|
Kuş
Gribi Haluk Ulusoy ve Futbol
Hürser
Tekinoktay
12 Ocak 2006
Bile bile lades . . .
Uzakdoğu'da
birçok kişinin ölümüne neden olan kuş gribi Türkiye'de ilk
olarak 5 Ekim 2005 tarihinde ortaya çıktı.
Sonrasında Manyas-Kızıksa'da rastlanan bu vaka 13 Ekim 2005
tarihinde AB Komisyonu tarafından doğrulanarak, ülkemizde
ki virüs tipinin insanlar için tehlikeli olan H5N1 tipi olduğu
açıklandı.
Bu olaydan henüz yaklaşık 1,5 ay geçtikten sonra 9 Aralık
2005 tarihinde Tarım ve Köy işleri Bakanlığı Türkiye'de yaşanan
kuş gribi hastalığının bittiğini açıkladı…
Buraya kadar her şey düzgün gözükürken 27 Aralık 2005'de Kuş
gribi bu kez de Iğdır'da görüldü.
1500 üzerinde hayvan hastalık nedeniyle ölürken, Tarım Bakanlığı
bu sefer bölgede karantina uygulaması başlattığını açıkladı.
Kuş gribi vardı yoktu diye politikacılar kavgaya tutuşmaya
çalışırken, Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinden üç kardeşin bu
hastalığına kurban gitmesi ile gerçeğe varıldı!
Kuş Gribi Türkiye'de vardı.
Ve Ağrı'nın dışında Erzurum, Bursa, İstanbul, Şanlıurfa, Erzincan,
Bitlis, Yozgat, Van, Siirt, Bingöl, Aydın, Çorum, Kars gibi
illerde kesinleşmiş vakalar Tarım ve Köy işleri Bakanlığınca
ardı ardına açıklanıyordu!
Bu açıklamalarda itlaf edilen kanatlı hayvanın 300 bini geçtiği
bildirilirken birçok vilayette de karantina ve itlaf çalışmaları
başlatıldığı duyuruluyordu.
Virüsün göç yoluyla havadan taşındığı bilinirken virüs Türkiye'de
artık kara yolunu kullanarak Aydın ve Kuşadası'na kadar gitme
başarısını da gösteriyordu.
Sonuçta da Uzak Doğu dışında kuş gribinden ile ölümler Türkiye'de
oluyordu!
Oysaki tavuk vebası olarak da bilinen kuş gribi Türkiye'de
ilk görüldüğü tarihten itibaren ciddiye alınıp Avian influenza
virüsünün insana da çok kolay yolla geçebilen son derece bulaşıcı
ve hızla ilerleyerek ölüme neden olabileceği sadece Dünya
Sağlık Örgütünün raporlarına bile bakılarak öğrenilebilirdi!
Vakanın ilk görüldüğü tarihten bu yana geçen süre birçok önlemin
alınabilmesi ve halkın bilinçlendirilebilmesi için her türlü
kampanyanın ve bilginin iletilebilmesine yeterli idi.
Biz bu süreyi maalesef medyanın da yardımı ile heba ettik
durduk ama virüs şimdi her yerde.
Bir aileden 3 ölüm onlarca müşahede altında tespitli hasta,
kümes kümes toplanan tavuklar ve biz tavukları nasıl yiyelim
kuşlara ne yapalım haberleri.
Peki, şimdi ki çabaları ( acaba o da yeterlimi? ) 13 Ekim
2005 'de yapmaya başlasa idik ne olurdu?
Ne mi olurdu Doğubayazıt'ta Bayram günü çocuklarının mezarı
başına giden bir anneye böyle bir acıyı yaşatmamış olurduk.
Şimdi sorumlulara sormak lazım. Bile bile lades çok mu hoşunuza
gidiyor?
Lades Oyunları
Ülkemizdeki lades oyunları bolca yaşanırken
her türlü oyunun olduğu futbolda da bile bile ladesler çoğalıp
gitmekte.
Futbol Federasyonu'nun ve büyük kulüplerimizin yaşadıkları
kaos durumu, milli takımımızın teknik ve idari yapıları, kulüplerin
mali disiplinsizliği, ülkenin diğer spor dallarındaki yaşadığı
doping skandalları bile bile ladesin sonuçları.
Başbakan Yardımcısı M.Ali Şahin'in Haluk Ulusoy ile ilgili
benzeri durumu hatırlatan açıklamaları belki bu hale bir örnek.
İyi ama bu örneği verirken artık hiçbir kimsenin ve sporcularının
güvenmediği milli takım baş sorumlusunun Federasyon Başkan
adayını ortaya çıkartıp, delegelere de bu adayı desteklemeleri
için selamlar gönderip aktif politika yaptığına ne demeli?
Birgün
Gazetesinde yayınlanan diğer yazılar
|