|
Turk
bolu ve Besiktas'ın YIL
Hürser Tekinoktay 06
Mart 2005
Konuşanlar, Konuşmayanlar ve hiç
Konuşamayacaklar !
13
Mayıs 2001'de Ankaragücü'nün Galatasaray'ı 2-1 mağlup etmesiyle hem Fenerbahçe'ye
şampiyonluğu kazandırdığı hem de Ankaragüçlü futbolcuların 10'ar bin dolar teşvik
primi aldıkları ve bu teşvik-şike prim dağıtımı Ersun Yanal eliyle olduğu iddiaları
geçen haftanın en çok konuşulan olayı idi. Ancak hemen arkasından oynanan
Beşiktaş -Sakaryaspor maçında çıkan futbol dışı olaylar bir anda Ersun Yanal ve
Futbol Federasyonunun imdadına yetişti . Maçın kaderini her an değiştirebilecek
bir yetenek de olan Serdal'ın kendi güvenliğini sağlamaktan sorumlu özel bir güvenlik
görevlisi tarafından burnunun kırılarak görev alamaması, Carew'in tükürmek ile
sümkürmek arası rakibine yapmış olduğu sportmenlik dışı hareket, olanlara sessiz
kalan idareciler ve Rıza Hoca'nın girmek zorunda kaldığı gereksiz polemikler hemen
gündemi değiştiriverdi. Hafta sonu oynanacak Galatasaray- Beşiktaş maçının
da bir başka gündem yaratacağı muhtemel. Beşiktaş'ın saha dışında olduğu gibi
saha içinde de gittikçe kötüye giden durumunu kamufle eden bir galibiyet daha
çıkar mı bilinmez . Ama bilinen odur ki çabuk parlayan ve çabuk sönen bu olaylar
futbolu artık sevdirmekten yoksun kalmaktadır. Türk futbol seyircisi artık keyifsiz
ve mutsuzdur ! Oldu bittiye getirilen Teşvik-Şike iddiaları gerçek futbolu
arayanlar için yine kaçan bir şans olmuştur. Cafer'in olaydan 4 yıl sonra konuştukları
maçın oynandığı 13 Mayıs Pazar günü konuştukları ile bağdaşmasa da , Futbol Federasyonunun
muhteşem bir çabuklukta inanılmaz güzel bir soruşturmayı başlatması ve bitirmeleri
bir gerçektir.Şimdi istedikleri kadar övünebilirler ! 3 Günde başlatılan ve
bitirilen soruşturmada Ersun Yanal için her fırsatta her türlü hakareti yapan
Ankaragücü Kulüp Başkanı Cemal Aydın bile Ersun Hoca'ya dokunmayın şimdi milli
maçlar var , o böyle şeyler yapmaz diyerek işin içinden güzel bir şekilde sıyrıldı
gitti ! Oysa Ersun Hoca'ya "gidişi gidiş değil. 6 voltluk bir akü haline
geldi ve kendini yenilemesi gerek" diyerek 2002 Haziran Ersun Yanal aleyhine
bazı belgeler ile mahkemeye veren de kendisi iken ! Teşvik-şike İtirafında
bulunan Cafer Aydın'da bir anda dediklerinden dönüp "Ben öyle şeyler demedim"
demesi de gerçekten çok ilginç değil miydi ? Zeki diye bilinen Cafer'in ifadesinde"
"bilerek yaptım aramızda husumet olduğu için" derken hemen arkasından
" Söylediklerim fotomontajdı" diyerek kendi cevabını yalanlayarak bazı
mesajlar mı vermek istiyordu onu da pek soran olmadı ! Ersun Hoca'nın yüklü
miktarda vergi kaçırdığı belgeleri elinde olan Petrolofis Kulübü Başkanı Şahin
Ulu'da başta olmak üzere bu olayda tüm konuşanlar gibi Cafer Aydın'da sus pus
oldu gitti ! Peki spor kamu oyu ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Ali
Şahin bu olanlardan ve neticesinden tatmin oldu mu? Kesinlikle hayır ! Maalesef
ki kamu vicdanı bu soruşturmanın delilleştirilmekten başka bir şey olmadığı kanaatindedir. Sonuç
olarak konuşanlardan biri daha infaz edilmiş ve hem para hem de kadro dışı cezası
almıştır ! İşte işin en kötü ve endişe verecek durumu bu değil midir. Konuşan
bir anda ifade değiştirmiş ve son hızla konu kapatılmıştır , Hiçbir araştırma
yapılmamıştır. 500.000 dolar hacmin 13-20 Mayıs 2001 Tarihlerinde ki hareketlerinin
izi bile araştırılmamıştır. Ama insanlar, konuşanlardan Hıncal Uluç, Ahmet
Çakar, Engin Verel, Necil Ülgen, Kaya Çilingiroğlu gibi gazeteciler vurulurken
, Mafyayla işbirliği edip hiç konuşmayanların ne kadar itibar sahibi oldukları
acaba Cafer ve diğerlerine hatırlatılmış mıdır? Bunu da bilmek istiyor ! Veyahut
da şu anda Devletin Televizyonunda görevli eski MHK Başkanı Bülent Yavuz'un telkini
ile haksız maç yönettiğini itiraf edip ispat edemediği için tazminat ödeyen Sadık
İlhan'ın kötü duruma düşmeleri mi anlatılmıştır ? Bunu da bilmek istiyor ! Sadık
İlhan'ı kullananların ise şimdi aslanlar gibi görevlerinin başında oldukları mı
söylenmiştir ? Bunu da bilmek istiyor ! Neticede en acısı varılan sonuçtur
; Aranızdan bir çıkar ve konuşursa yanar ! Gelinen nokta "Teşvik-Şike"
artık neredeyse meşru ve dokunulmaz olmuştur. Hem eski dönemin hem de yeni
dönemin Futbol Federasyonu Başkanlarının teşvik-şike kirliliklerinden birbirlerini
suçlamaları karşısında ; İki döneminde hukukçusu Şekip Mosturoğlu'nun , TSYD
Tesisleri'ndeki basın toplantısında olayın gerçek dışı olup Teşvik-Şike'nin olmadığı
açıklaması işin diğer ilginç yanıdır ! Oysa daha birkaç ay önce o da "
Türk Futbolunun Kolombiya futbolu" ile özdeşleştirirken ! Bu manzaralar
karşısında bu güne kadar konuşanların ve konuşmayanların durumunu görenlerin bundan
sonra hiç konuşamayacak olmaları daha da acı değil midir ?
/p>
Yazarlar |
Özel Futbol Dosyaları |
Futbol Videoları
|
Futbol Haberleri
Canlı Radyo
Yayını ve Konuşamadıklarımız
|
Dünya Kupası
Özel
Çok Özel Röportajlar
|
Tekinoktay Özel |
2007 Yılı Oskarları
Uydu Maç Yayınları |
The Best Of |