Cahit Göveren


Cahit Göveren                             26 Ocak Perşembe 2007


Fenerbahçe Sancılı

Süper Ligde ikinci yarı cuma günü başlıyor.

İlk devre puan durumu ne olursa olsun bu kategoride yer alan her ekibin hedefi doğrultusunda bir beklentisi var.
Aslında 18 takımın güç dengeleri adına birbirlerinden pek farklılıkları da yok.

Aksi olsaydı 3 büyükler olarak tanımlamaya devam ettiğimiz Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş elde ettikleri saha sonuçları ile Anadolu ihtilalini gerçekleştiren kulüpler önünde bu denli puan yitirmezlerdi.

Böyle bir girişten sonra gelelim 7 puan farkla ilk yarıyı lider tamamlayan Fenerbahçe’ye...

Bunca ihtişamıyla şampiyonluğun tek adayı gibi gözükmesine karşın Sarı-Lacivertli takımı oldukça rahatsız bir süreç bekliyor.
Gerçekler çıplak gezmeyi sever.

Kanarya’ya gönül veren dostlar lütfen alınmasın. Hemen ifade edelim ki; Rüştü’nün sakatlığında Fenerbahçe’nin kalesi sürekli S.O.S. veriyor.
Volkan ve Serdar asla yeterli değil.
Hele Volkan’ın yapmaya devam ettiği bireysel hatalar saç baş yolduracak türden.

Bu file bekçisi ile Türkiye liginde başarılı olmak olanaksızken, UEFA’da nasıl tur atlayarak hedefe koşabilirsiniz?

Savunmada yer alan Serkan ve Can bırakan Fener’i, diğer Süper Lig takımlarında forma giyebilir mi, bilemiyorum.

Ağresif yapılı Arjantin’li Lugano, çalım atma özürlü Sırp Kezman’a karşın tepeden tırnağa futbol kostümleriyle donatılmış Gana’lı Appiah ve yerli malı Önder Turacı sakat.

Dörtlü savunma bloğunun göbeğinde sadece Edu kalıyor. Onun da kademe anlayışı tartışılır.

Uğur Boral ile Ümit Özat ise müdafaanın solunda sadece forma savaşı veriyor.

Henüz sözleşme yenilenmeyen futbolcuların şampiyonluk yolunda büyük handikap oluşturduğu Fenerbahçe’de Alex sorun olmaya devam edecek gibi.

Bıraksanız bir dert, yüksek maliyetlerle anlaşsanız takım içinde bir başka problem.

İdeal kenar oyuncusu olarak kabul edilen süratli Mehmet Yozgatlı ile yeteneklerini bildiğimiz Tümer Metin’i bekle ki göresin.

Deniz topu kazanmadaki becerisini, kullanmada sergileyemiyor. Deivid’in ise istikrarı yok.

Marco Aurelio’nun yorgun ayakları, Tuncay Şamlı'nın kuvvetli fiziğinin verdiği avantajı beyin gücü ile kramponlarına indirememesi bir başka risk.

Sarı-Lacivertliler cezası nedeniyle Lig ve Kupada güçlü rakiplerle deplasmanlarda karşılaşırken, 14 Şubat’daki Az Alkmaar maçına kadar Şükrü Saraçoğlu’nda taraftarıyla sarmaş dolaş olamayacak. Fenerbahçe’nin başarısı ancak futbolculardaki fiziksel, zihinsel ve ruhsal bütünlükle mümkün olabilecek.

Yeteneğini hırsla buluşturan, emeğini alın teriyle yoğuran oyuncuların varsa ne ala. Aksi halde 7 puan farka rağmen geçen yılki acı son bu sezon da tecelli edebilir.

Not; Bu yazı yazıldıktan 1 gün sonra Fenerbahçe Kayseri Erciyes deplasmanında 1 puanı son dakikalar da attığı beraberlik golü ile kurtarmıştır.

Spor Servisi

 » Cahit Göveren Ana Sayfa

Cahit Göveren