Oliver Bierhoff,
Avrupa Şampiyonası, Milli Takım, Erkut Tekin, Çek Cumhuriyeti
Takımı
Ersin Afacan
23
Temmuz 2008
Oliver Bierhoff ve Rahat Alan
Avrupa Şampiyonası’nda Milli
Takımımızla oynayacakları maç öncesinde Alman Milli Takımı
Yardımcı Antrenörü Oliver Bierhoff, bir basın toplantısı
düzenlemişti.
Bu toplantıda Bierhoff,
“Türkiye karşısında iki farklı öne geçseniz bile maçın o
şekilde biteceğine güvenemiyorsunuz.
İnatçılar, kararlılar ve
şartlar ne olursa olsun oyunu asla bırakmıyorlar.
Özellikle son dakika
gollerine karşı özel önlem alacağız. Bu yüzden son bölüme
mümkün olduğunca gol atarak girmek istiyoruz.
Asla geriye çekilmeyeceğiz.
Çünkü Türkiye böyle yapan takımları affetmiyor. İnanmayan
İsviçre, Çek Cumhuriyeti veya Hırvatistan'a sorabilir"
demişti.
Maçta büyük bir farkla önde
iken sporcuların skoru koruma isteği yüzünden maçlar
kaybettiğine son Avrupa Şampiyonası’nda da şahit olduk.
Mesela Türkiye karşısında
maçı kontrol eden ve güveni olan Çek Cumhuriyeti takımı
neden oyunu önde götürmeyi kaçırdı?
Önde olmayı kaybetmek sadece
Çek Cumhuriyeti’nin fiziksel olarak yorulmasından mı veya
zihinsel olarak çökmesi yüzünden mi oldu?
Bu sorunun cevabı, bizim
mental antrenmanlarda kullandığımız “Rahat Alan” tabirinde
saklıdır.
Çoğu sporcu ve takım, “Rahat
Alan” dediğimiz nedenden dolayı maçları kaybediyor.
Rahat alan, bir takım büyük
bir farkla önde olduğunda veya sporcu beklenilenden daha iyi
oynadığında problem oluyor.
Büyük bir farkla önde olan
takımlar bazen rehavete girer.
Skorun üzerine yatar veya
skoru korumaya çalışırlar.
Momentumun yani maçın
kontrolünün nasıl hızlı bir şekilde değişebileceğini pek çok
defa yaşadık ve yaşıyoruz.
Hiçbir önde olma güvenli
değildir.
Hiçbir fark kapatılmayacak
kadar geniş değildir. Milli Takımımız, Avrupa
Şampiyonası’nda bu ifadeyi ispatladı.
Eğer, takım ve sporcu kendi
beklentilerinden daha iyisini sergiliyorsa bu onun kendisini
kaygılı hissetmesine, skoru korumasına veya sonuçlara çok
fazla odaklanmasına neden olacaktır.
Rahat alan, takım sporlarında
daha çok olmaktadır.
Bir takım maçı önde
götürüyorsa bu önde götürmeyi kaçırma konusunda
endişelenebilir.
Bazı futbolcular “3
golden sonra maçı kaybedersek ne kadar kötü olur” şeklinde
düşünebilir.
Bu tür korku, takımın daha az
güvenle ve sonuç odaklı oynamasına neden olur.
Büyük bir skor ile önde
oynayan takım için en büyük meydan okuma atak oynamayı ve
ileriye doğru hareket etmeyi sürdürmektir.
Bazı takımlar duraksamaya ve
defansif bir zihinsel durumla oynamaya eğilimli olurlar.
Koruyucu performans sergileme
ve skora tutunmaya çalışmak bana göre bir sporcunun
yapabileceği en büyük zihinsel hatadır.
Ofansif zihinsel durumdan
defansif zihinsel duruma geçtiğiniz zaman, önde olmayı
korumak kolaydır.
Önde olmayı koruduğunuzda,
ulaştığınız hedeflerinizi bırakmamaya çalışırsınız.
Bu zihinsel durumda, sizin
veya takımınızın oyunu kaybetmesine neden olacak hatalar
yapmaktan kaçınmaya çalışırsınız.
Hata yapmamaya çalışma sizin
başarıya odaklanmanızı sağlamayacaktır.
Dolayısıyla Oliver
Bierhoff’un söylediği şu cümleyi hep hatırlayın: “Asla
geriye çekilmeyeceğiz!”
Bu konu ile ilgili yorum
yapmak için tıklayın.
Özel
Malta
Milli Maçı Fatih Terim ve Olaylar
Özel
Fatih Terim Dosyası Ana Sayfa
Ersin Hoca'dan Anasayfa
Yazarlar
|
Futbol
Videoları
Uydu
Maç Yayınları |
Canlı Radyo Yayını
ve Konuşamadıklarımız
Dünya Kupası
Özel
|
Çok Özel Röportajlar
|
Tekinoktay
Özel
|