Con Dindar !

Tam onbir yıl önce Celal Kazdağlı ile birlikte yazdığı kitapla Ergenekon kelimesini ve yapılanmasını kamuoyuna ilk kez tanıtan C. Dündar, belki de yıllar sonra yine ilginç bir değerlendirmeyle anılacağı şekliyle gündeme geldi.

Bu sefer kamuoyuna kahraman kişiliğiyle tanınan tarihin en büyük liderinin bir başka şekille tanıtılacak Mustafa filmiyle başrolü oynuyordu.

Değişiklik filmin ismiyle başlamıştı… Mustafa!

İzledikten sonra bugüne kadar az bile tartışılmış dedirten film;

Mustafa’nın kardeşinin kum zemin üzerine yapılmış mezarının çakallar tarafından saldırıya uğraması öyküsüyle sahne aldı!

Kardeşinin cesedinin parçalanma öyküsüyle büyüdüğü vurgulanan Mustafa, hemen arkasından “Melankolik bir yaşamın başlangıcı” damgasını yiyiverdi böylece!

Ana bölüme yapılan melankolik giriş, inkâr edilmesi mümkün olamayacak arşiv kayıtlarının yönetmenin marifetiyle oluşan zıt sahnelerin birleştirilmesiyle filme devam edildi.

Arşiv resimleri, orijinal el yazıları ve kayıtlardaki ifadeler her şeyiyle bizim bildiğimiz tanıdığımız Dünya tarihindeki liderlerin bile onun gibi anılmaya gıpta ettikleri gelmiş geçmiş en büyük lider M.Kemal Atatürk.

Montaj silsilesindeyse bambaşka biri;

İşte bazı gerçekler ve marifetli yorumlardan bir demet Mustafa Kemal Atatürk!

Arşiv kayıtları güçlü kısa boylu, montajdaysa sıska çelimsiz biraz da narin!

Arşiv kayıtlarında dostlarına sadık, süslü yorumlar ve montajlardaysa ihaneti bolca biri!

Arşiv kayıtlarında Conk Bayırında en önde, üstelik göğsündeki saatte kurşun deliği, montajlarda ise ordunun tamamı yerde kan içinde, kendisiyse sonda kalan tek asker!

Arşiv kayıtlarında cephede ve dağlarda çadırlarda yatan, hasta günlerinde “gerekirse Cumhurbaşkanlığını bırakır, çete reisi olup Hatay’da savaşırım” diyecek kadar cesur,
süslü montajlarda ise toz bulutlarından panik olan, konakta ışıksız yatamayacak kadar korkak bir kimse!

Arşiv kayıtlarında düşman işgalinden kurtardığı ülkeyi kurduğu millet meclisine bırakan Demokrat, montaj ve yorum hünerlerindeyse zalim Diktatör!

Arşiv kayıtlarında İstanbul’a ilk gelişinde Rus hükümeti destekli suikastın hedefi,

Montaj ve yorum marifetinde İstanbul’a ilk gelişte içki ve kadınlarla tanışan yoldaş Komünist!

Arşiv kayıtlarında yapılan reformlardan sonra Latin alfabesine ve modern eğitime geçen modern bir lider, montajlamada kendisine tokat atan hafızdan intikam alan kinci ve küçük düşünen bir kişi!

Arşiv kayıtlarında Türk topraklarından yabancıları temizleyerek bu topraklarda Müslümanlığın sürmesini sağlayan dinine bağlı bir lider, süslü yorumlarda ise “Ülke yönetimini gökten yere indiren” din sevmez lider!

Arşiv kayıtlarında annesini bile ihmal edecek kadar sorumluluk sahibi bir kahraman, nahoş yorumlarda anasının kuzusu, pardon “Anasının Mustafa’sı”

Arşiv kayıtlarında düşman işgali altındaki topraklarda yıllarca süren bir sürü savaş,

İlginç yorumlarda yıllarca süren balolar ve keyifli âlemler!

Çok mevzu yaratan hatta mahkemelik olan içki ve sigara da cabası.

Savaşın ve kahramanlıkların sadece 30 saniye aldığı ancak içki ve sigaraya neredeyse bir çeyreğin kaldığı bu büyük sanat mucidi filmin finalinde;

Bol yıldızlı “içki ve sigara” kullanımıyla gelen yalnız ölüm sonrası.
Sanırız artık Con bile Dindar!

Not; John ismi istatistiklerdeki en çok kullanılan Amerikan ismidir. Türkçe okunurken Con olarak telaffuz edilir…