|
Delgado ve Nobre,
Sinan Engin, Beşitaş
Altuğ Aktaş
16
Ağustos 2008
İbrahimler Affedildi !!!
Hatırlarsak ilk kamp
döneminde iki İbrahim kavga etmiş ve kamptan kovulmuştu.
İkiside birbirine göre haklıydı. Kovanlarda haklıydı.
Peki sonra verilen demeçler;
*Bu kararın geri dönüşü yok.
*İki oyuncuda satılık listesindedir.
*Üzülmez, Jübile istese bile yapılmayacaktır.
*Sinan Engin önünde kavga edilmiş hatta kendiside
hırpalanmıştır.
*Rekor para cezası ile futbolcuların geri dönüş ihtimali
bitmiştir.
*Başkan;'Kimse Beşiktaş'tan büyük değildir. İki futbolcuda
satılıktır'.
*Özür dileseler bile geri dönüş olmayacaktır.
*Kesinlikle İbrahim defteri kapandı.
Sonuç:
İbrahimler Affedildi...
Aksi bekleniyor muydu? HAYIR...
Yönetim bir kez daha tükürdüğünü yalamıştır.
Soru sormaya devam;
-Kaptan, Delgado ve Nobre bu iki oyuncuya nasıl söz
geçirecektir?
-Eğer doğruysa kavga ederken yerlerde sürünen Sinan Engin'in
yüzüne İbrahimler nasıl bakacaktır?
-Kulüpte futbolcular birbirleriyle kavga eder yada kuralları
çiğnerlerse yönetim neye dayanarak yada neyi örnek
göstererek ceza verecektir?
-Hiçbir futbolcu Beşiktaş'tan büyük değildir derken kampın
huzurunu kaçırıp kavga eden futbolcular o kadar ceza'dan
sonra affedilince nasıl bir davranışta bulunacak?
-Ertuğrul hoca nasıl söz geçirecek?
-Hocanın koyduğu kurallara uymayan bir futbolcuyu kaptanı
uyardığında bu futbolcu nasıl bir cevap verecek?
-Futbolcular bundan sonra kurallara ne kadar uyacaklar?
vs.vs.vs.
Küçük bir fıkra ile son verelim;
Ağa ile kahya atlı arabaya binmişler, şehre gidiyorlar.
Ağanın keyiflenesi tutmuş. Ağa kimle keyiflenir, tabii ki
kahya ile...
Yolda gördüğü at pisliğini gösterip, seslenmiş kahyaya:
-Bak kahya, demiş, şu pisliği ye, sana şu kadar altın lira
vereyim...
Kahya bir pisliğe bakmış bir altın liraları düşünmüş,
yutkunmuş, yutkunmuş, para tatlı gelmiş.
-Olur ağa, demiş.
"N'olacak, bir hamlede yutarım." diye düşünmüş. Ve yemiş.
Ağa, altın liraları saymış kahyanın eline.
Sonra, içi içini yemeye başlamış.
-Ulan demiş, durup dururken altın liraları saydık kahyaya.
N'olacak, adam yedi işte. Neyi eksildi? Biz de çok mühim bir
şey zannettik pislik yemeyi...
Sonra dönmüş kahyaya:
-Ula kahya, demiş, hadi bir pazarlık daha yapalım. Ben
yiyeyim şu yolun kenarındaki pisliği, sen o parayı geri bana
ver.
Kahya, bakmış, düşünmüş, ağanın pislik yemesi ona keyif
vermiyor ama, ağayı kırmak olmaz, nasıl olsa ağa çıkarır
bunun acısını kendisinden, iyisi mi ağanın suyuna gitmeli...
-Olur ağa, demiş. Ye vereyim parayı...
Ağa da yutkuna yutkuna yemiş yoldaki pisliği...
Sonra n'olmuş?
Ağa şöyle demiş:
-Bu para benim paramdı, sana gitti geldi, yine benim param
oldu. Peki ama biz niye yedik o pisliği?
Bu futbolcular hakkında cezayı verdikten sonra ileri geri
konuşan yöneticiler, teknik heyet ve başkan bu affedilme
kararını aldıktan sonra neden biz bu şekilde konuştuk acaba
diye düşündülermi???
Not:
İbrahimler affedilmelimiydi?
Bence aile içinde olan içeride kalmalıydı. Önüne gelen
konuşmamalıydı. Affedilecekse o şekilde affedilmeliydi ama
öncelikle konuşulmamalıydı. Ceza verilirken bile reklamı
yapılmamalıydı.
Altuğ Aktaş Anasayfa
Yazarlar
|
Futbol
Videoları
Uydu
Maç Yayınları |
Canlı Radyo Yayını
ve Konuşamadıklarımız
Dünya Kupası
Özel
|
Çok Özel Röportajlar
|
Tekinoktay
Özel
|
|
|