Bitmeyen Sakız: Seyrantepe
08
Ağustos 2007
Hüseyin Özkök
Hatırlarsınız, bir aralar bitmeyen sakızla ilgili bir reklam
vardı radyo ve televizyonlarda.
Uzun zamandan beri “çiğnenmekte” olan Galatasaray’ın Seyrantepe
stat hikayesi de adeta bitmeyen bir sakıza döndü. Bu olayı
aslında iki açısı ile birbirine bağlı olmadan değerlendirmek
gerekir.
Birincisi TOKİ’nin bu stadı yapıp yapmaması gerektiği konusu,
ikincisi ise Galatasaray’ın Mecidiyeköy’e yeni bir stat yapıp
yapmaması konusu.
Biliyorsunuz TOKİ’nin bu stadı yapmasına karşı olanlar bu
stat sanki Galatasaray’a hibe ediliyormuş gibi bir izlenim
yaratmaya çalışıyorlar.
Bir kere şunu hemen belirtmek gerekir ki Galatasaray Stadı’nı
devlete yaptırmıyor.
Devletin kar amaçlı ticari bir kuruluşu olan TOKİ arazinin
üst kullanım hakkına sahip olan Galatasaray ile bir ticari
anlaşmaya vararak para kazanmak amacı ile bu stadı yapıyor.
Yani Galatasaray, stadını Seyrantepe’ye taşıyarak devlete
para kazandırıyor.
Bilindiği gibi Galatasaray, üst kullanım hakkına sahip olduğu
mevcut Ali Sami Yen arazisini devlete bıraktı.
Devlet bu araziyi ihaleye çıkardı. Araziyi alan müteahhit
firma bu arazinin karşılığında Galatasaray’a bir stat yapacak
stadın parasını mevcut araziye yapacağı binadan çıkaracak.
Üstüne üstlük devlete de 100 milyon dolar ödeyecek, kira bedeli
üzerinden yılda 2 milyon dolardan 60 yıllık kirayı devlete
peşin ödemiş olacak. TOKİ devlete ait ticari bir kuruluş.
İnşaattan para kazanıyor. Keyfe keder cebinden para ödeyemez
zaten bunu yapmasına yasalar izin vermez.
İkinci konu ise daha çok Galatasaray camiasının bir bölümü
tarafından gündeme getirilmekte.
Bu Galatasaraylılar, Galatasaray’ın Mecidiyeköy’e yeni bir
stat yapması gerektiğini söylüyorlar. Ancak kimsenin aklına
Mecidiyeköy’e 52 bin kişi kapasiteli bir stat yapılır mı diye
sormak gelmiyor.
Bu aynen Olimpiyat Stadı’nın yapılıp ardından yolların yapılmasının
akıllara gelmesine benziyor.
Ali Sami Yen şu anki hali ile en fazla 25 bin seyirci alıyor.
Maçların dolmadığı günlerde bile Mecidiyeköy trafiği alt üst
oluyor ve maça arabaları ile gelenler park yeri bulamıyorlar.
Peki aynı yere 52 bin kişilik stat yapılınca bu kapasitede
bir stadın çevre için yaratacağı sorunlar ne olacak? Bunla
ilgili güzel bir örnek vermek istiyorum.
Salzburg takımının stadı Euro 2008 için 17 bin kapasiteden
32 bine çıkarıldı. Ama Salzburg belediyesi buna geçici olarak
izin verdi.
Belediye stadın bulunduğu yerin 32 bin seyirci kapasitesini
kaldıracak koşulara sahip olmadığı için Euro 2008 sonrası
stadyumun tekrar eski kapasitesine dönmesi gerektiğini söylüyor.
Stadı küçültmek istemeyen kulüp ile belediye arasında şimdiden
bir tartışma yaşanıyor ve şu anda da Salzburg’a 17 bin den
fazla seyirci alma izni verilmiyor.
Dolayısıyla bir yere stat yapmayı planlarken ilk önce stadın
güzelliği büyüklüğünü değil yapılması gereken yerin çevre
planlaması ile birlikte işe başlamak gerekiyor.
Bu iş ülkemizde böyle olsa bugün Olimpiyat Stadı başka yerde
olabilirdi.
Zaten Mecidiyeköy’e tasarlanan büyüklükte bir stadı nasıl
sığdıracaksınız, o da ayrı bir konu.
Daha küçüğü yapılsın diyenler rakibiniz 52 bin üzerinden gelir
elde ederken siz örneğin 30 bin kişilik gelire mi razı olacaksınız.
Dolayısıyla TOKİ Galatasaray anlaşmasında bir sakatlık yoktur
ve Galatasaray’ın Seyrantepe’ye gitmesi doğrudur.
Hüseyin
Tarık Özkök'ün
Birgün Gazetesi ve hurserTekinoktay.com
için yazdığı yazılarına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.
Hüseyin
Tarık Özkök'ün yazıları
Yazarlar |
Özel Futbol Dosyaları |
Futbol Videoları
|
Futbol Haberleri
Canlı Radyo
Yayını ve Konuşamadıklarımız
|
Dünya Kupası
Özel
Çok Özel Röportajlar
|
Tekinoktay Özel |
2007 Yılı Oskarları
Uydu Maç Yayınları |
The Best Of
|