Fenerbahçe ile Manchester United, Fenerbahçe-Manchester United,
Fenerbahçe, Manchester United, Scholes, Manchester, Cristiano
Ronaldo, Darren Fletcher, Paul Scholes, Alex Ferguson,
Fenerbahçeliler, Hürser Hoca, Müslüm Gülhan
2004 yılında Fenerbahçe ile Manchester United
Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda karşılaşmış ve Fenerbahçe maçı 3–0
kazanmıştı.
Sevgili dostum Hürser Tekinoktay ile beraber maçı izlemiştik.
O günkü maçtan sonra bir temennide bulunmuştuk, "Umarız 3–5 yıl
içinde tekrar Fenerbahçe ile Manchester United karşılaşır" diye.
Bu temenninin tabii ki bir dayanağı vardı. O da, o gün Manchester'ın
Fenerbahçe karşısına gencecik bir takımla çıkmasıydı.
Şu anda ilk 11'de oynayan Cristiano Ronaldo ve Darren Fletcher zaman
zaman yedek olarak oyuna giriyorlardı. O günkü maçta ilk 11'de yer
almışlardı.
Alex Ferguson menajerlik prensiplerinde yıldız adayı genç
futbolcuları doğru zamanda Manchester United A takımında oynatmayı
hedeflemiştir.
Bunun için en önemli örnek bana göre Paul Scholes’un A takımında
oynaması zamanlamasında elindeki yıldız futbolcuları Paul Scholes’un
önünü açmak için satmasıdır.
Manchester'ı yıllarca dünyanın en iyi futbol kulübü yapan
Ferguson'un 20 yıllık prensiplerinin uygulanmasıdır.
Sevgili Hürser Hoca ertesi gün yazdığı yazısında Ferguson'a bu kadar
kaliteli yıldız futbolcuları bulup oynatmasından dolayı kutlamıştı.
İşin komik yanı bazı Fenerbahçelilerin bunu Hürser Hoca'nın
galibiyeti küçümsemesi olarak algılayıp tepki göstermesidir.
Yıl 2007. Fenerbahçe hâlâ Türkiye Süper Liginde ve Türkiye Kupasında
şampiyonluğa oynama hedefi ile transfer yapıp organize oluyor,
Manchester United ise 2007 yılında Premier Ligde lider ve
Şampiyonlar Ligi'nde yarı finale kaldı.
İşte 2004'teki takımın son durumu 2007'de budur. 2004'teki
Fenerbahçe'nin son durumu da 2007'de Avrupa'dan uzak Türkiye'ye
sıkışmış haldedir.
Sorun çok zengin kulüp ya da çok zengin kulüp başkanı olması değil,
sorun iyi parayı doğru şekilde kullanabilmektir. Fenerbahçe'yi
Türkiye'nin en zengin kulübü olarak algılasak da 100 milyon dolar
civarında bir borcu bulunmaktadır.
Manchester ise yıllık karı 200 milyon dolar civarında olan dünyanın
en iyi ikinci kulübü durumundadır.
Türk futbolu hakkında düşünür veya yorum yaparken herhalde şapkamızı
önümüze koymak için en iyi örnek 2004'teki Fenerbahçe'nin
Manchester'ı 3-0 yenmesidir.
Mühim olan aradaki bu farkı görebilme saygınlığını ve dürüstlüğünü
gösterebilmektir.
Yoksa o günkü galibiyetin 2007'de hiçbir şekilde önemi olmaması
gerçeği ortaya çıkmaktadır.