endüstriyel
kölelik, futbol, Beşiktaşlı futbolcular, Erkut Tekin, Cemal Ersen,
Atilla Gökçe, Sosyal Avrupa
Müslüm Kemal Gülhan
16 Ocak 2008
Endüstriyel Köleliğe İnsani Çözüm
Futbol sevgisi gerçekten afyon gibi, insani uyuşturup ona karşı kul,
köle olmaya kadar varan etki içermektedir.
Ama herşeye rağmen, bu özelliklerden sıyrılıp futbolu spor olgusu
içerisinde irdeleyip içine biraz da estetik bakış açısı katarsak
sanırım tadına doyum olmaz bir hal almaktadır.
Gerçi onun bulunduğu zemini belirlemek biraz da bizim elimizde olsa,
o da başka bir tartışma konusu olur.
Futbolu aklı başında yorumladığımızda; aslında bir çocuk gibi
gelişme evrelerine sahip olduğunu görürüz. 1904-1950 arası emekleme,
yeni kuralların oluşumu dönemidir.
1960-1989 ise gelişme dönemi; burada futbol artık kalkıp koşmaya
başlamıştır.
Teknik, taktik olgular televizyon, büyük stad-lar ve ekonomik
bakımdan anlam kazandığı dönemdir. 1990'dan günümüze ise büyüyüp
olgunlaştığı dönemdir.
Global kültürün etkisinde acımasızca sadece para kazanmayı amaç
edinen, tüm insani değerleri ikinci plana iten bir işadamı
hüviyetindedir futbol, küreselleşen ve ticari boyut kazanan, son
safhasına yani "Endüstriyel Futbola" geçmiştir.
İşte bu aşama çok önemli çünkü sözün bittiği nokta gibi bir şey...
"Endüstriyel Futbol" aşamasının tamamlanmadığı bir ülkedeki futbol
ilişkilerindeki duyarsızlıklardan ve tutarsızlıklardan bahsedildiği
yere geldik.
Geçen haftalarda Beşiktaşlı futbolcular Ko-ray avcı ve Burak Yılmaz
ile Galatasaraylı antrenör Zafer Koç ile ilgili birçok yazı yazıldı
ve yorumlar yapıldı, ki bunların gündeme gelmesi son derece doğru ve
önemliydi.
Bu üç futbol emekçisi kendi iradeleri dışındaki kişiler ve
olaylardan dolayı sabah yataklarından kalktıklarında gazetelerde
satıldıklarını veya işlerine son verildiklerini öğreniyorlar.
Nasıl bir meslek ahlakıdır bu tüm insanlık erdemlerinin yok olduğu
ve ayaklar altına alındığı bir durumdur.
Bence o an insanın kendisiyle yüzleşmesi ve hesaplaşması anıdır...
Varolmasının koşullarını irdeleme anıdır... İnsanlık erdemlerine
sahip çıkma anıdır.
Onurlarını koruma anıdır...
Sevgili Erkut Tekin'in bir günde Cemal Ersen ve Atilla Gökçe'nin
Milliyet'teki yazılarında belirttikleri gibi bir gerçek ortaya
çıkmıştır.
Bu gerçek; kendilerini koruyabilecek sosyal olgulara ihtiyaç
duyulmasıdır...
Tüm dış etkenlere uzak sadece mesleki haklarını koruyacak bir
örgütlenmeye ihtiyaç olunmasıdır.
Yani ciddi bir sporcu sendikasının kurulmasından bahsediyorum.
"Endüstriyel futboldaki" emanetçi yapımız daha çok haksızlıkları ve
acıları beraberinde getirecektir.
Bu yüzden son derece demokratik bir hak olan çağdaş bir örgütlenme
olmazsa olmaz bir gerçektir.
AB'ye Türk-İş'in müracaatı ile "Sosyal Avrupa'ya Doğru Türkiye'de
Sendikal Eylemi Güçlendirme" adı altında bir sendika projesi spor
alanında çalışma yapacaktır.
Sanırım şubat sonunda yapılacak bu çalışma bu sürece hizmet edecek
ciddi bir ortam yaratacaktır.
Spor kamu oyunun hassasiyetle bu çalışmayı irdeleyip sonuca yardımcı
olmaları gerekmektedir.
Aksi halde Nâzım Hikmet'in dediği gibi "Kabahatin çoğu senin, canım
kardeşim."
» Müslüm
Kemal Gülhan Anasayfa
Özel
Malta
Milli Maçı Fatih Terim ve Olaylar
Özel
Fatih Terim Dosyası Ana Sayfa
Yazarlar |
Özel Futbol Dosyaları |
Futbol Videoları
|
Futbol Haberleri
Canlı Radyo
Yayını ve Konuşamadıklarımız
|
Dünya Kupası
Özel
Çok Özel Röportajlar
|
Tekinoktay Özel |
2007 Yılı Oskarları
Uydu Maç Yayınları |
The Best Of
|