|
Hürser
Tekinoktay
15 Aralık 2005
Dünya Dostlarını Ziyaret Etti!
Cuma akşamı Almanya'nın
Leipzig kentinde yapılan Dünya Kupası kura çekimini 152 ülkeden
yaklaşık 395 milyon kişi izledi.
Bizim televizyonlarımızdan ne resmi ne de özel olanlarından
hiçbiri sloganı "Dünya, Dostlarını Ziyaret Ediyor"
olan 2006 Dünya Kupası kura çekimini yayınlamaya gerek görmedi!
İşin tuhafı, yayın hakları elinde bulunan ATV'nin ücretini
ödemiş olmasına rağmen elinde bulundurduğu bu yayını değerlendirememesi!
Spor servisinin ' Biz yönetime söyledik, ama karar onların''
demesi de çok ilginç!
Dünya Kupası finallerine katılamama başarısını(!) gösteren
ekibimizin Baş Teknik Direktör sekreterinin aldığı primin
yanında yayın hakkı elde olup sadece1000-1500 Euro link ücretini
ödemek belki çok görülmüştür!
Belki de birileri aman bu muhteşem organizasyonu vermeyin
''bize daha çok kızarlar'' ya da ''biz onlara küstük'', veya
''onlar 'bizi istemiyorlar'' demişlerdir.
Bunlardan bizi istemiyorlar diyen varsa da onlara; Köln'ün
başkanı olan eski mili futbolcu Overath'ın Dünya Kupası'ndan
men edilmesi gerektiğini söylemesine rağmen İran'ın orada
olacağını hatırlatmak gerekir.
Ama bilinen o ki 9 Aralık akşamı, futbolun, dostluk ve güzellikleri
ile birlikte nostaljik bir akşamı yaşamaktan gerçek sporseverler
mahrum kalmıştır.
Ayrıca kavgacı spor kültürümüzün de gerçeklerle yüzleşemediği
bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Ancak bir başka gerçek, 9 Haziran 2006 günü Münih kentinde
Almanya ile Kosta Rika arasında yapılacak karşılaşma ile birlikte
Dünya Kupası'nın başlayacağıdır.
O gün orada olmadığımız gerçeği, sporseverlerden o zaman saklanamayacaktır.
Orada oynayamayacak Nuri Şahin, Nihat Kahveci, Yıldıray Baştürk,
Altıntoplar ve diğer yıldızlarımızı Dünya vatandaşı sporseverlerin
izleyemeyecek olması da hem yetenekli değerlerimiz için hem
de futbolseverler için bir talihsizlik olacaktır.
Neyse ki, Robinho, Messi, Crespo, Rooney, Schevchenko, Kaka,
Adriano, Saviola, Tevez, Riquelme, Ballack ve Ronaldinho gibi
yıldızların büyük renk katacağı maçlar bu futbolseverleri
teselli edecektir.
Aslına bakılacak olursa kendi sahamızda Danimarka'yı yenemeyip,
sonrasında İsviçre gibi standardın çok altında bir takımdan
iki maçta 4 gol yememiz, özellikle de İsviçre'deki inanılmaz
yanlışlar ile dolu hezimete sebep olan faktörlerin altında
yeteneksizlik ve kişisel zafiyetler olsa bile bunların da
sporun içinde olduğunun kabullenilmesi gerekir.
Kabullenilemeyecek esas konu Türk insanının ve milletinin
uluslar arası alandaki imajının bozulmasıdır.
Türk sporcusuna, gencine, yöneticisine, antrenörüne, teknik
baş danışmanlarına kötü örnek olunmasıdır.
Kabullenilemeyecek esas konu Atatürk'ün Ben sporcunun, zeki
çevik ve ahlaklısını severim sözünün yazılı olduğu stadyumlarda
yapılanlardır.
Ve gelinen nokta Dünya Futbolundan iyice kopmaya başlayarak
konservatif bir yapıya dönüşmemizdir.
Sorumlular ve yönetenler bu çirkin yapıyı hazırlarken kendi
dünyamızı da çirkinlikleri ile etkilemektedirler. Kavgalar,
lütfen dolusu şiddetler, bahisli şikeler, silahlar, yaralamalar
bu üretimin eseridir. bu ülkenin gençlerinin ve insanlarının
da hak etmediği bir manzara olmaktadır.
Geçtiğimiz hafta sonu oynanan Galatasaray-Beşiktaş derbisinde
olanlar ve eli bıçaklı çocuklar…
İstanbul'daki olayların yanı sıra aynı hafta sonu Gölcük'te,
Konya'da, Zonguldak'ta, Sivas'ta
Mersin'de, İzmir'de çıkan olaylar çok endişe vericidir.
Havaya açılan ateşler, stadyumdan çıkartılan taraftarlar,
ambulanslar, taşlar, sopalar, bıçaklar, yaralanan polisler
ve sonuçta Ege'de 6 taksi ile yapılan baskınla ele geçirilen
Televizyon(!)…
Görüntülere bakılacak olursa memlekette sanki savaş var!
Şimdi herkesin merakla beklediği bir soru var!
Kendi menfaatleri ve günlük sonuçlar uğruna geleceği olumsuz
yönde etkileyen ve bu manzaranın ortaya çıkmasına sebep olanların
acaba ne zaman erdeme kavuşacakları…
Türkiye'de İlk Kez Yayınlanan Fotoğraflar
ile
Dünya Kupası Kura çekimleri 9 Aralık 2005, Leipzig

Birgün
Gazetesinde yayınlanan diğer yazılar 
|