Hürser
Tekinoktay
06 Nisan 2006
Ersun Hoca . . .
Futbolda sezon sonu yaklaştıkça
ilginç maçlar ve olaylar liglerimizde görülmeye başlar.
Bu yılda bunun farklı olmayacağı son haftalarda ki gelişmeler
ile görülmekte.
Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır ve Samsun'da çıkan olaylar
sonrası geçen hafta sonu da Manisaspor-Diyarbakır maçı sonrası
olanlar ve iddialar bu durumun bir göstergesi.
Bu maç sonrası Denizlispor yönetimi, Ersun Yanal'ın Diyarbakırspor'a
karşı yedekleri oynatıp sahalarında 3-0 yenilmelerine büyük
tepki gösteriyor.
Denizlispor'dan yetişen Ersun Yanal Hoca şimdi tüm Denizlililerin
şaibe dolu iddiaları ile karşılaşmaktadır.
Aslına bakılırsa Ersun Yanal Hoca Türk Futbolundaki çarpık
ve işe yaramaz sistemin tartışılabilmesine öncü olması gerekirken,
kendisinin bu tartışmaların içinde yer alması gerçekten çok
üzücü.
Hatırlanacağı üzere Gençlerbirliği'ni çalıştırdığı dönemde
Bursa deplasmanında yedeklerden kurulu bir takımı çıkartması
sonucu maçı kaybetmiş ve Altay'ın küme düşmesine vesile olduğu
düşüncesini futbol kamuoyunda oluşturmuştu.
Milli takım teknik direktörü iken ise Ankaragücü'de çalıştığı
dönemde ki futbolcusu Cafer Aydın'ın Yanal için iddiaları
oldukça ilginç ve üzücüydü.
Şimdi hakkında bu kadar spekülasyonlar çıkan bir hocanın daha
çok dikkatli olması gerekmez mi diye düşünülüyor.
Ancak milli takımdan şekil olarak çirkin bir şekilde gönderildikten
sonra Ersun Hoca'nın konu ile ilgili hiçbir açıklama yapmaması
ve sonrasında da TMSF'nin kanalı Star TV'de ki Cafer Aydın'ın
iddiaları ile dolu olan yayınların birdenbire durması da çok
ilginç idi.
Şimdi tüm bu ilginçlikler ile Diyarbakırspor'un ligde kalması
için verilen uğraşların bir ilgisi var mıdır bilinmez ama
bilinen o ki önümüzdeki günlerde bir salgın haline gelen iddia
ve bahis oyunlarında beklenen sürprizleri bulanlar sanırız
ki iyi ikramiyeler kazanacaklar!
Mesut Hoca
Hafta sonu oynanan Galatasaray- Gençlerbirliği maçında ise
devreye 2-0 mağlup durumda giren Mesut Hocanın devre arası
genç golcüsü Ali Cansun'u almayıp 48. dakikada 3. golü yedikten
sonra oyuna alması da teknik anlamda enteresandı.
Ali Sami Yen'de 3-0 mağlup duruma düşen bir takımın 51. dakikada
yaptığı değişiklik ile oyunu çevirmesi kolay değildi. Bu dakikadan
sonra farkın artmamasını düşünmek gerekirken o çok güvendiği
golcüsünü oyuna aldı.
Ali Cansun'da sayılmayan bir golü, attığı şutları yaptırdığı
penaltı ve gollük pasları ile oyunun şeklini değiştirdi ancak
skoru ve maçı değiştirmesi için penaltının gol ile sonuçlanması
gerekirdi.
Veya Mesut Hoca'nın maçın başından itibaren Galatarasaray'ın
yenilebilecek bir takım olduğunu düşünmesi lazımdı.
Söz Mesut Hoca'dan açılmışken Ziya Doğan'ın küme düşme hattında
bıraktığı takımı, özellikle kazandırdığı fizik kalite ile
bambaşka bir kimliğe büründürmesinden ve UEFA kupasına götürmek
üzere olduğundan dolayı tebrik etmemek elde değil.
Mesut Bakkal Hoca için Ersun Hoca ile çalıştığı dönemdeki
futbolun basketbola benzeme felsefesini yaşamış olması küçük
bir dezavantaj. Ancak "insani ilişkilere' verdiği değer
en büyük avantajı.
Mesut Bakkal hocanın Ersun Hocanın yapamadıklarını yapması
geride kalan birçok genç Türk Antrenörü için bir fırsat olabilir.
Ve Oğuz Hoca…
Beden eğitimi öğretmeliği yapan ve aynı zamanda B Lisans antrenörlüğü
diploması bulunan Oğuz Hocam bir mail atarak futbolumuzun
içinde bulunduğu bozuk düzeni dile getirmiş.
Özellikle Antrenörlüğün geldiği noktaya değinerek duyduğu
rahatsızlığa belitmiş.
Değerli hocamıza katılmamak elde değil.
Ama gel gelelim yönetenlerimiz tabanın sesine hiç kulak vermeden
hatta duyduklarını da hiç umursamadan hareket edip duruyorlar.
Ama esas sorumlular sadece yönetenler mi?
Sahada futbolcularını döven hocalardan şike-çeteleri ile yapılan
görüşme kayıtları olanlardan tutun da rakip futbolculara vurun
diyenlere kadar birçok hoca da bu durumdan sorumludur.
Temel değerlerini bilgi ve sevgi ile futbola verecek hocaları
bizde Oğuz hoca gibi arayıp durmaktayız.
Birgün
Gazetesinde yayınlanan diğer yazılar
|