Hürser Tekinoktay                            03 Mart 2006
Fenerbahçe'de neler oluyor ?


Uzun zamandır Türkiye'de hep yeşil alanın dışında olanlar konuşulup duruyor.

Neticede hem yeşil saha içindeki bereketsizlik hem de yeşil alan haricindeki etkenler yüzünden keyifsiz ve seyircisiz bir futbol dünyası yaşamakta olduğumuz aylarda Fenerbahçe-Beşiktaş maçı bir nebze olsun bu durumdan artık sıkılanları tekrar futbola döndürdü.

Derbi öncesi Fenerbahçe'nin aritmetik üstünlüğü hem teknik hem de puantaj olarak Beşiktaş'a oranla çok avantajlı idi.
Ancak maç öncesindeki psikolojik ortam ibresi Beşiktaş'ın lehine gözüküyordu.

Futbolcuların gerçek kalitelerinin kendi başkanları tarafından bile gündeme getirilmesi, hatta bir süre önce kendilerine "milyarlık eşekler" diyen Sinan Vardar'ın neredeyse futbol şube sorumluluğuna terfi etmesi bile içinde bulundukları kötü günlerin açık göstergesiydi.

Dolayısıyla Beşiktaşlı futbolculardan yana olan psikolojik durum, Fenerbahçe'nin aritmetiği karşısında galibiyeti kaçırdı.
Tabi saha içindeki aritmetiği bozan faktörlerden biri ide Oscar Cordoba idi Başarılı bir maç oynadı kalesinde güven içinde idi. Gerçi o da Alex'in kalesine soldan gönderdiği toplara engel olamadı.

Özellikle ilk golden önce Alex'in yine aynı taraftan attığı bir serbest vuruşta topa dokunamayan Luciano'nun pozisyonu Alex gibi bir futbolcuya ne yapması gerektiğinin uyarısını verdi.
O bölgeden bir daha faul atışı kazanacaktı. Alex bunu çok iyi yaptı ve ilk gol öncesi kendisine Tümer'in faul yapmasını sağladı.

Aslında Beşiktaş soyunma odasında maç taktiğinde konuşulması ve özellikle vurgulanması gereken bu olmalıydı.

Alex rakip savunma hattının sol tarafından attığı serbest atışlarda müthiş bir asist ve gol yüzdesi ile oynuyor. Buradan taktik faul almak isteyeceği belliydi. Ve gereksiz arkası dönük kenarlardaki oyuncuya kural dışı müdahale yapılmamalıydı.
Burada Beşiktaş kenar yönetimi takımını maç öncesi bu konuda uyarmadı ise bu küçük görülen ama sonuçları büyük olan bir hata.
Fenerbahçe'nin teknik kadrosu ise yine inanılmaz bir performans sergiledi.

Şu ana kadar 22 Türkiye ligi, 6 şampiyonlar ligi, 4 Türkiye kupası maçı olmak üzere toplam 32 maç oynamış ve bundan sonra da ligde 12 kupada minimum 2 maç daha yapacağını düşünürsek 46 maçlık bir sezonun sadece 13 futbolcuyla oynanacak olmasını teknik kadro nasıl göremiyor enteresan.

Bunlara milli maçlara giden futbolcuları da katar isek futbolcular ruhsal ve bedensel bir yorgunluk içine girdikleri gibi dışarıda kalanlardan istifade edilmemesi ve rekabet ortamının sıfır olması inanılır gibi değil!

Milan, Beşiktaş, Psv, Shalke maçlarını peş peşe oynayan takımın 3 gün sonra Konya maçına aynen çıkması inanılır gibi değil. Futbolcuların bu kadar değişik şartlardaki maçlara motive olamayacağının bilinmesi gerekir. Tarsus İdman Yurdu maçında çıkarttığı 11 ile Beşiktaş karşısında aynı kadroyu oynatma düşüncesi Fenerbahçe'yi belki de şampiyonluktan etme noktasına getirecek.

Ve Şükrü Saracoğlu!
Fenerbahçe Yönetimi ve Başkanının çok başarılı olarak değerlendirildikleri stadyumlarında olup bitenlerden haberi var mıdır bilmiyoruz.

Ancak tüm Türkiye'nin örnek gösterdiği bu stadyum müteahhitliğin stadyum yapmaya yeterli bir kriter olmadığını göstermekte.
Neden mi?

Alt maratonda 2 Milyar 900 bin TL ye kombine alanlar, maç boyu yağmur altında kalıyorlar.
90 dakika ıslanan bu futbolseverlerin hastane masraflarını bile kulüpten almaları hakkı var iken kendilerine 1 yağmurluk bile verilmiyor!

Üst Maratonun en öndeki ilk beş sırası yerlerine oturdukları zaman taç çizgisini göremiyorlar. Yani izlemesi gereken m2 yi izleyemiyor,parayı net ödüyorlar maçı brüt izliyorlar!
Sucuk ekmek 10 milyon, su 2 milyona satılıyor ve karşılığında fiş verilmiyor.
Stadyuma gelecek taraftarlara yapılan uygulama ise dâhiyane.
Taraftar kartın olmaz ise maç bileti yok.

Yani taraftar kartı olmayana bilet satılmıyor. Peki, taraftar kartı ne kadar 50 ile 350 milyon TL arası değişiyor.

350 milyonlukları alanlar ise kulüp üyelerinin haklarına bile sahip, üyeler ile aynı sosyal tesisleri aynı anda kullanabiliyorlar.
350 milyon TL'ye Premium kart sahip olanlar ile 10 Milyar lira ödeyen üyeler aynı hakka sahip!

Taraftar kartı olmayana bilet satılmayacak diye açıklanıyor. Böyle önemli ve renkli bir derbi öncesi maçın başlamasına 36 saat kala sadece 8 bin bilet satılıyor!

Christoph Daum ve bu idari projelere imza atanlar sanırız ki çok tartışılacak.
Bir tartışılması gereken konu da Futbol Federasyonunun maç öncesi gözlemciye göndermiş olduğu uyarı.

Bu uyarı da "Mevcut inşat alanında eksiklikler olduğundan yeni inşaat olan tribünde sadece alt tribün tarafına seyirci alınmasına müsaade verilmiştir." Talimatına karşın bu alanlar dahil her tarafa seyirci alınmasıdır.
Acaba gözlemci raporunda ne yazmış bakalım onu da göreceğiz.


Birgün Gazetesinde yayınlanan diğer yazılar