Türkiye'de Seyirci Olmak
Olaylar karşısında toplumsal tepkimelere ve reflekslere
baktığımız zaman içerik , toplumsal kültür ile bireysel
kültürün ayrışmasını ortaya koymaktadır.
Aslında oluşum bir entelektüel sorgulamadır.
Gelişmişlik göstergesi toplumsal hareket içindeki bireysel
reflekslerin kontrol edebilme oranıyla doğru orantıda, bir
kuvvettir.
Eğer sürü psikolojisinden ayrışma gösterebiliyorsa sağ
duyuyla kontrol mekanizmasını devreye sokabiliyorsa bu bir
birey olabilme erdemidir.
Az gelişmiş toplumlarda ise toplumsal tepkimeler bireysel
kültürü imha edip tamamen topluluk psikolojisi esiri olma
olgusuyla baş başa kalma durumundadır.
Bunun sebepleri incelendiğinde din faktörü milliyetçilik ve
şovenizm faktörü karsımıza çıkmaktadır.
Bunlar birey olabilme kültürünü ortadan kaldırmak toplum
içinde bir kul yada sadece kendini o toplum içinde ifade
edebilen
bir fanatik olmaktan öteye götüremeyen değerlerdir.
(nasıl değerse)
Küreselleşmenin insan üzerindeki etkisi etken ve edilgen
olarak görülmektedir.ya bu etkenin kendisi olursunuz yada
etkenin kölesi olursunuz.
Köle olduğunuzda kendinizi ifade edebilecek ortamı
bulamazsınız.
Birey olarak ancak bir topluluğun içinde (zararsız
topluluk)ifade sansı
bulursanız, bu da ancak topluluk olarak ya da yukarıdaki
kavramları içeren cemaatler olabilir.
Ülkemizde futbol devlet tarafından desteklenen izole bir
spordur.
Zararsız topluluklar yaratmak toplumun deşarj olma alanıdır.
Amaç bireysel tepkimeyi yok etmektir .
Ekonomik olarak bireysel tepkimeyi on plana çıkaran sistem
kazancın nasıl olursa olsun her yolunu destekler.artı değer
bilimsel kavramı ise sadece kazanç olarak bireyi
yönlendiren, sistem, ailesel, toplumsal, ahlaki değerleri de
yıpratmak rekabet saçmalığı içinde para kazanma hırsını en
alt katmanlara indirgemektir.
Maalesef bizde de bu kavramlar geçerlidir.
Bu ahlaki çöküntü futboldaki seviye yapısını ister
istemez kendine benzetmektedir.
Maçın kazanılması gerektiğine seyirci bireysel değerlendirme
yapmadığı için tepkisel olarak her yolun mubah olduğuna
inanmaktadır.
Federasyonun , MHK'nin yardımına, medyanın yardımına ve
başkanlarının parasına güvenmektedir.
Bunların birinin hatasını ise ihanet olarak görmektedir.
Çünkü sistem onu gerektirmektedir. Aksisi olamaz.
Federasyon şampiyonluk için müteahhit firma ; MHK ise
taşeron firmadır.
Seyirci için , başkan ise ihaleyi veren işverendir.
Bu inanç herkes tarafından benimsenmiş aksi olduğu zaman
federasyon istifa etmelidir.
Başkalarına küfür edilmeli hakemler ise yok edilmelidir.
İşte topluluk duygusu budur. Yani fanatizmdir.
Türkiye'de takım tutmak bir hobi değil bir yaşam biçimidir.
Hata nerede dersiniz ?