|
Hürser Tekinoktay
24 Mart 2005
Türk
Futbolu ve Paltolar
Fenerbahçe'nin Denizlispor karşılaşmasında
aldı yenilgi sonrası
Beşiktaş-Trabzonspor maç? Trabzon için çok önemliydi.Karadeniz
ekibinin bu maçı kazanmasıyla lider Fenerbahçe ile aradaki
puan farkı 4'e necek,
Şampiyonluk yolu kısalacak en azından, Fenerbahçe, Galatasaray
arasındaki rekabetten sıyrılıp Şampiyonlar Ligi hiç olmaz
ise garantilenebilecekti.
Maçın sonunda Şenol Güneş Hoca'nın "Maçı berabere bitirmiş
olsaydık,rakibimiz Beşiktaş ile puan farkının koruyacak onların
direncini kıracaktık.
Önümüzdekilere de 1 puan daha yaklaşacaktık" diye televizyon
ekranlarında söyledikleri maçın kaybının asıl nedenlerini
ortaya koydu. 3 puan alıp lig lideri Fenerbahçe ile aradaki
puan farkını 4'e düşürüp, Galatasaray ile puan farkını 2'de
tutmaktansa, 10 puan arkasındaki Beşiktaş'ı rakip görerek
puan farkını koruma dü?üncesi Şenol Hoca'nın temel düşüncesiymiş?
İşin en kolayını seçmek Milli Takım'daki görevinden önce uzun
süre çalışmış başarısız olduğu dönemlerin belki de ana eksikliğidir...
Ancak öyle bile olsa milli takım teknik direktörlüğünden sonra
geniş görüşlülük ve hedeflerinin daha kayda değer olması gerekmez
miydi?
Tabii ki temel düşüncenin bu olduğu karşılaşmada takımın en
uç oyuncusu Mehmet Yılmaz'ı hava hâkimiyeti özelliğinden dolayı
kendi kalesine korner atıldığı son dakika içinde sadece gol
yememek için oyuna sokmak istemesi ve sokamayıp maçı mağlup
bitiren golü yemesi, belki de futbolun kendi kuralları içinde
verdiği ilahi bir adaletti!
Halbuki o Mehmet Yılmaz, Trabzonspor'un maç? farklı kazanacağı
bir taktik silahı olabilirdi Savunma paradoksu yaşayan Rıza
Hoca maçtan önce
Yattara'yı ve Gökdeniz'i kenarlarda adam markajı ile etkisiz
kılıp, merkezde ise Fatih Tekke'yi de yıldıracak tarzda Mustafa
Doğan ile yüzde yüz adam markajı ile durdurmayı planlamıştı?
Aslında Rıza Hoca'nın hala büyük takım futbolu
oynamayı düşünmediği planını Şenol Güneş, Mustafa Doğan'ın
karşısına kuvvetli, hava hâkimiyeti yüksek, çabuk ve hızlı
olan Mehmet Yılmaz'ı koyup,
hemen arkasına öne ve arkaya boş koşular atabilecek Fatih
Tekke'yi çekerek bozabilirdi... İşte temel düşünce ve anlayışı
böyle bir zenginliğin futbol adına çıkmasına izin vermemiş
oldu!
Eh Şimdi Trabzon'a anlı Şanlı dönüş yapan Şenol Hoca kısır
bir felsefe ile oyunda üstün olduğu ilk 60 dakikadan sonra
ileriden oyuncu ç?kart?p arka tarafa oyuncu alıp doğal olarak
savunmada kaldı ve maçı son dakika golü ile kaybetti.
Dünya Kupası ve Avrupa Kupaları oynayan Milli Takımımız'ın
eski Teknik Direktörü rakibi olarak
gördüğü Beşiktaş'ın bu şekilde futbol oynamadan bir maç kazanmasına
sebep oluyorsa daha bir 10 yıl Chelsea-Barcelona gibi bir
maçı ülkemizde acaba
seyredebilir miyiz?
Tabii ki teknik anlamda futbolumuzda hiçbir yenilik olmamaktadır.
Bu doğrudur ama sadece teknik adamların yarattığı bir futbolsuzluk
ortamı yoktur. Kısır döngü içinde sayıları belli olan kişiler
futbolu yıllardır
hem kötü yönetip hem de sömürmektedir.
Hem teknik hem de yönetsel olarak Türk
Futbolu bir çöküş içindedir.
Bu çöküş hızla olmaktadır.
Mafya, Teşvik-Şike, futbolumuzun içine
yerleşmiş olup geniş kitleler halinde gerçek sporseverleri
spor alanlarından
kaçırmaya başlamıştır. Bu sıkıntıyı fark etmeyenler veya fark
edip umursamayanlar
yarın tekrar futbol heyecanını yaratmak için hiçbir şeyler
yapamayacaklar
Bu sıkıntıyı fark edenlerden UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik, önceki
gün İstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa Yerleşkesi'ndeki
konuşmasın da; Türk
futbolunun bir genel seferberlik içerisinde, yeni bir vizyonla,
yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğunu vurguladı. Bakalım Jose
Mourinho'nun gri
paltosunu takip edenler içimizden biri olup futbolumuzu dışarıdan
gözlemleyen değerli futbol adamı Erzik'in dediklerini görebilecekler
mi?
NOT; Geçtiğimiz hafta Türk Futbolu'ndaki
yozlaşma ile ilgili olarak, Jose Mourinho'nun gri paltolarından
(!) 65 tane sipariş vererek kurtulma
önerisi için en çok sorulan soru neden 65 tane olduğu idi.
Ben üşenmedim saydım sizde alt alta yazmaya başlayın ne 64
ne de 66, inanın tam 65 tane siparin verilmesi gerektiğinin
aritmetiğine varacaksınız...

Birgün
Gazetesinde yayınlanan diğer yazılar
|