Fatih Terim,
Nihat Kahveci, Yıldıray Baştürk, Halil Altıntop, Hamit Altıntop,
Emre, Türkiye Süper Ligi, İspanya, Ulusal Takım
Müslüm Kemal Gülhan
30 Mayıs 2008
Çelişkiler İmparatoru
Fatih Terim’in açıkladığı kadrodan sonra… Aslında çıkardığı
futbolculardan sonra…
Tartışılacak o kadar çelişkiler ortaya çıktı ki nereden
başlayacağımı şaşırdım. Ama şaşırmadığım tek şey ise sorunun
kaynağının Fatih Terim olmasıdır.
Çelişkilerin hangisinden başlayayım inanın şaşırmamak elde değil.
Takımda olması gereken beş oyuncuyu saysak Nihat Kahveci, Yıldıray
Baştürk, Halil Altıntop, Hamit Altıntop, Emre bunların içinde yer
alması olmazsa olmaz olur.
Bundesliga, Türkiye Süper Ligi’nden daha kaliteli bir ligdir. Oyun
prensipleri ve temposu bizim ligden çok daha iyidir.
Yıldıray ve Halil skora etki edecek kalitede oyunculardır. Şu anda
Türkiye’deki üç büyüklerinde bu iki futbolcuyu almak için can
attıkları da bir gerçektir.
Şimdi bu saptamaları yapayım ki neyin ne olduğunu doğru anlayalım.
Fatih Terim, Halil için ‘hava topu iyi değil’ demiş, peki o zaman
Fatih Tekke veya Hakan Şükür’ü niye almadın? denmez mi? Ayrıca
Halil’in hava topu gayette iyidir.
Gelelim Yıldıray’a. Sinyor ‘yedek oturmak istemezdi’ demiş Yıldıray
için… Real, Barselona niye otuz kırk milyon dolara oyuncular alıp
kulübede bekletiyor?
Bunun bir sebebi olmalı herhalde… Turnuvalarda oyuncuların yetenek
ve rakibe göre kadro belirlenir, her zaman aynı on birin oynaması
mümkün olmayabilir.
En önemlisi kitlenen veya ters giden maçı döndürecek kalitede
oyuncunun kulübede olması bir nimettir.
İbrahim Kaş İspanya’nın Getafe takımına transfer oldu, oldu da hani
tutturup Nihat abisi gibi olursa acaba Sinyor o zaman ne diyecek?
Şimdi başka önemli konu ise Halil’in kadro dışı kalması ile Hamit’i
nasıl motive edecek Fatih Terim, doğrusu çok merak ediyorum…
Biraz geriye doğru gidip tüm maçlara göz attığımızda ortada büyük
hatalar silsilesi olduğunu görürüz.
Birincisi; Ulusal takım her maça ayrı kadro çıkmıştır; sakın ola ki
rakiplerden dolayı diye algılamayın, tamamen teknik patrondan
dolayıdır…
Oyun şablonu oturtulamamış her maça ayrı bir yapı için de
çıkılmıştır, bu taktik zenginlikten değil ‘Ben’ bilirim
egosundandır. Sonuçları da ortadadır.
Bir takımın hücum ve savunma prensipleri oluşmadan takım kimliği
kazanması mümkün değildir. Prensiplerin oluşumundan sonra oraya
uygun oyuncular seçilir.
Ama bazen öyle oyunculara sahip olursunuz ki bu prensiplerin içine
farklılıklar koyabilirsiniz örneğin; Nihat,Halil ve Yıldıray gibi
oyuncular için.
Halil ve Yıldıray’ın takımdan çıkartılmasını alınacak başarılı
skorlarla da izah edemezsiniz. Bu başlı başına futbol da mesleki
travmadır.