T

Sulun ile röportaj
Hürser Tekinoktay                           20 Ekim 2004
Bir Fransız Atasözü

Kendi ülkelerinin son şampiyonları olan ve halen de liderliklerini sürdüren iki takımdan oldukça zevkli bir maç beklerken hayal kırıklığı yaratan bir ilk yarı izledik.
Oyunun başlaması ile birlikte Fenerbahçe’nin rakip kaleye çok çabuk gitme planı buna etken oldu.Fransız şampiyonu çabuk kapanan, rakibi hatalı oynamaya sevk eden bu şekilde kazandığı toplar ile 1. ve 2. bölgelerden hiç oyalanmadan çıkıp karşı atağa kalkan bir takımdı.
Üstelik istim üzerinde bir maç ritmi yakalamışlardı.Böyle bir takım karşısında geriye düşmek maçı büyük riske sokacak idi.
Dolayısıyla Fenerbahçe’nin topu iyi kullanması, oyunun kontrolünü elinde tutması ana plan olmalıydı.Gerekmedikçe çabuk kapanabilen Lyon’un üzerine dengesiz ve aceleci gitmemeliydi.
Savunma zaten topu oyuna iyi sokamıyordu, orta alanda da özelikle Serkan maça kötü başladı ,Aurelio her zamanki gibi görevini iyi bir şekilde yaparken Alex’den başka oyunun pas yüzdesini arttıracak kimse yoktu !
Bu yarıda Alex’in kesinlik ile daha çok topla buluşması lazımdı.
Bu yapılmadı ve neredeyse pas yüzdesi % 2-3 idi !
Nitekim Deniz’den orta alanda kapılan topu oyunun daha 21. dakikasında Govou gol yapabilirdi.
Oysaki bu çabuk neticeye gitme planı, Kadiköy’de oynanan Prag maçındaki anlayışla yer değiştirmiş olması daha doğru olurdu !
O maçın başındaki kontrollü oyun bu maçı riske sokmayacak, Fenerbahçe’nin rakip alana iyice yerleşip kazanılacak korner ve serbest atışları ile rakibin en zayıf olduğu yan toplar ile etkili olma imkanı verecekti.
Fenerbahçe’nin en kuvvetli yanı burası idi.Özellikle Manchester’de attığı golleri hatırlar isek.
Deniz’in Bir sağ bek, bir sol bek oynarak başı dönecek hale gelmesine rağmen kötü oynayan Serkan var iken oyundan çıkması ilginç idi.
Bu anlayışın ikinci yarıda da değişmemesi 55. dakikada Juninho ile beklenen golün gelmesine sebep oldu.
Ve maç O.Lyon’un istediği tarz bir oyuna dönüştü.İleri çıkması ile tanınan genç savunmacı Cris 66. dakikada Fenerbahçe’nin kalesinde 2 golü atmasına karşı hemen arkasında yan toptan yediği golle maçın ortada kalmasına sebep oldu.
Gerçektende gecenin güzel atmosferini sağlayan Fenerbahçe taraftarına maçın erken bitmesi büyük haksızlık olacak idi.
Ancak maça ortak olma umudunun fazla sürmeyecek olması bir gerçekti. Yaklaşık 20 dakika sonrada maçın bitişi ne yazık ki yenilen 3. golle geldi.
“Akıllı olan yapabildiğini değil, yapması gerekeni yapar” diye bilinen Fransız atasözü belki futbolun bir kumar olmadığını hepimize hatırlatabilir!

 



Birgün Gazetesinde yayınlanan diğer yazılar
/p>