Hürser
Tekinoktay
20 Nisan 2006
Lay Lay Lom !
Hafta sonu Manisaspor-Fenerbahçe arasında
oynanan karşılaşma birçok açıdan ilginç bir maçtı.
Öncelikle teknik anlamda bakıldığında maçı izlememiş olanlar
tabeladaki 8 tane gol sayısını görünce müthiş bir futbol ziyafetini
kaçırdığını zannedebilirler.
Ancak maçı izleyenler, bir iki bireysel pozisyon ve hareket
dışında futbol kalitesinin vasata bile yaklaşmadığını gördüler.
Özellikle Christoph Daum'un takımına tek bir olumlu katkıda
bulunamayışı da çok ilginçti.
Milan, PSV, ilk yarıdaki Beşiktaş maçlarında takımın yüksek
performansını ve bu şartların oluşumunu C.Daum'un bir kere
bile düşünüp düşünmediğini anlamak gerçekten zor!
Yıl içinde Nobre ve Anelka'nın aynı anda oynadıkları maçlarda
Fenerbahçe'nin oyun kurgusunda oldukça büyük problemler çekmekte
olduğu çok açık.
Anelka'nın sağ kenarda oynatılmaya çalışıldığı model de Fenerbahçe'nin
futbol yapısına oldukça ters.
Kanattan etkili akınlar yapılan İngilizlerin klasik 4-4-2
'sini oynayacak bir model ve hücum hattı Fenerbahçe'de hiç
olmadı!
Anelka ve Nobre'nin beraber oynaması ile birlikte Tuncay ve
Alex'in de takımda sahada olacağı düşünülürse, orta alanın
sadece Apiah ve Aurelio'ya kalacağı aşikâr.
Onların da çok geniş alanlarda oynamayı seven yapıları orta
sahada çok ciddi boşlukların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Bir de Luciano ile Servet'in yan yana oynadığı maçlarda savunmanın
kontrolsüz öne çıkıp kontra yakalanma alışkanlıklarını diğer
faktörlerin üzerine eklersek Fenerbahçe'nin maçlarını ancak
rakip takımın oyuncu tarzlarının belirlediğini görüyoruz.
Dolayısıyla C.Daum'un şahsi analizlerinin ne olduğunu bilmiyoruz
ama bilinen o ki karşı atağa hızlı ve 3'den fazla süratli
oyuncu ile kalkan bir takım (kendileri inanamasalar bile)
Fenerbahçe'ye 5 gol atabiliyor!
Ayrıca şaşkınlık içinde geçen bir maçta takımı tek ateşleyecek
yapıdaki oyuncu olan Tuncay'ın çıkarılması da enteresan. Türkiye
İsviçre milli maçında bile herkesin sonucu kabul ettiği bir
zamanda sahadaki durumu kabullenemeyen tek oyuncu Tuncay idi.
Bu yapıdaki bir oyuncunun sahadan alınmaması gerekirdi.
Şayet Nobre'nin yanına bir oyuncu göndermek gerekiyor ise
o zaten Tuncay olabilirdi!
Son olarak da C.Daum'a bir hatırlatma, sahadaki futbolcular
gol atıp öne geçtiğinde hocanın saha kenarında hakemle tartışması
veya coşku içinde olmasının onlar için hiçbir ehemmiyeti yoktur.
Önemli olan, futbolcuların mağlup duruma düştüklerinde veya
5. golü yediklerinde hocalarının bankın altında değil saha
çizgisinin yanında olmasıdır.
Yaşasın Suçlu bulundu… Lay Lay Lom!
Maçtan sonra çıkan olaylar ise futbolumuzdaki
gerilimin ne hale geldiğinin tam anlamıyla bir göstergesi
iken ortalığa baktığımızda futbol dünyamıza ve onu yöneten
sorumluların pişkinliğine şaşırmamak elde değil!
Üstelik hafta sonu karşılaşmalarından hemen önce Spordan Sorumlu
Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in kulüp başkanları ve üst
düzey yöneticileri kastederek"ağızdan çıkan bir söz taraftarı
etkiler. Sorumlular sorumlu gibi davransınlar. Aksi taktirde
gerginlik tribünlere yansırsa sorumluların sorumlu olarak
ilgili yasalar gereği hesap verecektir"! Açıklamaları
varken.
Basiretsiz ve beceriksiz sözde spor adamı olduğu sanılan kişiler
haftalar, aylar hatta yıllarca sporumuzu geriyorlar. Sonunda
da gerilen ve kötü yönetilen spor dünyamız, içinde çocukların
ve kadınların da bulunduğu tribünlerde dehşet içinde şiddet
görüntüleri sergiliyor.
Çocuklar ağlıyor. Kadınların bacakları kırılıyor.
Tüm bunların müsebbibi olarak eğlence sektöründe bulunan ve
hayatı boyunca futbol oynamamış bir DJ'e fatura çıkıyor!
Ve futbol dünyasının sözde spor adamlarının yaptığı binlerce
şiddet içeren ve şiddeti körükleyen tavır, uygulama ve olaylar
var iken suçluyu DJ Ersin Otazca 'in Lay Lay Lom'unda buluyoruz!
Birgün
Gazetesinde yayınlanan diğer yazılar
|