Baştan neden Beşiktaş’ın işin içinde olmadığı konusunda eleştiri
gelmesini önlemek için cevap vereyim: Beşiktaş’ın analizini tek
başına yapmakta yarar var. Her maç için farklı taktik ve kadro
yapısının istikrarı engellemesi ile ilgili analiz.
Fenerbahçe’ye Aragones’in gelmesi taktiksel olarak ne kadar iyi ise
kadrodaki eksiklik ve yetersiz transfer politikası o kadar kötü
olmuştur. İspanya ulusal takımındaki kadro kalitesi Aragones için
Fenerbahçe ile ilk ciddi çelişkiyi ortaya koymuştur. Kadro zaafı;
taktiksel yetersizliğe neden olmuş bu durum da ‘dede’nin elini
kolunu bağlamıştır. Çıkış yolları arıyor ama ne ‘dede’nin ne de
Fenerbahçe’nin zamanı yeterli değil.
Galatasaray, Fenerbahçe’ye göre daha farklı yapıda sorunlar
yaşıyordu. Yaşıyordu dedim, çünkü şimdi işler yolunda gözüküyor.
Fakat daha her şey net değil. Galatasaray, kadro olarak şu anda
ligde en kaliteli kadroya sahip. Yapılan transferlerin mevkilere
göre yapılması ve kalitenin yüksek tutulması onu diğerlerine göre
bir adım öne çıkarmıştır. Onun sorunu; kadro kalitesi ile teknik
direktör kalitesinin uyumunun tamamlanıp tamamlanamayacağıdır.
Aslında her iki takımın da aynı taktiksel yapıda oynadığı bir
gerçek. Eğer elinizde Alex ve Lincoln gibi serbest oyun kurucu
varsa, tek santrafor önde, arkada ise çift ön libero oynatmak, hem
oyunun sistem kalitesini hem de Alex ve Lincoln’un önde oynayıp
topun rakip sahada tutulmasına neden olacağıdır. İşte Porto maçının
ilk 20 dakikasındaki Alex’in lider oyuncu olmasını ve sorumluluk
almasını sağlayan bu taktiksel doğrulardır. Fakat buradaki sorun ön
liberolar ve kanat oyuncuları. Şimdi ‘dede’ Xavi, Senna, İniesta’dan
Selçuk, Maldonado ve Emre’ye geçti. Nasıl yaman çelişki duruyor
ortada söyler misiniz?
Dede, Emre’den İniesta, Selçuk’tan Senna yapmaya çalışıyor. Bu arada
İspanyollara yakın olan Aurelio’yu da yönetim elinden kaçırıyor. Bir
takımda santrfor en çok koşan futbolcu ise, ne o santrfor rahat gol
atar ya da gol kralı olur, ne de takım maç için de rahat gole
ulaşır. Hele hele o santrfor straykır ise.
Galatasaray bu konuda daha şanslı; birincisi 4-2-3-1 için çok
kaliteli kadroya sahip, ikincisi bu sistem için alternatif oyuncu
fazlalığı var. Hele hele Mehmet Topal ve Linderoth ön libero da
oynamaları sistem avantajı olarak Galatasaray’ı hemen ön plana
çıkartacaktır, umarım bu oyuncular kullanılır. Zaten kanatlarda
Kewel ve Arda, santrafor Baros ve arkasında Lincoln dörtlüsü
inanılmaz kalite ve hücum zenginliği demektir.
Galatasaray’ın saha içindeki tek sorunu Sağbek’te oyuncu
eksikliğidir. Burada da Barış, Uğur ve Sabri isimleri ön plana
çıkıyor, fakat sakatlıkları sorun şu an.
Fenerbahçe’de, sistem sıkıntısı oyuncu kalitesinden kaynaklandığı
düşüncesindeyim. Devid’in sakatlığı burada ciddi handikap. Esas
sorun Carlos’un oyun yetersizliği ve durumu idare etmesidir. Bir de
buna Gökhan’ın formsuzluğunu ve Kazım’ın da Fenerbahçe içinde ayrı
bir cumhuriyet gibi davranmasının disiplinsizliğini eklediğinizde.
Dede ne yapsın?
Ama ortada bir gerçek var o da; her iki takımın futbol kalitesini ön
plan çıkartacak taktiksel prensiplere sahip olmasıdır. ‘Organize
kaos sisteminden’ uzak durmalarıdır. En azından dışarıdan
seyrederken zevk alarak anlamaya çalışıyoruz. Uluslararası
müsabakalarda bile.