Türkiye Sporu,
Beijing 2008, Olimpiyat Komitesi, Beckenbauer, Platini, Sergei
Bubka, Godot
Müslüm Kemal Gülhan
29 Ağustos 2008
İhtiyacımız Spor Adamı
Türkiye sporu üzerine, geçmişten günümüze uzun süreli analiz
yaptığımızda, ortaya çıkan asıl gerçek bir türlü sahip olamadığımız
spor adamlarının eksikliği ve bunun aleni hissiyatıdır.
Ülkemizdeki en popüler ve hastalık derecesinde ilgi gören futboldan
başlayarak tüm spor branşları, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü,
Olimpiyat Komitesi’nin yöneticilerini incelediğimizde Türkiye’deki
spor yapılanmaları ve buna bağlı spor kalitesi ve sporcu sayısını
incelediğimizde ortaya çıkan büyük bir hüsrandır.
Buradaki sorunun temeli nedir?... Sporcu eksikliği mi yoksa spor
adamı mı? ve buna bağlı ülke spor politikasının eksikliği mi?..
Eğer ülkemdeki Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu mezunlarını işsiz
bırakırsak, üstelik bu dersi de haftada bir saate indirip bazen
derslere matematik öğretmenlerini sokarsak, tüm yeşil alanları ve
spor alanlarını imara açarak; bırakın spor yapmayı oksijen bile
bulamayan çocuklar yetiştirirsek söyleyebiliri misiniz sporun neyini
tartışalım?
Bir de Büyük Şehir Belediyeleri’nin profesyonel kulüp olarak
çalışmalarına anlam veremiyorum. Neden mi?
Öncelikle belediyeler kamu kuruluşudur. Sonra belediyeler halktan
topladıkları vergiler ile ve devletten aldığı yine bizim
vergilerimiz olan ödenek ile mali yapılarını oluşturuyor. Demek ki
belediyenin parası bizim paramız demek!
O zaman biz bu parayı, eğer konu spor ise kamu yararına olacak
şekilde kullanılmasını isteme hakkına sahibiz. Ankara, İstanbul
Belediyeleri 20-30 milyon dolar parayı futbola harcayamaz. Bizlere,
özellikle çocuklara oyun alanları, spor alanları ve yeşil alanlar
yapmak hatta yaratmak zorundalar.
Milli Eğitim’e bakıyoruz spor ve organizasyon hüsran, Gençlik Spor’a
bakıyoruz spor hüsran, Belediyelere bakıyoruz spor ve organizasyon
hüsran, Olimpiyat komitesi’ne bakıyoruz spor ve organizasyon hüsran.
O zaman ortada ciddi bir sorun var demektir. Bu da spor adamı
eksikliğidir. Spor adamı, belediyelerde spor bölümlerinde siyasi
tercihlerle çalışıp sonra devletin spor yönetimlerinin başına
geçilmesi ile olunan bir süreç değildir.
Spor adamlığı; entelektüel süreçtir, spor kültürü içerir, bilgi
birikimi gereklidir, siyaset üstüdür.
Yani bizim yapımızla tezat doğrular içermektedir.
İşte Beckenbauer, işte Platini, işte Cruyff, işte Sergei Bubka.