Karl Heinz Feldkamp, Erman Toroğlu, Hakan Şükür, Oğuz Tongsir, Galatasaray, fatih terim, Lincoln, Karl Heinz Feldkamp

Hüseyin Özkök

23 Ekim 2007

Vurun Kalli’ye

Galatasaray Teknik Direktörü Karl Heinz Feldkamp Galatasaray'ın başına geldiğinden bu yana bir şekilde sürekli gündeme geliyor.

İlk olarak yaşı konusunda yapılan tartışmalar ile medyada yer bulan Feldkamp başarılı sonuçların ardından bu tartışma kesildikten sonra Beşiktaş ile oynanacak karşılaşma öncesi aldığı Hakan Şükür ve Lincoln'ün kadro dışı bırakılması kararı ile bir kez daha gündeme oturdu.


Karl Heinz Feldkamp'ın aldığı bu karara hepimizin bildiği gibi basının bir bölümünde büyük tepki gösterildi. Tepki gösteren insanlar Feldkamp'ın bu aldığı kararı o kadar basite indirgediler ki Kalli aldığı bu karardan dolayı neredeyse suçlu konumuna düşürüldü.

Hakan Şükür adını Galatasaray tarihine kazımış bir futbolcu ve takımın kaptanı.

Bunu her zaman bir kenara koymalıyız.
Ancak; her nedense kimse evi tesislere ne kadar yakın olursa olsun Hakan Şükür'ün kamp sorumlusundan izin almadan kamptan ayrılıp evine gitmesi ve kızını alıp gelmesinin doğru bir hareket olup olmadığını ne yazık ki sorgulamadı.

Olay "masum yavrucak babasıyla kalsa ne olura" indirgenip çocuk üzerinden Feldkamp'a oklar yöneltilmeye çalışıldı.

Aynı şekilde Lincoln olayı için de sığ bir şekilde "Fatih hoca bile bizi gece uyanık yakaladığında kızmazdı" yorumları duyduk.
Zaten bu hareketin sorgulanmaması ve Feldkamp'ın bu konuda abluka altına alınması bu tür davranışların geçmiş dönemlerde sıradan durumlar olduğunu gösteriyor.

Mutlaka ki Florya'da bir aile ortamının olması oraya futbolcuların eşlerinin, sevgililerinin, çocuklarının gelmesi çok hoş ve olması da gereken şeyler.

Ama Florya sonuçta bir iş yeri ve hepimiz oranın bir iş yeri olduğunu kabul ediyorsak o işyerinin yetkililerince bazı düzenlemeler yapılmasının normal olacağını kabul etmek durumundayız.

Cezanın türü tartışılabilir ona itirazım yok. Kadro dışı bırakma yerine para cezası verilebilir. Ama Feldkamp böyle bir karar almışsa buna kesinlikle saygı göstermek gerekir.


Zaten Hakan Şükür de hayal kırıklığı yaşamasına rağmen bunun bir hata olduğunu kabul etti ve Feldkamp'ın kendisine "izin isteseydin evinde kalmana da izin verirdim" dediğini açıkladı.

Galatasaray Teknik Direktörü bu defa Ankaraspor ile oynanan maçtan sonra bir kez daha gündeme oturdu. Lig TV'den Oğuz Tongsir'in maçla ilgili sorulara başlamadan önce askerlerimize karşı gerçekleştirilen saldırı ile ilgili soru sormasına tepki gösterdi ve cevap vermedi.

Almanca'yı çok iyi konuşan biri olarak Feldkamp'ın söylediklerini kelimesi kelimesine anladım.
Feldkamp Tongsir ilk soruyu sorduğunda kısaca bir spor karşılaşması çerçevesinde böyle bir soru sorulmasını kötü bulduğunu ve bu konuda cevap vermek istemediğini belirtti.

Nedenini sorunca da burası yeri değil diye cevap verdi. Gerçekten de Oğuz Tongsir'in maç röportajında, iyi niyet taşısa bile böyle bir soru sorması yersizdi.


O sorduğu soruda Feldkamp'ın çok üzülüyoruz türünden bir cevap vereceğini hesaplayarak onun sempatik gösterme düşüncesi içinde idi, ancak bu ters tepti.

Halbuki isteyen örneğin Zico'nun yaptığı gibi kendi görüşünü belirtebilir.

Ama bir takım şirin gösterme hesapları ile bu soruları sormak görüldüğü üzere yanlış anlaşılmalara neden olabiliyor.

İşte Feldkamp olayında da bunun üzerine durumdan vazife çıkaranların ekmeğine yağ sürüldü ve Feldkamp'a bu konuda da vurulmaya başlandı.

Özellikle de Maraton Yorumcusu Erman Toroğlu'nun "tabi cevap vermez onun ülkesi onlara silah veriyor" şeklindeki tamamıyla şoven ve tribüne oynayan bir yoruma girmesi kendi adıma beni hayretler içinde bıraktı.


Feldkamp'ı sporun içine ne olursa olsun karıştırmak istememesini eleştirmek tek kelime ile ona yapılan ayıptır.

Hiç kimse sporun içine başka unsurları karıştırmak istemiyor diye suçlanamaz, suçlanmamalı.

Feldkamp her konuda belli prensipleri olan ve bugünlere gelene kadar da bunu defalarca göstermiş bir insan.

Dolayısıyla onu tutum ve davranışlarında herhangi bir sapma yok. Bazı insanların artık prim yapmak adına "vurun Kalli'ye" tavrından vazgeçmesi gerekiyor.

Ben şahsen bu tür hassas konuların sporun içine sokulmaması ve sporun dışında tutulması gerektiği kanısındayım.

Özellikle şehitlerin sırtından prim yapmaya ve halka hoş görünmeye çalışmak o şehitlerin ruhuna yapılan saygısızlıktır.

Futbolu ve kulüplerimizi yönetenlerin, futbolcuların ve spor basınının bu sömürüyü artık biran önce sonlandırmalarını diliyorum.

Hüseyin Tarık Özkök'ün
Birgün Gazetesi ve hurserTekinoktay.com için yazdığı yazılarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

Hüseyin Tarık Özkök'ün yazıları




ve
Beklenen Dosya;
Fatih Terim ile ilgili tüm ayrıntılar, Fatih Terim video,
Fatih Terim Dosyası >

Yazarlar | Futbol Videoları
Uydu Maç Yayınları | Canlı Radyo Yayını ve Konuşamadıklarımız
Dünya Kupası Özel | Çok Özel Röportajlar | Tekinoktay Özel