Endüstriyel
Futbol, fenerbahçe, galatasaray, milan, Müslüm Gülhan, Real Madrid,
Skibbe
Müslüm Kemal Gülhan
16 Ağustos 2008
Galatasaray, Skibbe, Altyapı
Milliyet’teki köşesinde Uğur Melek’e bu üç isimden oluşan bir
değerlendirme yapmıştı. Amacı Skibbe ile altyapı arasındaki uyumu
Galatasaray uygulamasının veya uygulanamamasının gündeme getirilmesi
idi.
Sevgili Meleke’nin unuttuğu şey ise Galatasaray’ın Skibbe’yi
transfer ederken amaç farklılığının olduğudur.
Birincisi, Adnan Polat Alman teknik adamlarla çalışmak ister.
Nedeni; Alman teknik adamlar sahadaki işlerine bakarlar, dışarıdaki
işler ile kulüp işlerine karışmazlar. İkincisi, konuşarak ikna
edilebilir olmalarıdır. Sonuncusu ise görevlerine son verilirken
sorun çıkarmazlar, kolaylıkla ikna edilebilirler.
Şimdi bunları görmezlikten gelip sırf Skibbe’nin altyapı ve
gençleştirme prensiplerine sahip teknik adam olma özelliğini analiz
etmek, Türkiye futbolu ve Galatasaray açısından eksik bir
değerlendirme olur. Çünkü ülkemizde kamu ve özel kurumların
kendilerine ait her koşul için gizli gündemleri vardır.
Galatasaray, Türkiye’deki kulüpler arasında en iyi alt yapıya sahip
olduğu gerçeği herkes tarafından kabul edilmektedir.
Sorun ise sadece kaliteli altyapıya sahip olmak değil, esas olan
bununla ilgili prensiplere ve kültüre sahip olabilmektir. O
gencecik, pırıl pırıl gençlerin arkasında sonuna kadar durma
cesaretini göstermektir.
Karşımızda Semih örneği herkese ders olabilecek nitelikte
durmaktadır.
Dersi alabilirsek…
Endüstriyel futbolun kendine ait kuralları vardır (istediğimiz kadar
eleştirelim). Bu kuralara uyum gösteren ülkelerin takımları; ya Real
Madrid, Milan gibi büyük paralar harcayarak, popüler takım kimliği
kazanıp, başarılarla saygınlık kazanır. Ya da Arsenal, Sevilla gibi
gencecik oyuncular bularak futbol kamu oyuna sunup, sıralama olarak
başarılı olmasa bile sahip olduğu prensiplerle ve futbol kalitesi
sayesinde saygınlık kazanır.
Günlük başarılar içine sıkışıp kalındığında ne kulüp başarılı olur,
ne de futbol adına ortaya kalite konulabilinir, bunu yıllardır
yaşayarak öğrenmemize rağmen bu kısır döngüden kurtulamadık.
Maalesef Galatasaray şimdi bu kısır döngüde kıvranıp duruyor.
Sakın ola ki kimse Çarşamba akşamki 2-2 lik skora takılıp kalmasın.
Bu olması kaçınılmaz skor ya bugün ya da yarın olacaktır.
Tıpkı kazanılan şampiyonlukların Fenerbahçe’nin hatalarından dolayı
kazanıldığı gerçeği gibi… Hiç bir şeyin Galatasaray’ın
inisiyatifinde olmadığı gibi…