyordu.
Bunun üzerine halk ayaklanıp baş gösteriyor, direnmeye
başlıyor fakat en üst nokta'da bulunan Padişah bu baş
kaldırışları susturmak için 1 kişinin kellesini uçuruyor
yada topraklardan uzaklaştırıyordu.
Halk, rahatlamış bir şekilde bu sefer 'Padişah'ım Çok Yaşa'
demeye başlıyordu.
Peki başarılarda olduğu gibi
neden başarısızlıklarda da en yukarıdaki insan kendisine pay
çıkarmıyor yada halk ona karşı baş kaldırmıyordu bunu çok
uzun yullardır çözemedik.
Gelelim günümüze ve Beşiktaş'a...
2004 yılının Mayıs ayında seçim yapıldı ve Sayın Yıldırım
Demirören başkan oldu.
Sırasıyla; Vicente Del
Bosque, Rıza Çalımbay, Jean Tigana ve Ertuğrul Sağlam'ı
komutan olarak ordusunun başına getirdi.
Ve sırasıyla gelen başarısızlıklar sonucunda tek tek
komutanlarını gönderdi...(Ertuğrul Sağlam baskılar sonucu
istifa etmiştir)
4 koca sezonda sadece 2 Türkiye kupası ve 1 Süper kupa
kazandı bu takım.
Kupalar kazanıldığında
Yönetim Kurulu başarı nidalarıyla ellerinde kupa tur
attılar. Peki bu kadar hoca gönderilirken neden hiç
kendilerine hata aramadılar? Elinde kupa, kapı kapı
dolaşıyor, Televizyon kanallarında boy gösteriyorsan o zaman
başarısızlıktada ön plana çıkmalısın.
Her hoca değişikliğinde halk
(taraftar ve kamuoyu) biraz sinirini dindirdi ve bu sefer
daha iyi olacak dedi.
Her sezon başlangıcında yeni
ümitler ile başlandı. Her kan değişikliğinde bu sefer olacak
dendi...
Protesto etmeyelim, hocanın
ve takımın arkasında oldular...
Peki bu süreçte devamlı Padişah'ım Çok Yaşa tavrıyla hareket
eden halk neden gözünü açmıyordu?
Ya da ne zaman açacak?
PADİŞAH'ım SEN ÇOK YAŞA...
Allah seni başımızdan eksik etmesin...
Nasıl olsa bir hoca gelir bir hoca gider, nasıl olsa bir
oyuncu gider bir oyuncu gelir...
Yeter ki sen bu kan
değişikliğini sürekli (!) yap...
Yeter ki kazanılan en ufak kupada biz kazandık de ama
başarısızlıklarda 'o' başarısız oldu de...
PADİŞAH'ım SEN ÇOK YAŞA...
Padişahlık devri biteli çok uzun yıllar geçti...Artık ileri
gelmiş toplumlar Cumhuriyet ile yönetiliyor... Bunu Beşiktaş
taraftarıda farketmeli ve Padişah'ı tahtından
indirmelidir... Cumhuriyet'i ilan etmelidir...
Aman dikkat...
Padişah hala burada...
Altuğ AKTAŞ
Uzun ama kısalttığım bir fıkra:
Devletin hazinesinde paraya ihtiyaç vardır, devlet adamları
hemen köprü'den vergi alalım derler hem giriş'e hem çıkış'a
birer görevli koyar ve para toplarlar. Halktan ses
çıkmayınca Padişah sinirlenip köprünün ortasına bir kişi
daha koyar ve her geçene tecavüz ettirir. Halk'tan gene ses
gelmeyince Padişah halkına seslenir 'şikayetiniz var mı'
der. Amacı halkın ses çıkarmasıdır. Biri çıkar cevap verir;
'Padişah'ım biz paramızı veriyoruz geçiyoruz da sen ortaya
koyduğun arkadaşın yanına bir tane daha koyarsan çok iyi
olur sabah çok fazla kuyruk oluyor sıra beklemesek
Padişah'ım' der...
Altuğ Aktaş Anasayfa
Yazarlar
|
Futbol
Videoları
Uydu
Maç Yayınları |
Canlı Radyo Yayını
ve Konuşamadıklarımız
Dünya Kupası
Özel
|
Çok Özel Röportajlar
|
Tekinoktay
Özel
|
|
|