Hürser
Tekinoktay
22 Eylül
2005
Gerçek
İrlandalılar . . .
Ülke kaynaklarını bonkörce harcamaya başlayan Ruslar tüm
sektörlerin gözdesi olmakta.
Bu sektörlerin başında da 2005 Yılında Rusya'dan 6 milyon turistin çıkması
ile Turizm gelmektedir.
Bu pazardan pay kapmak isteyen ülkelerin beklentilerini gerçekleştirecek kişiler
tabiî ki işlerinin başındaki yöneticiler.
Geçtiğimiz hafta tatilimi geçirmekte olduğum Antalya bölgesinde birçok otelin
boş ve kapanma aşamasına geldiğini üzülerek gördüm.
Ancak hal böyle iken 30 odasını bile dolduramayanlar var iken Justiniano
Otellerinin yöneticileri büyük bir başarı ile bu dönem de sadece Belek'de ki bir tek oteline
günde 1800 tane turist konaklatabiliyorlardı.
Bu turistlerin çoğunluğunun başta İspanya ve Yunanistan'ın kapmak istedikleri
Rus pazarından olması tabi ki daha da anlamlı idi.
Özellikle vermiş oldukları hizmet ise gösterdikleri başarılarını
daha değerli kılıyor.
Bir taraftan Türkiye'de birçok alanda lopları(!) sıhhatli
çalışan bilim ve iş adamları var iken diğer taraftan çok
verimsiz ve yaptıkları kaynak israfından başka hiçbir işe
yaramayan sıhhatsiz yöneticileri maalesef bolca bulunmakta.
Ne yazık ki futbolumuz da bu dertten ötürü 2000–2005 yılları
arasında iyice nasibini almaktadır.
Son beş sezonluk UEFA tablosuna baktığımızda Türkiye 13.sıraya
düşmüş bulunmakta.
Sadece bu sezona bakarsak durum daha da kötü Türkiye 29.
sırada iken Avrupa'da takımları bizden daha başarılı ülkeler
arasındaki Kıbrıs Rum kesimi ise 7. sırada.
Onları Slovakya, Finlandiya, Bulgaristan, Slovenya, Moldova,
Makedonya gibi ülkeler takip ediyor.
Yani bu ülkeler bile çok övündüğüz Ülke futbolumuzun üzerinde!
Bu tablolara bakmadan Fenerbahçe'yi Milan karşısında yerden
yere vuran değerli spor otoritelerimize acaba ne demeli!
Son beş sezonluk tabloda 60.sırada olan Beşiktaş'ın 201. sırada ki Malmö'ye
Türkiye'de yenilmesi futbolda ki başarının yönetimsel anlamda bütün verilerini
ortaya koyan bir başka durum değil mi?
‘'Yönetimin tarzı her türlü başarı ve başarısızlığın
esas nedenidir'' diyen tabiiyeti orijinal İrlandalı
olan John Magnier ve JP Mc Manus bu konuda zafiyeti olan
bizlere çok iyi birer örnek aslında.
Bilindiği üzere Manchester United kulübünün 1960 yıllardan
90'lara kadar sıradan bir takımı ve mütevazi bir bütçeleri
var iken kulübün en büyük hisselerini alan İrlandalı John
Magnier ve JP Mc Manus kulübü hem sportif hem de ekonomik
çok iyi yönetip şimdi 710 milyon sterlin (1.3 milyar dolar)
piyasa değeri ile Dünyanın en zengin kulübü yaptılar.
Sadece ekonomik başarı ile kalmayıp 1967 ve 1993 yılları arasında tam 26 yıl
şampiyon olamayan kulüplerine Avrupa'da rekor Şampiyonluklar yaşatmasını bildiler.
Ama bunları yaparlarken bir kez olsun ne soyunma odasında
ne de takımın kamp ortamlarında görülmediler.
Bizim yöneticilerimiz ise takımla birlikte aynı otelde,
aynı kampta, aynı soyunma odasında bulunmaktan ne dense büyük
zevk almakta!
Hatta bu kişilerin başka hiçbir işleri yokmuş gibi sürekli
antrenmanları izlemesi, hatta dinlenme tesislerinde devasa
kiloları ile maçlar ve kamplar yapmaları daha da enteresan
değil mi?
Hele milyon dolarlar ödedikleri işinin uzmanı kişiler ile
oynatılacak ve çıkarılacak futbolcuları, takımın hangi taktikle
oynayacağına bile ahkâm kesip tartışmaları asıl acıklı tarafı!
Tabii bunun sonucunda dramatik bir netice oluşması kaçınılmaz.
Aynı Real Madrid'in hocası Vincente del Bosque'yi getirdikten sonra arkasında
durup kovmaları gibi!
Şimdi ise kötü yönetim tarzı gelecekte çok başarılı olabilecek
Rıza Hoca için olağan üstü performans göstermekte!
Rıza Hoca da önceki günkü röportajında'' asıl sorun kadroya
giremeyen futbolcuların yönetimle işi çözmeye çalışmaları''
diyerek çok net bir şekilde bunu ifade ediyor.
Bir başka sıkıntısının da bedava verilen biletler ile otorite
boşluğunu kullanmaya çalışan kişiler olduğunu ilave ediyor.
Bu röportajı okuyan, Ailton transferini Rıza Hoca'dan bile
sakladık diyenler şimdi değerli Rıza Hoca'yı malzemeci ile
aynı statüye koyduklarını acaba fark edebilecekler mi?
Şayet fark edemeyecekler ise bu gidiş
ile bizim de gerçek İrlandalı John Magnier ve JP Mc Manus
gibi yöneticiler bulmak için dua etmekten başka hiçbir
şansımız kalmayacak!
Konu ile
ilgili yazılar
Birgün
Gazetesinde yayinlanan diger yazilar |