A Milli Takım, Euro 2008, Fatih terim, Müslüm Gülhan, Kemal Gülhan
Müslüm Kemal Gülhan
27 Haziran 2008
Gerçeklerle Yüzleşme Zamanı
2008 Avrupa Şampiyonasına yaptığımız katkı küçümsenmeyecek düzeyde
olduğunu belirtmek gerekir. Çünkü bu tespit bir sonuçtur.
Şampiyona öncesi, süresi ve sonrası tartışılması gereken birçok
olayları beraberinde taşıyarak önümüze koymuştur.
Şimdi bunları irdelemekte yarar var gelecekle ilgili hedefler ve
yöntemler için doğru tespitlerde bulunmamız açısından.
Öncelikle Türkiye’nin şampiyonadaki hedeflerini belirlemek lazım;
gruptan çıkmak mı, yarı final mi, final miydi?
Bunun cevabı Fatih Terim’in beklentilerinde saklıydı. Ama hangi
beklentileri.
23 kişilik kadro neye göre, hangi hedefe göre belirlenmişti diye
düşündüğümüzde karşımıza hedefin küçüklüğü gruptan çıkabilmek olarak
belirlenmiştir.
Aslında bu gerçek hedefi ortaya koymaktaydı.
Süreç beklentilerin üstüne çıkmaya başladığında ise buna cevap
verecek futbol donanımları olmadığından ‘milliyetçilik!,’ilahi
yardım’ ve ‘Vatan Millet Sakarya’ gibi alt kültür kavramları devreye
sokularak günü kurtarma stratejisi uygulanmaya başlanmıştı.
Bu uygulamanın futbol boyutu dışındaki sosyal boyutu ise sevinç
gösterilerinde silahla ölüm ve yaralanma ile linç edilen genç olarak
bize fatura edilmiştir.
Futbolcuların özverili, inançlı oyunu ve çok başarıyı istemeleri
Türkiye’yi turnuvanın içinde tutan unsur olmuştur.
Bu tutumları rakiplerin tedbirli oynamasına neden olarak Türkiye ‘ye
avantaj temin etti.
Her maçı final havasına sokarak, bu turnuva dışı tutum yüzünden her
maçta yaşadığımız sıkıntılar bizi gerçek finalden uzaklaştırmıştır.
En önemli sorunlardan biride sakatlıklardır. Turnuva boyunca
periyodik şekilde ortaya çıkan sakatlıklar şansızlık değil
sistematik bir yanlışlığın sonucudur.
Bu ise turnuvadan 20 gün önce başlanılan yüklemelerin neticesidir.
Amerikalı kondisyon şirketi ile yapılan anlaşma, bize ters çalışma
sistemleri bu sakatlıkların temelini oluşturduğu inancındayım.
Nasıl su içileceği, nasıl yemek yeneceği, nasıl banyo yapılacağı
için Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yoktu.
Umarım bu süreç devem ederek kulüp takımlarımıza sıçramaz.
Aslında turnuvanın temel anlamı Almanya maçının bitiminden sonraki
süreçte soyunma odasında Fatih Terim’in futbolculara vedası ile
ortaya çıkmıştır.
Beklentilere bu kadar çabuk ulaşma telaşı ve gündemi yakalamışken
bunu değerlendirme telaşı turnuvada Fatih Terim’i eleştirenleri
haklı çıkarmıştır.
Bizler ne zaman tabularımızı yıkıp bilgiye ulaşırsak işte o zaman
kültürel donanımlara sahip oluruz ve bizde kulağında küpe olan
entelektüel çalıştırıcılarla futbol arenasında doğruları oynarız ve
uygularız…
Ne kaybetme korkusu…
Ne kompleks mağduru…
Ne ego mahkûmu olmadan gerçek anlamda futbol sever olarak her şeyin
kıymetini biliriz.