|
Hürser
Tekinoktay
18 Mayıs 2006
İstanbul
Mutsuz …
Ülkemiz bilindiği üzere 814.578 km2'lik
bir alandan meydana gelen bir ülke. Bu alanda 70 milyon üzeri
insanımız yaşar.
Başkent Ankara'da ise 3,5 milyon insanımız yaşamaktadır. Yaşanılan
alan toplamı ise 30.715 kilometre karedir.
Toplam ülke nüfusunun yaklaşık % 20 ye yakın bir kısmı ise
5.712 kilometre karelik alana sıkıştırılmış olan İstanbul'da
yaşamaktadır.
İstanbul'un Türkiye GSMH'sindeki payı ise yaklaşık yüzde 23
düzeyindedir.
Her yıl devlet bütçesine katkısı yüzde 40 iken devlet harcamalarından
aldığı pay yüzde 7-8 dolayındadır.
Aynı zamanda İstanbul'un ihracatı, Türkiye toplamının yüzde
46'sın ithalatın ise yüzde 40'ını oluşturmaktadır.
Tek kelime ile MUTSUZ...
Sabahları işlerine gitmek için evden çıkan hemen hemen tüm
insanların yüzlerinde mutsuz ifadeler yer almaktadır. Birbirleri
ile göz göze gelen insanların gözlerinde en ufak bir pırıltı
veya gülümseme görmek çok zor, hatta imkânsızdır.
İşlerine ulaşmak için saatlerce yollarda telef olurlar. Trafik
ve ulaşım sorunları büyük derttir. Hafta sonları aileleri
ile bir iki damla deniz, bir iki tutam dal görmek için çıktıklarında
yine trafik ve ulaşım şartları ile karşılaşırlar. Çünkü aynı
istekler ve özlem ile binlerce insan aynı yollara düşmüştür.
KATSAYI ARTARSA
Bu duruma isyan edenler ise bir hırs ve öfke ile kapalı merkez
lüks alış veriş alanlarına dalar ve tüketirler.
Sinir katsayısına hâkim olamayanlar da fast-food ile hızlı
bir kan şekeri hareketine girip sakinleşirler! Hafta boyunca
da evlerine tıkılıp kalan çocukların da bu mutsuz ortamı yaşamaktan
başka alternatifi yoktur.
Ortadaki parklar, bahçeler, arsalar büyük bir hız ile yerlerini
rant hesapları içindeki alanlara bırakmaktadır.
Betonlaşma hem sporumuzu hem de milli kültürümüzü sürat ile
bitirmektedir. İstanbul'un imar planları sürekli kötü emsal
ve kılıfları ile arttırılmakta iken İstanbullunun huzur bulup
mutlu olabileceği ne spor alanı, ne yeşillik, ne parklar hiç
düşünülmez.
Özellikle beden eğitimleri gelişmeyen insanların düşünsel
bazda da eksiklikleri olacağı Mustafa Kemal Atatürk'ün söyleminde
de gayet açıktır.
; "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur."
BAYKAL'IN TALİHSİZ SÖZLERİ
Bu yapıdaki durumumuz ile her geçen gün spor kültürümüzün
de çöküş içine gireceği kaçınılmaz değil midir?
Temiz olmayan bir ligin varlığına ses çıkarmayan CHP Genel
Başkanı Deniz Baykal'ın sözleri ise gerçekten inanılır gibi
değil; "İlke, prensip, kural vs. vs. demeyin, hemen Diyarbakır
ve Samsun'un takımlarını lige çıkartın" diyor diyor Deniz
Baykal...
Bir spor olayının zaman zaman yanlış demeçlerle hangi boyutlara
gelebileceğini, geçen hafta sonunda Konya'da, Bodrum'da, Mersin'de,
Gaziantep'te, Antalya'da, yani kısaca ülkenin hemen hemen
dört bir yanında linç sahnelerine dönüştüğü gerçeği herhalde
kendisinin gözünden kaçtı.
Spor sahaları, yeşil alanları elinden alınıp beton yığıntısı
haline getirilen İstanbul'a ve sporun gerçek sorunlarına hiç
el atmayıp, İstanbul'u Dubai'ye çevirmek isteyen İstanbul
Büyükşehir Belediye'sine aynı tepkiyi göstermiyor.
Aynı zihniyet içindeki kendi parti mensubu olan belediyelerine
de hiçbir şey demiyor!
Oysa mutsuz olan insanlar bunlara ilk karşı çıkanın Ana Muhalefet
Partisi Genel Başkanı'nın olmasını istiyor. Evet, İstanbul
artık top oynayacak arsalarını, spor yapacak yeşil alanlarını
geri istiyor.
Birgün
Gazetesinde yayınlanan diğer yazılar
|